Mutlu Hesapçı

Hafta sonu bir arkadaşımın annesi vefat etti ve cenaze için Kırklareli’nin Bulgaristan sınırında olan bir köyüne gittik. Öyle bir sınır ki yürüyerek bile bir saatlik yol mesafesinde bir yerdeydim. Bu üzüntülü yola çıkma durumunu başka bir geziye dönüştürsek mi dediğimiz noktada benim vizem yoktu, Bulgaristan’a geçiş yapamayacaktım. Bu nedenle vizeli olanlar, “başka vizeli olanlarla plan yaparız” dediler. Böylece ben kendimi otomatikman dışlanmış hissettim, üstelik anneannemin büyükleri Bulgaristan göçmeniydi ve ben o bölgeyi çok görmek isterdim. Şimdi bana diyebilirsiniz ki, “vizenin kolay alındığı bir dönemde bunca yıl niye gitmedin” diye; bu soru anlamsız şimdi denk geldi gitmek istiyorum ama gidemiyorum. Sözün bittiği ve vizesiz kaldığımız bir dönemdeyiz. Açıkçası Belçika Konsolosluğu’nun davetini aldığımda da “ne işim var benim orada bir vizem bile yok” dedim. Ama sonra bir konsolosun hem vize sorununa hem bize karşı yaklaşımını merak ettim ve basın toplantısı davetine gittim. İlgiyle gitme sebebim ilk kez bir başkonsolos ile tanışacaktım ve böyle bir davete ilk kez katılıyordum.

Belçika-Türkiye Göç Anlaşması’nın 60. yılı

Belçika-Türkiye Göç Anlaşması’nın 60. yılı kutlanırken Belçika İstanbul Başkonsolosluğu’ndaki basın toplantısına katıldım. Belçika Başkonsolosu Bay Tim Van Anderlecht, genç biri ve Ağustos 2022 yılından beri bu görevde bulunuyor. Türkiye’ye gelmeden önce bu kadar tarihi bir coğrafyanın içinde olacağını kendisi bile tahmin edememiş ve gördüğü tarihi her yapı onu büyülemiş. Türkiye ile Belçika arasındaki kültürel, ticari ve ekonomik gelişmeleri bizlerle paylaşırken Türkiye ile ilişkilerin istenilen seviyede ve iyi gittiğinin de altını çizdi. Çünkü Belçika’da yaşayan Türk vatandaşları ve Türkiye’de yaşayan Belçika vatandaşları, 4.kuşak olmuşlardı ve her iki ülke açısından kurulan iletişimin varlığı bu iki ülkeyi bugünlere getirdi ki Göç Anlaşması’nın 60. yılı kutlanıyor ve her iki ülke bu durumdan oldukça memnun. Bize günün anlam ve önemi üzerine gelişmeleri aktarırken kendisine sorduğumuz ilk soru vize sorunumuz üzerineydi diyebilirim. Konsolos geçen yıl 13 bin vize verdiklerini ve bu yıl bu rakamı 18 bine çıkartmak istediklerini paylaştı. Ama asıl bir araya gelmemizin amacı 16 Temmuz 1964’te Belçika ve Türkiye’nin Türk işçilerin Belçika’ya göçünü kolaylaştırmak amacıyla imzaladığı Göç Anlaşması’nın 60. yılını coşkuyla kutlamak amacıyla yarın Santral İstanbul’da düzenlenecek olan Gurbet Kuşu Festivali.

Gurbet Kuşu Festivali Santral İstanbul’da düzenleniyor

Belçikalı Türk Komedyen Erhan Demirci ve Hadise’nin açılış konuşmasını yapacağı festivalde, Türk kökenli Belçika vatandaşları olan ünlü sanatçılar Kubat, Doğukan Manço ve Ali Pınar sahne alacak. Festivalde ayrıca Ramazan Sesler ve ekibi, Ali Pınar & Poetic Ensemble’nin müzikal performansları olacak. Belçikalı yazar Tom Naegels, göç üzerine yazdığı best seller kitabını konu alan bir seminer verecek. Festivalde Belçika yemeklerini tanıma ve tatma şansına da sahip olacaksınız. Vize sorununuz yok merak etmeyin ülke topraklarında İstanbul’da Belçika’yı tanıyacaksınız diyebilirim.

Maçın vizesini aldığımız bir galibiyet gecesi

Ben Belçika Konsolosluğu’na vizesiz girebildim, neyse ki konsolosluklara girişte vize yok. Ayrıca o kadar iyi ağırlandım ki kendimi çok iyi hissettim. Günün en güzel hediyesi Belçika’nın en ünlü çikolata markasından tadımlık hediyeler ve güler yüzlü, genç konsolosun enerjisiydi. Soğuk bir diplomat ile karşılaşmadım. Bu etkinliğin yapıldığı günün gecesinde milli maçımız vardı ve ben heyecanla akşamı bekliyordum. Vize sorunundan dolayı her ne kadar Almanya’ya maça gidememiş olsam da arkadaşlarımla kendi mahallemizde maçı coşkuyla izlemeye hazırlandım. Bu satırları yazarken galibiyet coşkusu içindeyim maçı kazandık ve bir üst tura yükseldik. Vizesiz girebildiğim konsolosluk akşamından maçın vizesini almış olmanın coşkusuyla çıkmak her şeye bedel! Vizesiz anlaşmaların galibiyetini kutlayacağımız günler temennisiyle…