Uğur Ergan
Mavi Süvari
Ankara’nın önemli kültür sanat merkezlerinden olan CerModern, 20. yüzyılın önemli sanatçılarından Vasili Vasilyeviç Kandinsky'nin Almanya'da 1911-1914 yılları arasında August Macke ve Franc Marc ile birlikte oluşturduğu dışavurumcu ressam birliği “Mavi Süvari”yi (Der blaue Reiter) konu edinen dijital gösterimi sanatseverlerle buluşturuyor.
Cermodern’in dijital gösteri alanı Flow Dijital Sahne’de dün başlayan ve 28 Mart’a kadar devam edecek sanatsal etkinliğin adı, “Mavi Süvari’nin Yolculuğu”. Kandinsky’nin sanatsal yolculuğunu ve sanat anlayışını hikayeleştiren sergi, aynı zamanda izleyicilere modern sanatın dönüm noktasına farklı bir bakış açısı da sunuyor.
Dönemin entelektüel ortamında büyük yankı uyandıran “Mavi Süvari” akımının simgesel karşılığını desen, renk, ışık ve müzik aracılığıyla izleyiciye aktaran sergi, özellikle müzik ve renk bileşiminde soyut sanata yön veren en önemli köşe taşlarından biri olan Kandinsky’i derinlemesine tanıtmayı hedefliyor.
Akım adını, Kandinsky'nin 1903'te yaptığı “Mavi Süvari” eserinden alıyor. Soyut sanatın önemine inandığı için gerçekcilik, doğalcılık (natüralizm) ve izlenimciliğe karşı çıkan Kandinsky, akımı “Yeni Sanatçılar Birliği”nden ayrılarak kuruyor. Hem kendisinin, hem de akımı birlikte kurduğu Franc Marc’ın atları tercih edip, mavi rengi sevmelerinden dolayı “Mavi Süvari” adını tercih eden Kandinsky, Marc’la birlikte içinde plastik sanatlara ve müziğe yer verdikleri yine aynı adı taşıyan bir almanak da yayınlamışlar.
“Mavi Süvari” akımına daha sonra Kandinsky’nin Almanya’da 10 yıl birlikte yaşadığı Gabrielle Münter, Alexej Jawlensky, Marianne von Werefkin, Alfred Kubin, Paul Klee, Arnold Schönberg gibi isimler de katılıyor. Grubun ressamları eserlerinde parlak, çok renkli, simetrik kompozisyonla ve dinlendirici renkler ve şekillerle doğayı göstermeyi amaç ediniyor. “Mavi Süvari” grubunun, sanatçının doğayı kavraması ve saf estetik birliğe yönelmesindeki yegane aracı olarak gördüğü “içsel gereklilik”ten bahseden bildirgesi, dönemin entelektüel ortamında oldukça yankı da uyandırmış. Grup, 1914’te Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ve çekirdek kadrodan Franz Marc ile August Macke’nin ölümüyle tarihe karışmış.
TARTIŞILAN BİNİCİ
Kandinsky’nin akıma adını veren “Mavi Süvari” isimli eserini de tanıtmak gerekiyor. Kandinsky’nin soyut sanat anlayışını yansıttığı eserlerine bir geçiş dönemi niteliği gösteren bu ünlü tablosu, tam belirginlik içermeyen figürlerden oluşuyor. İzleyiciyi belirsizlik ve sezgisel bir keşfe çıkaran eser, figüratif sınırların ötesine geçen, renklerin ve soyutlamanın gücünü ortaya koyan bir kompozisyon olarak Kandinsky’nin soyut tabloları arasında en dikkat çekenlerinden birisi.
Sanatçının yağlıboya kullanarak yaptığı eserde parlak, soyut ve belirgin olmayan figürler, gerçekçilikten uzak ve güzellik algısının temel imgesine karşı nitelikte.
Sanatçının bu önemli eserinde bir at ile at üzerinde küçük bir insan figürü yer alıyor. Hareket halindeki at ve atın üzerinde bulunduğu çimler, son derece muğlak ve keskinlikten uzak bir görünüm sunuyor. Tablonun merkezindeki at ve üzerindeki binici figür, yapıtın en çok tartışılan bölümü. Birçok sanat eleştirmeni at üzerindeki figürün bir çocuk olduğunu ifade ederken, bazı eleştirmenler ise mavi pelerinin altındaki kişinin yetişkin bir birey olduğunu savunuyor. Eleştirmenlerin eser üzerinde kesin ve net bir uzlaşıya varamaması, Kandinsky’nin soyutlama yeteneğindeki ustalığı olarak görülüyor.
Son derece ilginç bir yaşama sahip olan Kandinsky’nin kısaca yaşam öyküsünü de anlatmak isterim. 1866’da doğduğu Moskova’da, hukuk ve ekonomi okudu. 1896’da hukuk kariyerini terk edip ressam olmaya karar verdi. İyi Almanca bildiği için eski Rus milliyetçilerinin çoğunlukla yaşadığı Münih’e taşındı. 1914’te Birinci Dünya Savaşı başlayınca Rusya’ya geri döndü. 1922’de yeniden Almanya’ya geldi ve Nazilerin 1933’de kapattığı Bauhaus Okulu’nda eğitmen olarak görev aldı. Aynı yıl Paris'e yerleşti. 1939'da Fransız vatandaşı oldu. Pek çok önemli eserini yaptığı Fransa’nın başkenti Paris’te 1944'te yaşamını yitirdi.