Kaldı üç puan

Galatasaray’ın sürpriz iki puanlık kaybının hemen ertesinde Fenerbahçe üç puan alarak ligin psikolojisini değiştirdi. Fenerbahçe’nin fikstür avantajı gözönüne alınırsa mücadele kafa kafaya devam edecek gibi görünüyor.

Maç öncesi herkesin aklındaki soru, Fenerbahçe’nin son iki maçta sergilediği kuvvetli ve baskın futbolu sürdürüp sürdüremeyeceğiydi. Bu güçlü oyun Mourinho’nun oyun planının oturduğunun mu göstergesiydi yoksa o maçlara özel bir durum muydu?

Doğal olarak Mourinho, bu soruya “evet” cevabı vermek istediğini ortaya koydu. Çıkardığı 11’le bile “mutlaka galibiyet istiyorum” mesajı verdi.

Sağ açıkta İrfan, solda Oğuz, 10 numarada Tadiç ve santraforda En Nesyri, tribünlerin büyük bölümünün gönlündeki hücum hattıydı. Mourinho defansta ise, son günlerdeki gözdesi Samet’ten vazgeçmemiş, yanına Becao’yu koymuştu. Mourinho, Galatasaray ve Beşiktaşın aksine Fenerlbahçe’deki kadro derinliğinin avantajını yaşıyor.

Maç tam Mourinho’nun hayal ettiği gibi başladı. İlk vuruşun ardından Gaziantep’i önde baskıyla kilitleyen Fenerbahçe, daha ikinci dakikada İsmail’in kaptığı topta, Nesyri’nin akıllı asistini takımın yeni golcüsü Oğuz Aydın’la filelere gönderdi.

Golden sonra bir süre daha baskıyı sürdüren Fenerbahçe, yarattığı pozisyonları Nesyri ve Fred’le kullanamayınca, tempoyu düşürdü, böylece Gaziantep yavaş yavaş oyuna ortak olmaya başladı. Bir süre pozisyon üretmekte zorlansalar ve Fenerbahçe’ye fırsatlar verseler de, ilk yarının sonlarına doğru bir yan topta Samet Akaydın’ın hatasıyla beraberlik golünü buldular. Samet Akaydın’ın bireysel hatalarından gelen gollere bir yenisi eklenmiş oldu.

Gaziantep’in tamamlayamadığı her atakta hızlı çıkan ve rakip ceza sahasına kadar kolay giden Fenerbahçe, o pozisyonlarda Dzeko’nun pas dağıtıcılığını ve futbol aklını çok aradı. Özellikle merkezden gelen Fred ve Tadiç, ceza sahası önünde kendilerine duvar pası verebilecek Dzeko olmayınca zorlandılar. Son haftalarda bir düşüş yaşayan Fred bu maçta da geçen yıl gösterdiği etkinliğinin çok gerisindeydi.

İkinci yarı Fenerbahçe’nin en etkili ismi Mourinho’ydu. Gerek oyuncu gerekse format değişiklikleriyle ikinci 45 dakikaya damga vurdu.

İlk yarının berabere bitmesine Mourinho’nun ilk cevabı sert oldu, ikinci yarıya İsmail ve İrfan Can’ın yerine Amrabat ve Maksimen’i alarak başladı. Maksimen sol, Oğuz Aydın sağ kanada geçti.

Rakibi tamamen kendi yarı sahasına hapseden Fenerbahçe özellikle Maksimen’le sol kanadı çok etkili kullanmaya başladı. Rahatça çizgiye inen, ceza sahasına giren Maksimen bir de gol atabilse tadından yenmeyecek. Ceza sahası önünden çapraz vuruşlarla fantastik gol atma hevesi ise tadını kaçırıyor.

Fenerbahçe bütün baskısına rağmen golü bulamayınca Mourinho 65’de tekrar devreye girdi. Osayi’yi çıkarıp 3’lü defansa dönerken, ilerde etkisiz kalan Nesyri’yi de çıkardı, forvete Dzeko ve Syzmanski’yi ekledi.

Bu değişikliklerden sonra oyun neredeyse Gaziantep ceza sahasında oynanmaya başladı. Fenerbahçe üst üste kornerler kullanmaya başladı. Tam 17 korner atarak sezon rekorunu kırdı Sarı lacivertliler. “Bu kadar korner kullanıp da bir tane gol atamaz mı bir takım” isyanları başlamıştı ki, Tadiç’in kullandığı kornerde Becao golü buldu. Demek ki Fenerbahçe kornerden gol atabiliyormuş…

Bu gol öncesinde çılgın bir hamleye hazırlanan Mourinho, Cenk’i oyuna sokarak tüm riskleri göze alacaktı. Ancak gol gelince Cenk’i tekrar kulübeye yollayıp Mert Müldür’ü oyuna sokarak tekrar dörtlü defansa döndü.

Öne geçince rahatlayan Fenerbahçe üçüncü gole Fred’in nefis asistinde Dzeko’nun usta vuruşuyla uzandı. Bu gol öncesinde orta hakem Alper Akarsu’nun Syzmanski’ye yapılan faulde oyunu kesmeyip, avantajı oynatması son derece değerliydi. Genel olarak düzgün bir yönetim gösteren Akarsu’nun uzatma dakikalarında elle oynama nedeniyle Fenerbahçe lehine verdiği penaltı da VAR’dan dönünce, geriye büyük bir hakem hatası kalmadı.

Fred geçen senenin etkinliğine ulaşamıyor ama bu sezon orta sahada aynı etkinliği gösteren isim Amrabat. Her geçen hafta orta sahanın patronluğunu biraz daha ele alan Ambarat gerek defansif gerekse ofansif oyunda takımın en güvenilir ismi oluyor. Tadiç ve Dzeko’dan sonra takımın üçüncü lideri oluyor.

Oğuz Aydın ise yine sahanın yıldızıydı. Sol açıkta oyuna başlayan, sonra sağ açığa, ardından sağ beke, son olarak da tekrar sağ açığa geçen Oğuz, ilk 11’in değişmezi olmuş görünüyor. Mourinho, muhtemelen kendi kendine “neden Avrupa listesine hiçbir işe yaramaz Cengiz Ünder’i yazdım da, Oğuz Aydın’ı yazmadım” diyordur. Eh Hoca da Türkiye’yi, Türk futbolunu öğreniyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi