Kaya Türkmen
Faşizm lazımsa faşizm
Akape Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin TBMM grubu toplantısında CHP Genel Başkanı Özel’e hitaben “…hukuksuzluğun olduğu bir yerde adalet olmaz, adil bir yönetim biçimi olmaz. Bunları öğrenmeye mecbursun” dedi.
Öğrendik Sayın Cumhurbaşkanı, öğrendik. Hukuksuzluğun olmadığı yerde adalet olmadığını yaşatarak öğrettiniz bize.
Ve şöyle devam etti Erdoğan: “Coğrafyamız bir ateş çemberine dönüşmüşken, terör örgütünün mensupları Esenyurt'u kasıp kavururken bundan niye rahatsız oluyorsun? Bundan rahatsız olmayacaksın, tam aksine burada mevcut yönetime destek vereceksin. Ve biz, ‘Bundan zatıaliniz rahatsız oluyor' diye attığımız adımlardan geri durmayacağız.”
Terör örgütü mensuplarının Esenyurt’u kasıp kavurdukları iddiasının gerçekle ilgisi son genel seçim kampanyası sırasında ahaliye izlettirilen montaj videonunkiyle aynıdır. Hani şu Kandil’deki terörist elebaşıların Kılıçdaroğlu ile birlikte el çırptıklarını gösteren sahte video. Hani cumhurbaşkanının “Ha montaj, ha şu, ha bu!” dediği video.
İktidar siyaseti böyle yapıyor işte. Desteksiz suçlamalar, kanıtlanmamış ithamlarla, sahte delillerle insanların hakları çiğneniyor, özgürlükleri ellerinden alınıyor, hayatları karartılıyor. FETÖ de öyle yapardı.
Önceki içişleri bakanları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında 500 küsur terörist olduğunu iddia etmişti. Yalan çıktı. “Siyaseten söylemiştim” dedi.
Bugünkü bakan da incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle tutukladıkları Esenyurt Belediye Başkanı’nı kastederek “Terör örgütleri ile bir olunmaz. Şehrin emini terör yandaşı olamaz” buyuruyor. Bakan mahkeme sonucunu beklemeden hükmü vermiş. Veya mahkemeye verilen talimatı biliyor.
Cumhurbaşkanının “…burada mevcut yönetime destek vereceksin. Ve biz, 'Bundan zatialiniz rahatsız oluyor' diye attığımız adımlardan geri durmayacağız” sözleri Esenyurt operasyonunun ‘mevcut yönetimin’ marifeti olduğunun ikrarı değil mi? “Attığımız adımlardan geri durmayacağız” lafı operasyonun iktidar tarafından gerçekleştirildiğinin ilanı değil mi?
Bu mudur hukuk devleti? Bu mudur yargı bağımsızlığı? Bu mudur demokrasi? Ama iktidarın zaten öyle bir iddiası da yok çoktandır.
Erdoğan, 2012 yılında başbakanken BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması arefesinde yine bir Akape grup toplantısında “Yargıya zaten gerekenleri söyledik, yargı da gereğini yapıyor, biz de parlamentoda gereği neyse onu yapacağız" demişti.
“Al papazı, ver papazı” diyerek, “Bu can bu bedende, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsınız” diyerek yargının kendisinin talimatıyla iş gördüğünü yıllar önce kafamıza sokmuştu Erdoğan.
“Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” diyen de Erdoğan’dı; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı için “Bu karar bizi ırgalamaz. Tanımayız, takmayız. Biz de yargı noktasında adımlarımızı atar, yolumuza devam ederiz” diyen de.
Cumhurbaşkanı bu kez de “…hukuksuzluğun olduğu bir yerde adalet olmaz, adil bir yönetim biçimi olmaz” diyor.
Doğru. Hukuksuzluğun vurduğu Esenyurt’ta adalet yok, adil bir yönetim biçimi yok.
Esenyurt halkının seçtiği Ahmet Özer’i terörist ilan ediyor, halkın %50 oyuyla seçilmiş bir belediye başkanını görevden alıyor, tutukluyor, yerine kayyım atıyorsunuz.
Ve ilk icraatı yeni makam odasına kurulup sırıtık resim çektirmek olan kayyım efendi, abluka altındaki belediye binasına korumalarıyla girip çıkarken CHP’li belediye meclisi üyelerinin binaya girişleri engelleniyor. Girenler tartaklanıyor, yaka paça dışarı atılıyor.
Esenyurt’u terör örgütü mensupları değil, hukuksuzluk kasıp kavuruyor.
Mardin’i de, Batman’ı da, Halfeti’yi de hukuksuzluk kasıp kavuruyor.
Ve herkes nefesini tumuş, hukuksuzluğun yarınki hedefi neresi olacak diye merak içinde. “İster misiniz bunlar yarın Ekrem Başkan’a da aynı hukusuzluğu yapsınlar?” diye endişeleniyorlar.
Hiçbir kuşkumuz olmasın. Amaçlarına ulaşmak için gerekirse o da yapılacaktır.
Son yerel seçimlerde CHP ile DEM arasında bazı seçim çevrelerinde oluşturulan “Kent uzlaşısı” başarılı oldu. Bu uzlaşı sayesinde CHP İstanbul’u koruduğu gibi Esenyurt ve bugün MHP’lilerin adres gösterdiği Mersin’in Toroslar ve Akdeniz ilçeleri de kent uzlaşısıyla kazanıldı. Bu uzlaşı CHP’yi birinci parti yaptı, yarın belki iktidar yapacak. Bu nedenle bu uzlaşıyı sabote etmek gerekir. CHP ile DEM’in işbirliği yapmasını engellemek gerekir. İktidarı bırakmaya hiç de niyetli olmayan Cumhur İttifakı’nın hamleleri işte bu amaca yönelik.
“İktidarımı sürdürmeme engel olabilecek ne varsa ezer geçerim. Bu da böyle biline” diyor iktidar..
“Faşizm lazımsa faşizm” diyor yani.