Kaya Türkmen
Açık Radyo, büyük rakı
RTÜK Açık Radyo’nun yayın lisansını iptal etti.
“Kâinatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine Açık Radyo”nun.
Tam 30 yıldır Türkiye'de özgür, bağımsız ve çoğulcu bir medya platformu olarak kültür, sanat, çevre ve toplumsal sorunlar üzerine yaptığı yayınlar nedeniyle sevilerek izlenen Açık Radyo’nun.
RTÜK eliyle basın özgürlüğüne vurulan yeni bir darbe bu.
“Açık radyo benim sesim, dert ortağım, yaşama ümidim, pencerem, sığındığım yer… Dokunmayınız lütfen” diyor bir dinleyicisi.
“Tek nefes aldığım yer” diyor bir başkası.
“Radyoyu kapatmakla kitap yakmak arasında bir fark yok” diyen de var.
“38 yaşındayım, 17 yaşımdan beri açık radyo dinleyicisiyim ve hayatıma milli eğitimden daha fazla bilgi kattı” diyen de.
“Ne sandınız, öyle seviyeli, kaliteli yayın yapacaksınız, güzel müzikler çalacaksınız, hükümetimiz de buna göz mü yumacak?” veya “Sığınaklar birer birer gidiyor...” diyerek ümitsizliğe kapılan da var.
Amerikalı düşünür, dil bilimci ve aktivist Noam Chomsky, "İnsanları pasif ve itaatkâr tutmanın akıllıca yolu, kabul edilebilir görüş yelpazesini sıkı bir şekilde sınırlamak, ama bu yelpaze içinde çok canlı tartışmalara izin vermektir" diyor.
Tıpkı muhalif kanallarda programcının mimikleri bile cezaya neden olabilirken, yandaş kanallarda iktidarın hedeflerine uygun “ateşli” tartışmalar yapılabilmesinde olduğu gibi.
RTÜK’ün Açık Radyo’nun lisansını iptal etmesinin nedeni 24 Nisan’da yayınlanan bir söyleşide bir konuğun “Ermeni soykırımı” ifadesini kullanması. Bu sözlerin radyoda söylenmesi halkı kin ve düşmanlığa tahrik edermiş.
Halbuki Başbakan Erdoğan 24 Nisan 2014 tarihinde 1915 olaylarına ilişkin olarak yayınladığı mesajda ne demişti bilir misin RTÜK?
“…Türkiye'de 1915 olaylarına ilişkin farklı görüş ve düşüncelerin serbestçe ifade edilmesi; çoğulcu bir bakış açısının, demokrasi kültürünün ve çağdaşlığın gereğidir.
Türkiye’deki bu özgür ortamı, suçlayıcı, incitici, hatta bazen kışkırtıcı söylem ve iddiaları seslendirmek için vesile olarak görenler de bulunabilir.
Ne var ki, tarihi meseleleri hukuki boyutlarıyla birlikte daha iyi anlamamız, kırgınlıkları yeniden dostluklara dönüştürmemiz mümkün olacaksa, farklı söylemlerin empati ve hoşgörüyle karşılanması ve bütün taraflardan benzer bir anlayışın beklenmesi tabiidir…”
Peki sana ne oluyor RTÜK?
“Ermeni soykırımı” demek halkı kin ve düşmanlığa tahrik edermiş.
Hadi canım sen de!
***
Cumhur ittifakının yancısı BBP’nin genel başkanı Mustafa Destici 100 bin liranın üzerinde limiti olan kredi kartı sahiplerinden Savunma Sanayine katkı payı olarak 750 lira alınmasını öngören düzenlemeyi eleştirenlere veryansın etti. Arada ırkçılığını ele veren ifadeler de kullandı.
“Bunlar Türkiye ile Yunanistan karşı karşıya gelse Yunanistan’ın tarafında yer alır, Ermenistan’ı, DEM’i savunur” gibilerinden laflar etti.
“Sizin 750 liranıza ihtiyacımız yok. Biz size 750 lira verelim de gidip onunla bir büyük rakı alın ve demlenin” dedi.
Sayın Destici, ülkemizin 2024 yılı savunma bütçesi 40 milyar doların üzerinde. Ve bunun kaynağı bu ülkenin vatandaşından toplanan vergiler. Bizim eleştirdiğimiz verginin kredi kartı kullanandan, yani bankalardan borçlanandan, hatta borçlanmasa da borçlanma ihtimalinden alınmasını öngören akıldışı yöntem. Bu uygulamayı eleştirenlere layık gördüğünüz sözler nedeniyle sizi ayıplıyorum, kınıyorum.
Bilmeniz gereken ikinci bir husus, aklınız sıra küçük düşürmek için kullandığınız “750 lira verelim de büyük rakı alın da demlenin” lafınızın boş lakırdıdan ibaret olduğu.
Bir kere büyük rakının fiyatı 925 ile 1650 lira arasında değişiyor. Sizin vereceğiniz parayla büyük rakı alınamaz. Ve biliniz ki rakının satış fiyatının %75’i vergiden oluşmaktadır. Yani bin liralık bir büyük rakı alan kişi sizin bir yılda toplamaya çalıştığınız 750 lirayı her rakı alışında ödemektedir zaten.
Rakı demlenenler sizden daha fazla katkıda bulunuyor savunma sanayine.
Ve sağlığına kadeh kaldırdıkları kimseler arasında Daron Acemoğlu olacak, Mustafa Destici hiç olmayacak.