Süleyman Şah Düğümü

Geçen hafta bu köşede Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Tel Rıfat ve Münbiç’ten sonra hedefinin Rakka ile Kobani olabileceğini, bu nedenle Kobani’nin güneyinde eskiden Süleyman Şah Türbesi’nin de bulunduğu Karakozak köyünde SMO ile ABD destekli PKK/YPG güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını belirtmiştim. Karakozak’ın SMO’nun eline geçmesi halinde türbenin yeniden eski yerine taşınıp, taşınmayacağının da değerlendirmeler sonrasında belli olacağını yazmıştım.

SMO, çıplak gözle görülür şekilde Karakozak’ı kuşatmış olsa da aradan bir hafta geçmesine rağmen türbenin asıl yerinin bulunduğu bölgeye köprüden geçip tam hakimiyet sağlayamayadı. Tabii bu süre içinde ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Türkiye’ye gelişini ve bölgede SMO ile PKK/YPG’nin iki kez ateşkese zorlandığını da unutmamak lazım.

Yerel kaynakların iddiasına göre Türkiye, zaman zaman SMO’ya destek amacıyla bir yandan Karakozak’a bağlantı köprüsünün bulunduğu alanı top atışlarıyla vururken, diğer yandan daha güneydeki Ayn İsa ve Rakka’nın dış bölgelerinde konuşlu YPG güçlerini de SİHA’larla hedef alıyor.

Yoğun taarruzlara rağmen PKK/YPG’nin sahada özellikle drone saldırılarıyla direnmeyi sürdürüp, ABD’ye mektup yazarak TSK ve SMO’nun durdurulmasını istemesinin tek nedeni, Kobani’nin (Ayn El Arab) düşmesini önlemek.

YPG de çok iyi biliyor ki, Karakozak tamamen SMO’nun eline geçtiğinde TSK, türbenin eski yerinde Türkiye toprağı olduğu için karakol kuracak ve bir sonraki hedef olarak SMO güçlerine Kobani’nin yolu açılacak.

ABD tarafından yapılan açıklamalar da özellikle Pentagon’un YPG güçlerini pek yalnız bırakmayacağını gösteriyor. Nitekim bölgedeki ABD unsurlarının karada ve havada faaliyetlerini yoğunlaştırıp, Rusya’nın Kobani’de boşalttığı üsse yerleşmesi bunun en somut göstergesi.

Kobani’nin PKK/YPG’nin elinden çıkması durumunda SMO kontrolünde olan Fırat’ın batısındaki bölge ile doğusunda yine SMO’nun kontrolünde olan Tel Abyad bölgesi birleşmiş olacak. Aradaki Kobani hattının kapanması durumunda haritaya bakıldığında bir sonraki hedefin Kamışlı olacağını çok net söyleyebiliriz.

Öyle anlaşılıyor ki, Kobani’ye kimin sahip olacağı bir anlamda Süleyman Şah Türbesi’nin asıl yeri olan Karakozak köyündeki düğümün çözülmesiyle belli olacak.

Peki Esad’ı deviren muhalif güçlerin etrafında toplandığı HTŞ ve bu sıralar Batı dünyasının kapısını aşındırdığı lideri El Golani, Suriye’nin kuzeyinde yaşanan bu hassas gelişmelere nasıl bakıyor? Başkentte yaptığım görüşmelerden çıkardığım sonuç şu:

El Golani, zaten sorunlar yumağında boğulmuş ve hemen her alanda batmış durumda olan ülkenin herhangi bir yerinde yeni iç savaş görüntüleri istemiyor. Bundan dolayı Kuzey Suriye sahasında SMO ve YPG tarafından temsil edilen Ankara ile Washington’ın meseleyi görüşmeler ve diplomatik temaslarla çözmeye öncelik vermesini tercih ediyor. El Golani’nin önceliği, başta Şam olmak üzere yoğun göç vermiş Halep, Hama, Humus gibi büyük şehirleri mümkün olan süre içinde yaşanılacak yerler haline getirip, buralardan yurt dışına kaçmış, ülkenin ihtiyaç duyduğu beyin ve emek gücünü geri getirmeyi sağlamak.

El Golani’nin Suriye’nin bütünüyle ilgili temennilerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini elbette zaman gösterecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Ergan Arşivi