En popüler sınav

Üniversite sınavına giren aday sayısı rekor üzerine rekor kırmaya devam ediyor. Geçen sene ilk defa 3 milyon seviyesini aşan aday sayısı bu sene 3,5 milyonu aştı. Ülkenin demografik yapısına baktığımızda, 15-19 yaş aralığındaki genç sayısının 2018’de 6,63 milyon iken, 2021’de 6,31 milyona düştüğünü ve 2023’te ise 6,29 milyon olduğunu görüyoruz. Yani üniversite sınavına başvuran genç sayısındaki artışı demografi ile açıklamak mümkün değil. Peki, neden aday sayısında rekor üzerine rekor kırılıyor?

Adaylar nereden geliyorlar?

Salim Ünsal’ın ÖSYM basın bültenlerine dayanarak hazırladığı aşağıdaki grafik aday sayılarının değişimi hakkında önemli bilgiler içeriyor.  Lise son sınıftan gelen aday sayısı %4,5 azalmış. Mezuna kalan aday sayısı da %7,6 azalmış. Peki rekor kıran adaylar nereden geliyor?

Yanlış tercih yapanlar

Daha önce bir programa yerleştiği halde kayıt yaptırmayan veya herhangi bir programda kayıtlı olan aday sayısı %57 artmış. Belki de daha önemlisi, üniversite mezunu olan aday sayısı %75 artmış. Bu iki kategorideki artışın toplamı tam 442.876 (ki bu sayı örgün öğretimdeki toplam lisans kontenjanı civarında).  Bu ciddi artış açıklanmaya muhtaç. 

611.748 genç ya geçmişte yerleştiği bölümü beğenmeyip kayıt yaptırmamış ya da kayıt yaptırdığı bölümü beğenmeyip sınava yeniden girmeye karar vermiş. Bu grupta olanların bir kısmı bilinçli tercih yapmamış olanlar, bir kısmı ise kayıttan sonra gittiği üniversitede çeşitli nedenlerle hayal kırıklığına uğramış olanlar. Burada net bir milli servet israfı söz konusu.

514.087 genç ise bir üniversiteyi bitirdiği halde yeniden sınava giriyor. Bunun en belirgin açıklaması, mezun oldukları programın onları amaçlarına götürmemiş olması. Fakat üniversite öğrencisi olmanın (kalmanın) da bazı avantajları var.

Rekorun nedenleri

  1. Barajın kalkmış olması: Geçen sene kaldırılmış olan baraj bu sene geri gelmedi. Geçen sene sınava başvuran aday sayısının %25 artmış olmasının belki de en önemli nedeni baraj idi. Bu sene de bu neden geçerliliğini koruyor.  “Yarım net” ile bir yere girebilme ümidi gençleri başvuruya teşvik ediyor.

  2. İkinci dönemin sınava dahil edilmemesi: Deprem nedeniyle ikinci dönem konularının sınava dahil edilmemesi sınava hazırlanmayı kolaylaştırdı. Önümüzdeki senenin sınavının daha zor olacağını öngören birçok aday “olursa bu sene olur, bu fırsatı kaçırmayalım” mantığı ile başvurmuş olabilir. 

  3. Ekonomi: Ülkedeki enflasyon bazı öğrencileri kararlarını gözden geçirmeye zorluyor. Bazı öğrenciler vakıf üniversitesinden devlet üniversitesine geçmeye çalışıyor, bazıları ise kira ödememek için kendi şehirlerindeki üniversitelere geçmeyi hedefliyor olabilirler.

  4. Mezun işsizliği: Ülkemizde işsizliğin en yüksek olduğu kesim maalesef gençler. İş bulamayan üniversite mezunları veya programından mezun olunca iş bulma ihtimalinin düşük olduğunu fark eden öğrenciler bu sene sınava yeniden başvurmuş olabilirler.

  5. Çevrimiçi eğitim: Bilindiği gibi önce pandemi sonra da deprem nedeni ile öğrencilerin son iki yılı çevrimiçi eğitim ile geçti. Bu dönemde üniversitenin sunduğu sosyal sermayeden yararlanamadıkları gibi aldıkları eğitimin kalitesi (ve sınavların güvenilirliği) de tartışılır. Bunun bilincinde olan bazı öğrenciler yeniden başlamak, bazı mezunlar ise sıfırdan başlamak için sınava başvurmuş olabilirler.

  6. Üniversite öğrencilerine sunulan imtiyazlar: Öğrencilere toplu taşıma ve bazı faaliyetler indirimli sunuluyor. Bunun yanında öğrencilerin üniversitenin verdiği eposta hesabı ile bazı yazılımları ücretsiz veya indirimli indirebiliyor olmaları, bazı donanımları da indirimli satın alabiliyor olmaları öğrenci statüsünü ekonomik olarak değerli kılıyor. Özellikle bazı mezunlar bu nedenle sınava giriyor olabilirler.

  7. Yeni (pozitif ayrımcı) kontenjanlar: Bu sene tüm üniversitelerde depremzedelere, vakıf üniversitelerinde şehit ve gazi yakınlarına ve devlet üniversitelerinde 34 yaş üstü kadınlara özel kontenjanların açılmış olması aday sayısını artırmıştır. Bunun yanında depremzedelerden ücret alınmaması da başvuru sayısını bir miktar artırmış olabilir.

  8. Bazı mesleklerin önlisans diploması istemesi: Geçmişte lise diploması ve o alanla ilgili sertifikanın yeterli olduğu bazı meslek gruplarında yapılan düzenlemelerle birlikte en az önlisans mezunu olma (örn: bir optik mağazası açabilmek için optisyenlik önlisans mezunu olma) şartı sınava olan talebi arttırmış olabilir.

  9. Yabancı dil: Yabancı dil sınavına kaydolan adayların sayısı ikiye katlanmış. Bunun nedeni yabancı dil öğretmeni olmak için formasyon şartının kalkmış olması olabilir.

  10. Seneye gelen fırtına: 2011-2012 döneminde ilkokula başlayan 60 aylık öğrenciler gelecek yıl liseden mezun olacaklar. Bu öğrenciler 2020 yılında lise kapısında yığılmaya neden olmuştu, 2024’te ise bu yığılma üniversite kapısına taşınacak ve bu öğrenciler arasından çok sayıda sınavda iyi performans gösteren çıkacak. Bunun hesabını yapan üniversite öğrencileri veya mezunları bu yığılma ile karşılaşmamak için bu yılı tercih etmiş olabilirler.

Paniğe gerek yok

Sınava başvuran aday sayısının artmış olması sınava girecek adayları ürkütmemeli. Sınava başvurmayı planlamayıp yukarıda belirttiğim nedenlerin bazılarından dolayı başvuran öğrencilerin üst sıraları zorlama ihtimali oldukça düşük.

Bu rekor sayıda adayın sonuçlara etkisi büyük ölçüde geçmişte dolmayan taşra üniversitelerinin ve düşük puanlı vakıf üniversitelerinin kontenjanlarının dolması olabilir.

Bunun yanında üniversitelerdeki doluluğun artmasının sistemi yönetenler açısından da iki olumlu sonucu olabilir:

Yüksek üniversite nüfusu ile övünmek ve genç işsizliğini ötelemek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erhan Erkut Arşivi