Mine Uzun
"Yenilmezler"
Yazmak için aklımda bambaşka şeyler vardı.
Tek tek gün içinde not almıştım.
Mesela geçtiğimiz ayın sonunda Para Politikası Kurulu toplantısı öncesi yabancı bankacılarla Merkez Bankası Başkanının görüşmesinin akıllarda yaratabileceği, hatta yarattığı algının ne derece kötü olabileceği.
Yerli bankacılarla görüşmesine ilişkin detayların sonradan ortaya çıkması, çıktığı gün detaylardan birinin dolar alınmasına ilişkin sitem olması. Merkez Bankası Başkanı sitem eder mi hiç arkadaş?
Döviz seviyesi kontrolü için rezerv satılmayacak diye büyük harflerle verdiği demecin ardından kamu bankaları eliyle milyarların satıldığını gazetelerde okumanın aslında nasıl da bir güvenilirlik kaybı olduğu.
Ya da Merkez Bankası’nın kendi koymuş olduğu hedefi, kendisinin bile inandırıcı bulmamasının vatandaşı olduğunuz ülke olmasa komik bile olabileceği.
Evet, aklımda bunlar vardı.
Evime geldim. Kapıyı açmak üzere anahtarımı tam kapıya uzattım ki paspasın üzerinde bir kargo poşeti duruyor. Üzerinde ismim yazıyor. Gönderen bölümünde ise sizlerin de bu gazetenin köşesinden yakinen tanıdığınız Doç. Dr. Caner Özdurak. Her ne kadar içinde ne olduğunu tahmin etsem de heyecanla açtım. Evet tam tahmin ettiğim gibi, elimde son derece eğlenceli bir şekilde yazılmış -belki de çizilmiş demeliyim- bir kitap vardı. “GRAFİKTİSAT”
Belki sosyal medyadan takip etmişsinizdir, etmediyseniz bir görselini bu köşede bulacaksınız. Kitabın kapağı 11 karakterden oluşan bir film afişine gönderme.
Aslında henüz kitap haline gelmeden okuma ayrıcalığına ulaşmış biri olarak yine de kendimi alamadım kitaptan. Kapağın öyküsüne baktıkça bugün sizinle burada paylaşmak istediğim asıl fikir de tam karşımda duruyordu.
Caner; yazarın notu köşesinde, Endgame film afişine gönderme olarak tasarladığını söylediği bu kapakta, profesyonel alanda ortak ve kaliteli iş yapmaktan keyif alan “Yenilmezler ekibi” diye tanımlamış sağ olsun bizi. Ve bu ekibin kendi mitolojisini yarattığını söylemiş.
Akademi, ekonomi basını, marka kongreler konularında Caner’in söylediği gibi hem münferit, hem el ele çok işler yapıldı, fikirler tartışıldı hakikaten. Caner de her birinde kendi deyimiyle bu “Yenilmezler ekibi”nin bir parçası oldu.
Dedim ya kitabın kapağına bakarken tam da paylaşmak istediğim şey karşıma çıktı. Ekonomi yönetiminde bir birlik bütünlük sağlanmaz ise biri satmayacağız derken diğeri çoktan sattıysa, dün karar doğru diye altına imza atanlar, bugün sadece başkan değişti diye fikir değiştirir ve hâlâ aynı yerde oturursa bu iş olmaz. Görevde olan herkesin konusunda en iyi olması gerekir.
Siyaseten belirsizlik barındıran günleri geride bıraktığımıza göre, artık ev ödevlerimizi yapmaya başlamamız lazım. Ama öyle ödevi başkası yapmayacak bizim için. Sağdan soldan gelecek paralarla, yani taşıma su ile dönmeyecek bu değirmen. Daha yapısal, daha kalıcı, daha kararlı adımlar atılmalı. Bu adımları ancak bir yenilmezler ekibi atar.
Yenilmezler ekibinin güzelliği, etki altında kalmayan, tek başlarına yeterli ve ekipçe uyumlu olmalarından geçer.
Ama unutulmamalı ki doğru sonuca ancak doğru veri ile ulaşılır. İstatistik ciddi bir bilimdir. Faydalanmakta yarar var.
Bugün malum enflasyon rakamı açıklandı/açıklanacak. Memurun emeklinin gözü bu rakamda. Açıklanacak rakam üzerinden bir hesaplama ile ceplerine girecek para belli olacak zira.
Enflasyonun gerçeği yansıtıp yansıtmadığını tartışmıyorum ama eminim Caner’in Utku Ekmekçi’yi (onu da bu köşelerden tanırsınız nam-ı diğer Verimetrik) çizerken elindeki şövalye kalkanına koyduğu Enag logosunun bir anlamı vardır.
Okuyucusu merakla bekliyor zaten GRAFİKTİSAT’ı. Umuyorum feyz alanı çok olur.