Uğur Ergan
Dervişlerin Ressamı
Hasan Basri İnan genç kuşağın önemli foto gerçekçi ressamlarından. Sanatçının bu anlayışla yaptığı eserlerinde, Anadolu kültürüne derin bir bağlılığı yansıttığını görüyoruz. İnan’ın sanat anlayışı sadece görsel bir deneyim sunmaktan öte, derin bir kültürel farkındalığı da içeriyor.
Sanatçı, yerel motiflerin yanısıra, siyah-beyaz portreler ve sembolik ögeler aracılığıyla izleyiciyi Anadolu'nun tarihine ve kültürel zenginliğine davet ediyor. Çalışmalarını, geçmişle günümüz arasında köprü kurmayı amaçlayan bir estetik anlayış üzerine inşa eden İnan, Anadolu’nun kadim geçmişini tema edinen eserlerinde, yerel motifler, kültürel semboller ve geleneksel unsurları çağdaş bir anlayışla yorumlamayı tercih ediyor.
İnan eserlerinde sıkça kullandığı "perde" ile zaman ve mekan arasındaki bölünmeleri simgelerken, aynı zamanda yerel kültürle evrensel sanatı da birleştiriyor. Sanatçıyı üzerlerinde Anadolu motifleri işli olan “perde”yi kullanmaya sevkeden ise, annesiyle birlikte onun çeyiz sandığını karıştırırken, gözüne takılan kırmızı, mavi, kahverengi gibi birbirinden göz alıcı renklere sahip perdelik kumaşlar olmuş.
Anadolu Bektaşi kültürünün içinde doğup büyüyen ve bu kültürle yoğrulan İnan, bu nedenle resimlerinde ağırlıklı olarak “Bektaşi dervişlere” yer vermeyi tercih ediyor. Sanat tarihçi Ümmühan Kazanç, Hasan Basri İnan’ın “Bektaşi dervişleri” resimlerini inecelerken şu değerlendirmeyi yapmış:
“Alçakgönüllü, çilekeş, yoksul, hoşgörülü, ruhani ve tecrit bir yaşamı tercih eden Dervişler, İnan’ın resimlerinde siyah-beyaz portreler olarak karşımıza çıkar. İnan’ın geçmişe olan yakınlığı ve sevgisi, eski siyah-beyaz fotoğrafları yağlıboya eserlere dönüştürmesini sağlamaktadır. ‘Fotografik görüntü’ temsili üzerinden hazırlanan ve geleneksel perde motifleriyle güçlendirilen portreler, artık bambaşka anlamlar ortaya koyar. Derviş söylenceleri, hikayelerinden minik nüanslar da İnan’ın resimlerine farklı şekilde girer. Tıpkı rüyasında kelebek olduğunu gören bir dervişin bir sabah uyandığında kendisinin bir kelebeğin rüyasında olduğu düşüncesiyle, zamanı, mekanı ve varoluşu sorgulaması gibi. Bu hikayeden yola çıkan İnan’ın tuvallerinde kelebek desenlerine sıkça rastlarız. Bazen de Anadolu kültürünün vazgeçilmez ögesi nazar boncuğu karşımıza çıkar.
İnan’ın resimlerini oluştururken dinlediği türkü ve deyişlere de değinmemek olmaz. Genellikle kendisine büyük feyz veren deyişler, saz çalan aşıklar, ozanlar olarak resimlerinde yer bulur. Atölyesinde birkaç saz da bulunduran İnan, bu kültürle olan bağını her daim korumaktadır.”
ANKARA VE MERSİN’DE ÇALIŞIYOR
“Dervişlerin ressamı” olarak tanımlayabileceğimiz Malatya doğumlu Hasan Basri İnan, 2011’de Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne dereceyle girmiş, 2015’de de seramik bölümü birincisi ve fakülte ikincisi olarak mezun olmuş. Sanatçı, mezuniyet sonrası Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Seramik Bölümü Yüksek Lisans Programını da birincilikle kazanmış. Tezli yüksek lisans programını 2018’de tamamlayan İnan, sanatsal çalışmalarını 2011’den bu yana ressam Ahmet Yeşil rehberliğinde sürdürüyor. Galeri Soyut’un temsil ettiği İnan’ın beş ulusal, beş de uluslararası ödülü bulunuyor. Mersin ve Ankara’daki atölyelerinde çalışmalarını sürdüren sanatçının yerli ve yabancı koleksiyonlarda çok sayıda eseri bulunuyor.