Mine Uzun
Keşke seansı
Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı dün yapıldı.
Haydi, hep beraber açıklamayı değerlendirelim. Bu arada bir de fikir jimnastiği yapmış oluruz.
Ekonominin dengelenmesi, finansal istikrar, mali disiplinin güçlendirilmesi, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması, dezenflasyonun mümkün olan en kısa sürede tesis edilmesi, orta vadede tek haneli enflasyon hedefi…
Temenniler bölümünü geçiyorum. Borsacıların kendi arasında çok güzel bir deyişi vardır. “Keşke seansı”... Keşke seansını geçiyorum ben de özetle.
Toplantı sonrası paylaşılan açıklamada, makroekonomik tahminler ve öncelikli yapısal reform alanları değerlendirildiği söyleniyor.
Makroekonomik tahminler hâlâ yüzde 5 hedefi ile konuşuluyorsa diyecek bir şey zaten bulamıyorum.
Hele ki şu “yapısal reformlar” yok mu? Şimdi bir de “öncelikli” olanları varmış.
Yahu 3 gün sonra 45. yaşıma gireceğim. Bu işlerden anladım anlayalı bir yapısal reformdur gidiyor arkadaş.
İnanılmaz.
Adı var kendi yok reformun.
Hep bir palyatif çözümler, hep bir günü kurtarmalar.
Olmuyor işte.
Bir yerde yine dönüyor dolaşıyor, tıkanıyor işte mevzu.
“Son dönemde cari açığı önemli oranda etkileyen altın ithalatında yaşanan gelişmeler ve bu kapsamda ihracatçılarımızın beklentileri de göz önünde bulundurularak ilgili kurumlarımızca alınan tedbirler değerlendirilmiştir” denilmiş burayı hiç anlamadım.
Zira kuru baskılamak istediğinizde bu ihracatçının işine gelmeyecektir. Nitekim kur tüm alınan önlemlere, hatta Merkez Bankası’nın arka kapıdan satışlarına rağmen tutulamadığında ihracatçının çıkarlarından dem vurulup savunma bu taraftan yapılıyordu.
Ayrıca madem ihracatçıların beklentileri göz önüne alınıyor 750 baz puanlık bir faiz artırımına ne gerek var. Artırımı kaçınılmaz gören Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyeleri neden ilk faiz artırımını 650 baz puan yaparken 2. faiz toplantısında 250 baz puanı yeterli bulmuş bir matematik ile açıklamak mümkün değil. Hele ki 750 baz puanlık artışın takip ettiği düşünülürse. Üstelik böyle bir piyasa beklentisi, isteği yokken.
Yine aynı soruya geliyoruz dönüp dolaşıp!
- Yıl 2019’du. Faiz yüzde 24 idi. 12 Haziran’da yapılan toplantıda sabit tutuldu. Enflasyon %19,88 Dolar / TL 5.82 idi. Murat Çetinkaya temmuz toplantısını göremedi. Görevden alındı.
- Yıl 2021’di. 18 Martta yapılan toplantıda faiz yüzde 17’den yüzde 19’a çıktı. Enflasyon %16,19 idi. Döviz kuru 7.20’lerdeydi. Naci Ağbal nisan toplantısını göremedi. Görevinden alındı.
- Yıl 2023 faiz yüzde 17.50’den yüzde 25’e çıktı. Enflasyon yüzde %47,83. Dolar/TL kuru kabaca 26.50-27.00 seviyesinde. Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan. Görevine devam ediyor.
Görevden alınmalar elbette Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıydı. Ancak Sayın Cumhurbaşkanı 19 yılın zirvesine çıkartılan faiz oranlarıyla ilgili bir değerlendirmelerde bulunmadı.
Haliyle yine aynı soruya geldik dönüp dolaşıp!
Faiz hassasiyeti bilinen ve hemen hemen her konuşmasında enflasyonu sonuç faizi sebep gösteren Sayın Cumhurbaşkanı bir kararnamenin daha altına imza atar mı?
Bugün 30 Ağustos. Zafer Bayramımızı kutlayarak bu haftaki yazımı bitirmek isterim. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını zaferimizin 101. Yılında bir kez daha saygıyla, minnetle ve büyük bir özlemle anıyorum. bir Cumhuriyet kadını olarak bunu kendime bir borç biliyorum.