Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

Bir varmış bir yokmuş 'Dünya Varmış'

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ “DÜNYA VARMIŞ”

Dünya gündemi, ülke halleri, özel hayat ve iş gündemi hep içinde huzursuzluk ve üzüntü barındırıyor. Sen kaçmak istedikçe içine çekildiğin ve duyarsız kalamadığın bir girdabın içine düşüyorsun. Bir yerde de eğer bu dünyaya geldiysek ve yaşıyorsak akıl sağlığını korumak için kendi içine dönmek hatta kaçmak gerekiyor. Son dönemde popüler olan kendini karanlık bir yere kapatmaktan ya da içinde sihirli taşlar şifası, enerji gönderen uygulamalar, meditasyon vs. adı altında ekonomiye dönüşen ve pazarlanan bir çıkış yolundan bahsetmiyorum. Bu yöntemi deneyenler çıkış yolunu böyle bulmuş olabilirler saygı da duymak lazım ama insan kendi kendinin şifası olabilmeli diye düşünüyorum. Bu, kitaplar içinde kaybolmak, deniz kenarında uzun yürüyüşler yapmak, yeni insanlarla tanışmak, bir başına yollara düşmek olabilir. İnsan kendi kendini inzivaya çekerek kendi hayatını yönetebilmeli çünkü hiç kimse seni sen kadar anlayamaz. Sana neyin iyi geleceği de hayatının her döneminde değişen bir şey aslında. Hep söylenen bir şey vardır; “İnsan her gittiği yere kendini götürüyor’ diye bu eylem olarak doğrudur ama insan her gittiği yere kendini götürmüyor bence; gittiği yerde kendini buluyor ve hayat durağan olmaktan çıkıyor. Çünkü insan yerinde saymıyor sanki bir filmin içinde kendi karakter değişimlerini yaşıyor gibi…

“Dünya Varmış” filminin setini Bodrum’da ziyaret ettim

Her yere yetişilmeye çalışılan bir şehir İstanbul, saatlerin kurulduğu ve zamanın hızlıca aktığı, hatta gün içinde kendini yarışırken bulduğun bir sistemin içindesin. Haberleri izlediğin, günleri saydığın, sosyal medyada her şeyi takip ettiğin, her gün bir öncekinden farksız bir sahnedesin ve her şey aynı, sen de aynısın. Sonra birden bir davet geliyor ve Bodrum’daki bir film seti yolculuğu benim farkında olmadan en iyi kaçış yöntemim olabiliyor. Zamanın akmadığı, anda kalabildiğim bir film setinde kendi filmimi çektim ve kendi karakter değişimimin içinde buldum benliğimi.

Filmin adı “Dünya Varmış”, sanki bir varmış bir yokmuş dünya varmış şeklinde anlatacağımız bir masal; üstelik biz hep sonu güzel biten masallar dinledik. Dünyanın masalını insan kendisi için güzel yazamadı ama masal tadında yaşamak istedi. Bodrum’da “Ohh be dünya varmış” şeklinde bir masalın içine girdim.

Hayatta ve ayakta kalabilmek için yeni bir dünya inşa ediliyor

“Dünya Varmış” filminin hikâyesinde dünya üzerindeki tüm yaşamın sonunu getirecek olan salgının yayılmasıyla yeni bir yaşam arayışı başlıyor. Her şeyi önceden bilen “Kadimler” adında gizli bir oluşum insanları bir sığınakta toplayarak yaşamalarını sağlayacak ama bu mekâna kaç kişi sığabilir ki! Seçilmiş kişilerden oluşan insanlar ve buraya girmeye hak kazanan insanlardansanız şanslısınız. Çünkü bu sığınak dünya kadar büyük değil! Hayatta ve ayakta kalabilmek için yeni bir dünya inşa ediliyor ve görevler yeniden belirleniyor. Film konusundan dolayı beni çoktan düşündürmeye başladı. Bu dünya neden hepimize yetmiyor, kaynaklar neden eşit ve adaletli dağıtılmıyor? Birilerinin yaşaması için birilerinin ölmesi mi gerekiyor? “Bir yer bulalım dünyadan uzak” şarkısını söylerken dünyadan başka bir yer yok ki yaşayabileceğimiz diye düşünüyorum.

Dünya yaşanılabilir bir yer olsun!

Ben Bodrum’da iki gün kendime sığınak yaptığım adeta cennetten bir köşede hadi dünyadan uzak da diyeyim şarkı anlamını bulsun bir yerde kaldım. Sınırlardan dışarı çıkmadığım korunaklı bir alanda kendi yöntemlerimle meditasyonumu yaptım üstelik enerjisi iyi gelen iyi insanlarla tanıştım. Film setinden filmin adı gibi “Dünya Varmış” diye ayrıldım “Ohh be” dedim. Üstelik şahane sohbetler yaptım ve sizlerle de Gazete Pencere Pazar röportajlarımda paylaşacağım. Daha ne olsun; lütfen dünya yaşanılabilir bir yer olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi