Abdullah Biricik
Bozkurt selamlı çeyrek final
Avusturya karşısında tarihi bir galibiyete imza atarak Euro2024’te adımızı çeyrek finale yazdırdık. Son saniyede Mert Günok’un yaptığı tarihi kurtarış hafızamıza kazındı ve uzun yıllar unutulamayacak gibi gözüküyor. Hala o anki gerginliği, paniği, korkuyu ve stresi yaşıyoruz desek yeridir.
Bu tarihi kurtarışı yapan Mert Günok’un, Bursaspor’da önce yedeğe çekildiği sonra da gönderildiği gün geldi aklıma. Başakşehir’e gidip Volkan Babacan’ın yedeği olarak beklemişti. Başakşehir’de kendisini tekrar ispatlayıp Beşiktaş’a transfer olmuş, Ersin Destanoğlu’nun yedeği olarak bekletilse de sonraki sezonlarda formayı almayı başarmıştı. Tıpkı Avusturya maçında Altay Bayındır ve Uğurcan Çakır gibi son derece başarılı iki kaleciden formayı aldığı gibi.
Örnek bir kariyer hikayesi. Hırs azim ve kararlılık dolu bir hikaye. Vazgeçmeyen bir kişiliğin başarı öyküsü. Bu “vazgeçmeyiş” bize 4 sene önce sıfır çektiğimiz, beraberlik dahi alamadığımız Avrupa şampiyonasında çeyrek finali getirdi.
Aferin Mert Günok, aferin bizim çocuklar. En az Mert kadar başarılı oynadı tüm futbolcular. Mert Müldür, Ferdi Kadıoğlu, Abdülkerim Bardakçı, Kaan Ayhan, Orkun Kökçü ve diğerleri… Hepsi tek tek alkışı ve övgüyü hak ediyor.
Ancak maçın oyuncusu seçilen Merih Demiral olağandan öte bir performansla (belki de kariyer maçı) oynadı. 2 gol attı, sayısız golü çıkardı. UEFA tarafından da maçın oyuncusu olarak seçildi. Hırsı, dinamizmi ve mücadelesi görülmemiş düzeydeydi. Tüm dünya onun performansını konuşup manşetlere taşıyacaktı ki, maç sonunda yaptığı bozkurt işareti bir anda manşetleri değiştirdi.
Gündem Merih’in performansı iken bir anda Merih’in yaptığı işaret oldu.
Tarihsel araştırmalar bu işaretin Batı'ya göç eden Hunlar, Kıpçaklar ve Peçenekler gibi çeşitli Türk halkları tarafından soylarını ifade etmek için kullanıldığını göstermektedir.
Bu işaret 10. yüzyıl İranlı şairi Firdevsî'nin Bozkurt işareti yapan Türk kadınlarının minyatürlerini içeren "Şehnâme"sinde bulunmaktadır. Çin'de bir mağarada (Göktürkler döneminden ait) Bozkurt işaretini yapan 6. yüzyıldan kalma bir Türk Han’ın heykeli bulunmaktadır.
Bozkurt işareti pek çok kişi ve tarihi kaynak tarafından Türklüğün simgesi olarak ele alınsa da, Alparslan Türkeş tarafından Milliyetçi Hareket Partisi’nin sembolü olarak benimsenmiş, günümüzde Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları ile özdeşleşmiş durumda.
Sosyal düzeyde bu işareti “ırkçılık” ve “aşırı sağcılık” sembolü olarak değerlendiren de var, Türklüğün simgesi olarak değerlendiren de. Ancak şu bir gerçek ki, bu işaret Avrupa’nın pek çok bölgesinde “yasaklanan siyasi semboller” kapsamında değerlendiriliyor ve cezai yaptırımı var.
Bugün manşetlere bakıp sosyal medyadaki haberleri incelediğimde, Merih’e ve Merih üzerinden A Milli Takımımıza ceza verilmesi yönünde çok sayıda içeriğe üzülerek rastladım. Yani neredeyse zafer elde edip çeyrek finale çıktığımız gecede “ceza alır mıyız?” endişesi yaşamaya başladık.
-Oldu mu?
-Bence olmadı!
-Gerek var mıydı?
-Bence yoktu!
Zaferimizin tadını çıkarmak varken, kimimiz kahve, kimimiz rakı, kimimiz kımız, kimimiz şarap, kimimiz de bardakta çayımızı yudumlarken, tüm dünyanın zaferimizi nasıl değerlendirdiğini keyifle takip etmek varken, kafamızda 50 tane soru işaretiyle oturmaya başladık.
Milli Takımımızın ülkemizde yaşayan tüm milletleri temsil ettiğini, birlik ve beraberliğimizi sağlamak adına önemli bir güç olduğunu unutmamalı ve bu sorumlulukla hareket etmeliyiz.
Tüm futbolcularımızı alınlarından öpüyorum…