Barışcan İğrek
Eyüpspor göz dolduruyor
Süper Lig’de yeni yıl arası sona erdi. Yoğun maç trafiği nedeniyle fiziksel ve mental açıdan yıpranan bazı takımlarımızın dinlenmesine imkan tanıyan bu aranın ardından heyecan 18.hafta karşılaşmalarıyla devam etti.
Sezon başından bu yana gerek oynadığı etkisiz futbolla, gerek aldığı başarısız sonuçlarla, gerekse de yönetim bazında yaşanan büyük kriz nedeniyle taraftarlarına kabus gibi bir sezon yaşatan Beşiktaş’a yeni yıl arası da yaramamış gibi görünüyor. Çaykur Rizespor ile 1-1 berabere kaldılar. Karşılaşmanın 1-1’lik skorla tamamlanması sizi aldatmasın! Beşiktaş kalecisi Mert Günok’un yaptığı “mucizevi” kurtarışlar olmasa karşılaşma 5-1 Çaykur Rizespor üstünlüğüyle de sona erebilirdi. Tecrübeli kaleci, yaptığı inanılmaz kurtarışlarla Beşiktaş’ı hezimetten kurtardı!
Karşılaşmanın ilk yarısında, savunmada çok kötü bir görüntü ortaya koydu Beşiktaş. Stoperler Tayyip Talha Sanuç ile Felix Uduokhai arasındaki uyumsuzluk korkunç boyutlardaydı. Nitekim Tayyip Talha, 43.dakikada sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kaldı. Sol bek pozisyonunda oynayan Bahtiyar Zaynutdinov ise son derece vasat ve sınırlı özellikleri olan bir oyuncu. Büyük hedefleri olan takımlarda -alternatif sol bek- bile olabileceğini düşünmüyorum.
İkinci yarıda ise hücum bölgesinde oldukça durağan bir Beşiktaş izledik. Rakip kaleye gitmekte bile zorlandılar. 79.dakikada Semih Kılıçsoy’un “rastgele” vuruşuyla yakalanan pozisyon dışında ciddi bir pozisyon üretemediler.
Çaykur Rizespor karşısında Beşiktaş takımında gözüme çarpan bir diğer olumsuz nokta ise futbolcularda gözlemlediğim isteksizlik hali. Amiyane tabirle “ruhsuzluk”... Beşiktaş’ı yakından takip eden muhabirlerin aktardığı bilgilere göre, yeni başkan Serdal Adalı göreve gelir gelmez futbolcuların maaşlarını hesaplarına yatırmış. O halde, bu “ruhsuzluk” neyin nesi? Hem parasını alıp hem de isteksiz oynamak meslek etiğine sığıyor mu?
Çiçeği burnunda başkan Serdal Adalı ve yönetim kurulunu gönülden tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Gerçekten çok zor bir görev devraldılar. Yapacakları ilk iş, futbol şubesini “tepeden tırnağa” yeniden yapılandırmak olmalı. Takımına aidiyet duygusu ile bağlı olmayan oyuncular ile yollar ayrılmalı.
Teknik direktörlük koltuğu için yapılacak bir Sergen Yalçın hamlesi, çok doğru bir tercih olur. En azından, camianın üzerindeki kara bulutları -bir nebze-de olsa dağıtır. Böylesine kötü geçen bir sezon, tıpkı geçtiğimiz sezon olduğu gibi en azından bir Türkiye Kupası ile telafi edilmek isteniyorsa bu takımın başına Sergen Yalçın getirilmelidir. Tabi ki, mevcut kadrodaki bazı fazlalıklar ile yolların ayrılarak en az 3 transfer yapılması kaydıyla.
Yazımın ikinci bölümünü, Süper Lig’in geride kalan 18 haftasında oynadıkları güzel futbol ve aldıkları başarılı sonuçlar ile taraflı-tarafsız bütün futbolseverlerin beğenisini kazanan İKAS Eyüpspor’a ayırmak istiyorum.
18.haftada deplasmanda Onvo Antalyaspor’a konuk oldular. Rakiplerine göre daha üstün bir futbol ortaya koyarak maçı 4-1 kazandılar. Bu maçta santrafor Mame Thiam ve sol kanat Prince Ampem’i çok beğendim. Hareketli ve fark yaratan oyunlarıyla takımlarına galibiyeti getiren isimler oldular.
Genç ve tecrübeli isimlerin harmanlanmasıyla oluşan çok kaliteli bir takım Eyüpspor. Özellikle, yerli oyuncu kadrosundaki zenginlik dikkatimi çekiyor. İddia ediyorum, Süper Lig’in en zengin yerli oyuncu kadrosuna sahip takımı Eyüpspor. İsimleri sayarsak... Berke Özer, Caner Erkin, Umut Meraş, Dorukhan Toköz, Robin Yalçın, Halil Akbunar, Sinan Gümüş, Recep Niyaz, Emre Mor, Emre Akbaba... Daha ne olsun! Eyüpspor gibi yüksek hedeflerle yola çıkmayan bir takım için fazlasıyla yeterli bir yerli oyuncu kadrosu...
Eyüpspor’u tebrik ediyorum. Bu performanslarını sezon sonuna kadar, istikrarlı bir şekilde sürdürebileceklerini sanmıyorum ama en azından geride kalan 18 haftaya renk kattılar. Ligimizin yerlerde sürünen futbol kalitesini göz önünde bulunduracak olursak sezonun belirli bir bölümünde katılan renk bile kıymetli oluyor maalesef!