Mutlu Hesapçı
Tomris Giritlioğlu’na Veda!
Bu dünyadan bir kadın göçtü… Yaratıcılık anlamında zirvede bir isimdi, üretkendi ve hayatımızın içine güzel hikâyeler bırakıp gitti.
Tomris Giritlioğlu uzun yıllardır amansız bir hastalıkla mücadele ediyordu ve maalesef bu mücadelesi onu yordu, bu hayata tutunamadı. En son kendisini en hasta haliyle Siyad Ödül Gecesi’nde görmüştüm ve içimden bir parça kopmuştu. Çünkü çok yorgundu, dayanacak gücü yoktu ama sanki kendisi sektörünü son kez bir arada görmek ve bize kendisini hatırlatmak için oradaydı. En sağlıklı gördüğüm hali ve tanıştığım zaman ise Tuğrul Eryılmaz’ın oğlu benim de üniversiteden arkadaşım Hüseyin Özdemir’in düğünüydü. Heyecanla yanına gitmiş ve tanışmıştım. Nasıl asaletli bir duruşu vardı ve nasıl güzeldi. Ben de biraz daha büyüyünce böyle bir kadın olacağım dediğimi hatırlıyorum! Büyüdüm ve olamadım tabii ama bir parça enerjisini o gece kendime almıştım ve şanslıydım.
Onun boşluğunda kaliteden ödün verdik
Onun olduğu dönemde her şey kaliteliydi ya da kendisi o kaliteyi katmıştı ve bizi böyle alıştırmıştı. Onun boşluğunda (hastalık sürecinde) kaliteden ödün verdik gibi geliyor nedense ve o boşlukta olanlar oldu. Onun içinde olduğu ve imza attığı her proje iz bıraktı. Hasta olmasaydı ve sektörün içinde aktif olarak yer alsaydı bugünkü dizilerin içinde olur muydu ya da ondan böyle diziler ya da filmler çıkar mıydı bilemiyorum ama yaşarken kendisine sektörün geldiği içerikleri sormayı ve değerlendirmesini çok isterdim.
Hatırla Sevgili… O mesut günleri…
Onun projeleri aklımdan çıkmayan işler oldu hatta ara ara hala izliyorum. Özellikle ‘Hatırla Sevgili’ benim için çok özel ve ayrı bir yerde duruyor. Tabii ki ‘Salkım Hanımın Taneleri’ de öyle. Dönem işi denildiği zaman ilk akla gelen isimdir kendisi, nitekim dönem işleri de kendisiyle başlamıştır.
O zaman sektörde proje tasarımcısı diye bir kavram yok iken, proje tasarımcısı olarak en başarılı işleri tasarlayarak dizi-sinema sektörünün adeta mimarı olmuştur. Proje tasarımı kavramını da böylece başlatmıştır. Senarist, yapımcı, yönetmen, proje tasarımcısı aslında her şey olmuştur. O güne kadar erkeklerin egemen olduğu ve bu sıfatlarla anıldığı sektörde kadın olarak öncü olmuştur diyebiliriz.
İçinde yer aldığı projeler
Yönetmen olarak yer aldığı projeler;
1989: Kantodan Tangoya, 1991: Suyun Öte Yanı, 1993: Yaz Yağmuru, 1996: 80. Adım, 1997: Kördüğüm, 1999: Salkım Hanımın Taneleri, 2008: Güz Sancısı.
Senarist olarak;
1989: Kantodan Tangoya, 1993: Yaz Yağmuru
Yapımcı olarak;
2002: Aşk Meydan Savaşı, 2005-2006: Aşka Sürgün, 2006: Esir Kalpler, 2007-2009: Asi, 2009-2010: Bu Kalp Seni Unutur mu?, 2009-2010: Kasaba
Proje tasarım;
2002-2003: Gülbeyaz, 2002: Azad, 2003-2004: Sultan Makamı, 2003-2005: Kurşun Yarası, 2004-2005: Çemberimde Gül Oya, 2004: Bir Aşk Hikayesi, 2005-2007: Ihlamurlar Altında, 2005: Aşk Yolu, 2005: Seher Vakti, 2006-2007: Kırık Kanatlar, 2006-2008: Hatırla Sevgili, 2006: Erkekler Ağlamaz, 2007-2008: Karayılan, 2007-2009: Asi, 2009-2010: Bu Kalp Seni Unutur mu?, 2009: Kül ve Ateş, 2010-2011: Gönülçelen, 2012-2013: Kayıp Şehir, 2014: Her Sevda Bir Veda
Her ölüm erken ölüm elbette ama en verimli döneminde hastalıkla başlayan süreci ve sektördeki eksikliği çok büyük bir kayıp oldu maalesef. Eğer sağlıklı olsaydı ve yaşasaydı eminim bambaşka ilerleyecekti ve neler yapacaktı, biriktirdiği neler vardı şimdi onun ardından daha çok merak ediyorum.
Yaratıcı, üretken ve öncü bir kadının önce hastalıkla başlayan yokluğu bir boşluktu ardından gelen ölüm haberi çok üzdü. Çünkü anlatacak hikâyeleri bitmeyen bir kadının o hikâyelerinin hayatta olması beni yaşanılabilir kılıyordu.
Onun ardından kendisine vedam; tasarladığınız her şey için teşekkürler, ne güzel işlerdi diyerek projelerini izlemek ve mutlu olma durumu ama kendi hayatımızı istediğimiz gibi tasarlayamıyoruz diyerek finali onun dünyadan göçüşü olmamalıydı! Huzur içinde uyuyun!