Utanmak

“Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Avrupa Futbol Şampiyonası’nın (Euro 2024) yapıldığı Almanya’ya 613 kişiyi götürdü” diye bir iddia ortaya atıldı. TFF bu iddiayı yalanlamak amacıyla yaptığı açıklamada, götürülen davetli sayısının 613 değil 197 olduğunu bildirdi.

Bildirdi bildirmesine de bu 197 kişinin şampiyonanın başladığı 14 Haziran tarihinden final maçının oynanacağı 14 Temmuz tarihine kadar yani tam bir ay devamlı Almanya’da mı kaldıkları yoksa davetliler dönüşümlü olarak her maç için ayrı kişiler için ayrı uçaklar kaldırılarak mı orada misafir edildi gibi sorular cevapsız kaldı.

Her ne olursa olsun 197 kişinin, kamunun yani sizin benim paramızla maç seyretmeye Almanya’ya götürülmeleri, orada otelde ağırlanmaları, yedirilip içirilmeleri başlı başına bir skandaldır. TFF’nin bu konudaki eleştirileri “…A Millî Takımımızın Avrupa Futbol Şampiyonası mücadelesine konsantre olduğumuz bu süreçte, millî takımımızın emeğini ve mücadelesini gölgeleme amaçlı dezenformasyon…” olarak nitelendirmesi ise pişkinliğin ve arsızlığın daniskasıdır.

Hiç mi utanmazsınız?

Milli takımımızın “son 16” maçında muhteşem bir mücadele göstererek Avusturya’yı 2-1 yendiği maçtan sonra oyuncularımızdan birinin bozkurt işareti yapması UEFA’nın bu oyuncuya iki maç oynamama cezası vermesine neden oldu.

Bu konuda çok söylendi, çok yazıldı, uzun uzun üzerinde durmak istemiyorum. Şu kadarını hatırlatmak isterim ki Almanya herkesin bildiği tarihi nedenlerle aşırı milliyetçiler tarafından kullanılan işaret ve simgeler konusunda büyük duyarlılık gösterir. Bu nedenle de Avrupa’da aşırı sağ, hatta faşist olarak şöhret yapmış olan MHP / Ülkü Ocakları’nın işaretini görmezlikten gelme yoluna gitmedi ve UEFA’ya şikayette bulundu.

Zaten o işaret de -kökeni ne olursa olsun- bugün Türklüğü filan değil, bal gibi de MHP ve Ülkü Ocaklarını temsil eden siyasi bir işaret.

UEFA’nın cezası abartılıydı. Genel bir uyarı yeterli olurdu. Çünkü kasıt yoktu. Nitekim o hareketi yapan futbolcumuz da eyleminin siyasi bir anlamı olabileceğinin ve tepki doğurabileceğinin bilincinde olmadığını belirten ifadelerde bulundu.

Konu Türkiye’de makul sınırları aşan tepkilere neden oldu. Anayasa Mahkemesi’nin kapatılması gerektiğini savunmakla tanınan MHP lideri milli takımımızı şampiyonadan çekilmeye davet etti. “Siyonist UEFA” tadında inciler, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok…” gibi bilinen klişeler gırla gitti. Portakallara kılıç çekildi.

“Cumhurbaşkanı Hollanda maçına gitsin de bozkurt işareti yapsın” diyenler oldu. Neyse ki yapmadı. Ama onbinlerce seyirci Berlin Olimpiyat Stadı’nda İstiklal Marşımızı söylerken o işareti yaptılar.

Yaptılar yapmasına da, İstiklal Marşı öyle söylenmez. İstiklal Marşı esas duruşta söylenir. Günün konusuna göre değiştirilemez o esas duruş. Bugün bozkurt işareti yarın rabia… Olmaz öyle şey.

Ayıp ettiler milli marşımıza. Utanan olmuştur diye umuyorum.

Akape sözcüsü Ömer Çelik’in UEFA’nın kararını eleştirirken “Aşırı sağcılık ya da ırkçılık arayan Avrupa'daki seçim sonuçlarına baksın” lafı ise her fırsatta dile getirdikleri “milli irade”, “sandık”, “seçmen tercihi” gibi kavramlara duydukları saygının göreceliliğini gözler önüne serdi.

Sandık ancak içinden Akape çıkarsa değerli bunlara göre. Seçmen ancak Akape’yi seçerse makbul.

Ömer Çelik de utanmadı bunları söylerken.

Cumhurbaşkanı maça gitti 300 kişilik uçağıyla 1.5 milyon liralık benzin yakarak. Makam konvoyunu da götürdü beraberinde. Almanın Mercedes’iyle hava attılar Berlin sokaklarında. İtibarımıza itibar katıldı yaban ellerde. Berlin’deki vatandaşlarımızın göğsü kabardı. Diğer Berlinliler neye uğradıklarını şaşırdılar.

Ben 2350 kilometre uzakta utandım.

Onlar utanmadı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi