Mutlu Hesapçı
Aklımda ve duygumda kalanlar…
ZORBA GİBİ BİR KARAKTERLE DANS ETMEK NE GÜZEL OLURDU!
Yaz geldiği zaman aklıma gelen filmlerin başında gelir ‘Zorba’ üstelik hemen hayallere dalar bir Yunan adasında kendimi Aleksi Zorba ile bir masada hayata ve aşka dair sohbet ederken bulurum. Aleksi Zorba hepimizi etkileyen karakterlerin içindedir. Belki de sirtaki dansını o yüzden seviyor bile olabiliriz. Nikos Kazancakis’in dünyaca ünlü eseri zamansız bir eser olmayı başardı. Sinemaya ve tiyatroya uyarlandı, eser sayısız dile çevrildi ve başucu kitaplarından biri haline geldi. Ankara Devlet Opera ve Balesi, Zorba’yı yıllar sonra yeniden sahneledi ve İstanbul seyircisiyle de buluştu. Yıllar önce John karakterine hayat veren başarılı balet Eren Keleş bu kez Zorba olarak karşımızdaydı. Zorba’nın bale uyarlamasının nasıl olacağına dair merakım oldukça fazlaydı çünkü romanı ayrı sevilen, sinema uyarlaması efsane olan bir eserin bale uyarlamasına yabancı kalabilirdim. Ama öyle olmadı hatta Kazancakis bale uyarlamasını izleseydi eminim çok beğenirdi. Çünkü anlaşılabilir sade bir anlatımla, beden dili ve müzikleriyle öyle bir koreografi sundular ki Zorba’nın balesini de çok sevdim. Bale gösterisine davet bizzat gurur duyduğumuz baletimiz Eren Keleş’ten gelince gösteriye koşarak gittim. Eren, oyuncu arkadaşım hepinizin sevdiği Fadik Sevin Atasoy’un kardeşi. Eren bu ülkenin yetiştirdiği en önemli ve başarılı baletlerden biri, yaş itibariyle artık bale kariyerine farklı bir şekilde devam edebilir ama o sonuna kadar dans etmeyi sürdürüyor. Öyle ki Zorba’nın yıllar içinde farklı versiyonlarının da değişmeyen baleti kendisi.
Zorba Balesi sahnelenmeye devam edecek. Ben İstanbul’da yakaladım sizler en yakın zamanda Bodrum’da gerçekleşecek olan Opera ve Bale Festivali’nde izleyebilirsiniz.
Bütün ekibi yürekten kutluyorum, Eren’i ayrıca kutluyor ve bu seyrine doyamadığım gösterisi için sevgilerimi iletiyorum.
Zorba, bir yaşam kılavuzudur. Özgür insanların simgesidir. Kazancakis’in mezar taşında şöyle yazar; “Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm.”
GELECEĞİ SANATTA ARAYANLAR PSM ATÖLYE’DE!
Zorlu Performans Sanatları Merkezi pandemiyle birlikte kendi prodüksiyonlarını ve oyunlarını üretmeye başladı. Geçtiğimiz iki sezonda 50’nin üzerinde öğrenci mezun oldu ve yaklaşık 20 oyun çıkarttılar. Şimdi mezunların çoğu kültür sanat sektöründe önemli pozisyonlarda görev alıyorlar.
Tiyatronun sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla dramatik yazarlık, tiyatro yönetmenliği ve tiyatro yapımcılığı alanlarında başlattığı ve MeyIDiageo’nun desteğiyle sürdürülen PSM Atölye’nin üçüncü dönemi tamamlandı.
Katılımcıların hazırladığı oyunları izleyenler arasında ben de vardım. Bu yıl; ‘Yüzyılın Oyunu’, ‘Kuzguncuk Sular Altında’, ‘Artık Hiç Geçmeyecek’ ‘Kısık Ateşte Düdüklü Tencere’ oyunları gösterildi. ‘Kısık Ateşte Düdüklü Tencere’ en beğendiğim ve etkilendiğim oyun oldu.
Sanatta sürdürülebilirliği sağladıkları için başta MeyIDiageo kültür sanat danışmanı Banu Zeytinoğlu nezdinde MeyIDiageo ailesine, projenin yönetmenliğini gerçekleştiren Serdar Biliş ve atölyeye katkı sunan eğitimcilere, emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Çünkü gelecek sanatta!
ERCAN SAATÇİ FARKI!
Ercan Saatçi benim kuşağımın en önemli müzisyenlerinden biri ve aynı zamanda en üretken isimlerden biri. Öyle şarkılar yazmış ki yıllar geçtikçe daha da değerli oluyor. Bayram ekranında rastladım Ercan Saatçi’ye ve Çokakustik ismiyle hazırladığı programına denk geldim. Ercan Saatçi sanki bizim evde dostlarının arasında ben de vardım ve şarkılar söylüyorduk öyle de samimi bir programdı. Ercan Bey ‘Sayenizde’ şarkınızın etkisi bende geçmiyor ve sayenizde duygularımız dile geliyor!