Dürüst siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’li belediyelerin bazı hizmetlere yaptığı zamları kastederek, “CHP genel başkanına şunu söylemek isterim: dürüst siyaset verilen sözlerin arkasında durmayı gerektirir” dedi. “Zor olan sözünün eri olmaktır.”

“Hazine ve Maliye Bakanlığımız belediyelerin borçlarının kaynağında tahsiline başlayacak. Milletin varlığını değişik yerlerde harcamaya müsaade yok. Öyle 25 kuruşa simit yok” diye de ekledi.

Milletin varlığını kim hangi değişik yerlerde harcadı harcamadı konusunu geçiyorum…

Bazı laflar var ki Akape genel başkanına yakışabilir. Ama Türkiye Cumhurbaşkanına yakışmaz. “Yok öyle 25 kuruşa simit” demez Türkiye Cumhurbaşkanı. “Dengeleri bozuldu, muvazeneleri kaydı, motor su kaynattı” gibi laflar etmez. Büyük Atatürk öyle sözler söylememişti. İnönü de dememişti Bayar da Korutürk de. Diğerleri de…

Cumhurbaşkanlığı makamını Akape reisliğiyle aynı seviyeye indirmek yüce makamın itibarını zedeler. Siz istediğiniz kadar “itibardan tasarruf olmaz” diye uçak filoları, araba konvoyları, türkuaz renkli halılara dizdiğiniz Duşakabinoğulları askerleri ve ejder meyveli smoothie’lerle gösteriş yapın, o makamı sokakta, pazarda, dolmuşta, kahvehanede tartışılır, eleştirilir, kınanır, alay edilir duruma düşürürsünüz.

Nitekim o “Evet efendim” diye, “Hakk-ı âliniz var” diye, “En büyük sizsiniz, başka büyük yok!” diye etrafınızda pervane olan danışmanlarınız size söylemez ama sokakta, pazarda, dolmuşta, kahvede bu konular konuşulur. Keşke duyabilseniz. Keşke danışmanlarınız size binde birini olsun nakledebilse… Keşke siz sokağa, pazara çıkabilseniz, dolmuşa binebilseniz, kahveye gidebilseniz.

Cumhurbaşkanının sözlerindeki üslubu bir kenara koyup içeriğine bakmak gerek asıl.

Dürüst siyaset verilen sözlerin arkasında durmayı gerektirirmiş.

Bak sen!

Kamuya personel alımlarında mülakatı kaldırma sözünü vermemiş miydiniz Sayın Cumhurbaşkanı? 1,5 yıl geçti. Hani nerede?

İşçiyi, emekliyi enflasyona ezdirmeme sözünüzü ne kadar tuttunuz? Etin, sütün, yumurtanın, soğanın, patatesin sofralarından sürekli olarak eksildiğini gören, yaşayan, onları alamadığı için yetersiz beslenen, evini ısıtamaz, ailesini ayda bir kez olsun dışarıda bir çorba içmeye götüremez olan, bu nedenle de eşinin çocuğunun karşısında ezilen ve bütün bunları yaşattığı için iktidara her gün “hayır duası” eden milyonlara sorun bakalım enflasyon üzerlerinden geçerken ezilmişler mi ezilmemişler mi?

Milli gelire, ihracata, ithalata, işsizlik oranına vs. ilişkin olarak tantanayla ilan edilen 2023 hedefleri iktidarın sözü değil miydi? Hangisini tuttunuz? Hangisi gerçekleşti?

“24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin; ha ondan sonra faizle, şunla bunla nasıl uğraştığını göreceğiz” lafı bir söz değil miydi? Verdik (ben vermedim) kardeşimize yetkiyi. Ne de olsa ekonomistti. Nereden bilirdik ki tek bildiği ekonomi kuramı “faiz haramdır”?

“Yaradılanı severiz yaradandan ötürü” der durursunuz. Biz bu lafınızı her türlü yaradılanın hakkını hukukunu koruyacağınızın bir ifadesi olarak kabul etmiştik. Bugün sokak hayvanlarının katlini öngören yasa teklifini savunurken söyledikleriniz kanımızı donduruyor.

Hepsinden vazgeçtik 3 Y ile savaşmak değil miydi Akape’nin en başta ilan ettiği vaatleri? “3 Y’yi bitireceğiz” diye bağırmıyorlar mıydı miting meydanlarında?

Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar…

Hangi sözünüzü tuttunuz?

Yoksulluğu mu yok ettiniz? Asgari ücret açlık sınırının altında. Yoksulluk sınırına ulaşmak için bir eve dört asgari ücret girmesi gerekiyor.

Yolsuzluğu mu bitirdiniz? Dünya yolsuzluk sıralamasında sürekli yükseldik sayenizde. Artık başa güreşiyoruz. Çalmada çırpmada üstümüze yok.

Yasaklara mı son verdiniz? Sosyal medya ve internet kısıtlamaları, toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasakları, gazetecilere yönelik baskılar, medya kuruluşlarına yönelik kapatma, susturma eylemleri, tiyatro, film, konser gibi kültürel faaliyetlere getirilen yasaklar…

Neymiş?

“Dürüst siyaset verilen sözlerin arkasında durmayı gerektirir. Zor olan sözünün eri olmaktır.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi