Engelli bireylerin toplumda eşit fırsatlara erişimi, adaletin ve kapsayıcılığın en temel ölçütü. Ancak Türkiye’de engelli istihdam oranının %22,1 gibi düşük bir seviyede olması, ciddi bir eşitsizliğe işaret ediyor. Daha ağır engelli bireylerde bu oran %10’a kadar iniyor. Bu tablo, yalnızca düzenlemelerle değil, teknolojinin sunduğu çözümlerle de değişebilir.
Yapay zekâ, burada devreye girerek eğitimde fırsat eşitliği yaratma potansiyeli taşıyor. Yeditepe Üniversitesi’nin görme engelli öğrenciler için geliştirdiği yapay zekâ destekli çözümler, bunun somut bir örneği. Matematik ve fizik gibi zorlayıcı alanlarda erişilebilir materyaller sunulması, bu öğrencilerin yalnızca öğrenim görmelerini değil, bu alanlarda var olmalarını da mümkün kılıyor.
Eşitlik, yalnızca konuşulan bir kavram değil, hayata geçirilen çözümlerle anlam kazanır. Yapay zekâ, engelli bireylerin potansiyelini ortaya koyabilecek bir araç olabilir.
Bu ise ancak planlı bir yaklaşım ve güçlü bir toplumsal destekle mümkün olabilir. Çünkü değişimin gerçek anlamda etkili olması, teknolojinin herkese eşit şekilde sunulmasına bağlı.
Ve tüm bunların gerçekleştirilmesi için en öncelikli konu eğitim. Engelli bireylerin, özellikle istihdam odaklı eğitimlere yönlendirilmesi, teknolojik gelişmelere adapte olmalarının hızlandırılması topluma kazandırma ve toplumun kazanması açısından da son derece kritik bir konu.
Engelli bireylerin günlük yaşamlarını kolaylaştıracak teknolojileri geliştirme konusunda devletler de teşvik edici destekler vermeli…
