Uğur Ergan
Suriye’den gelen önemli bilgiler
Suriye’de Esad rejiminin yıkılmasından sonra sahada hareketlilik tüm hızıyla devam ediyor. Suriye sahasındaki “oynaklığın” ne kadar daha süreceğini tahmin etmek oldukça zor.
RUS ASKERLERİ TÜRKİYE’DE
Kaynaklarımla yaptığım konuşmalar sonrası bölgeden üç önemli bilgi vereyim. İlki Suriye’nin kuzeyinde konuşlu bulunan ve belli aralıklarla Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurları ile ortak devriyeler de yapan Rus askerlerinin tahliyesiyle ilgili. Moskova’nın talebi üzerine bölgedeki bazı Rus askerleri karayoluyla Türkiye’ye geçtikten sonra yine Türkiye’den havayoluyla Rusya’ya gitmişler. Küçük gruplar halindeki tahliyelerin önümüzdeki günlerde de sürme ihtimali var.
MİT’TEN KAMIŞLI OPERASYONU
İkinci bilgi Fırat’ın doğusunda YPG/PKK denetimindeki bölgeden. Esad güçleri Deyrizor’dan çekilirken denetimi YPG’ye bırakmıştı. Esad ordusunun bölgedeki tüm askeri teçhizatına sahip olan YPG birlikleri Şam’ın düşmesinden sonra Deyrizor’u terk ederken, aralarında ağır zırhlıların da olduğu silahları TIR’lara yükleyerek Kamışlı ve civarına doğru harekete geçirdi. Bu hareketliliği yakından takip eden MİT, Kamışlı bölgesinde SİHA’larla YPG’ye Esad ordusundan kalanları vurarak, kullanılamaz hale getirdi.
DOHA’DA KONUŞULAN ESAD İDDİASI
Üçüncü bilgi, iddia niteliğinde ve geçen cumartesi günü Doha’da Astana formatında Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanlarının katılımıyla yapılan toplantıyla ilgili. Her ne kadar toplantı sonrası, “Suriye’nin toprak bütünlüğü, terörist unsurlarla mücadele vs.” gibi bilinen klasik ancak pratikte hiçbir geçerliliği olmayan açıklama yapılmış olsa da başkent kulislerinde Doha’da asıl Esad’ın ülkesini güvenlik şekilde nasıl terk edip, Rusya’ya gidişinin konuşulduğu iddiaları yaygın. Bu kapsamda, Doha toplantısından kısa süre sonra Esad’ın ülkeyi terk ettiğini hatırlatmakta fayda var.
İSRAİL NE YAPIYOR?
Gelelim, İsrail’in Suriye topraklarında yaptıklarına. Haklı olarak dile getirilen “Soykırımcı ve saldırgan ülke” tanımlarından bağımsız olarak baktığımızda, İsrail kendi güvenliği ve çıkarları için “askeri olarak” ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyor. Bunun nedeni ise Suriye’nin nereye evrileceğinin ve ileride kim veya kimlerle yüzleşileceğinin belirsizlik içermesi. İsrail Golan tepelerinin Suriye tarafındaki Şeyh dağını ele geçirip Şam’a doğru iyice ilerleyerek, hem kuzeyde kendi güvenliği için tampon bölgeyi oluşturdu hem de coğrafi olarak Şam’a kuşbaşı hakim oldu.
Esad’ın kaçışından sonra İsrail’in Suriye’de kara, deniz ve hava üsleri ile kimyasal silah üretiminde kullanılabilecek tesislere yönelik 300’den fazla hedefe hava taarruzu düzenlemesinin nedeni de yukarıda belirttiğim “belirsizlik” gerekçesi. İsrail, Suriye’de Esad’ın ordusundan kalan ne var ne yok hepsini yok ederek, muhalif güçleri “Kasalarında hafif makineli tüfekler bulunan pickuplara” mahkum etti.
Bu durumda Suriye’de her şey normal giderse kurulacak yeni ordunun, tankından topuna, uçağından helikopterine füzesine, denizaltısından değişik tür muhrip gemilerine kadar, dünyadaki askeri savunma sanayi kuruluşlarına kaç trilyon dolarlık pazar yaratacağını da unutmamak lazım.