Mutlu Hesapçı
“UMUT ETMEKTEN DAHA İYİ BİR MOTİVASYON YOKTUR”
Oynadığı her karakterde renkli gözlerinin ışığında kalıyorsunuz. Karaktere inandırma hikâyesinde gözlerinin ayrıca etkisi var diye düşünüyorum. Abartısız, doğal ve olduğu gibi oynuyor. Hayat verdiği her karakterin inandırıcılığını bize geçiriyor. Tülin Özen olarak ön planda değil oynadığı karakterler hafızamızda kalıyor böylece. Tiyatro sahnesinde, TV projelerinde, sinemada kendisini merakla, heyecanla ve beğenerek izledim. Oyunculuğun yanı sıra gerçek hayattaki duruşunu, tarzını ve tavrını da farklı ve özel buluyorum. İfade etmeye çalıştığım bu özelliklerinden dolayı da 27. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde bu yıl ödüllendirildi. Ayrıca İstanbul Film Festivali’nde kendisine ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülü kazandıran film ‘Tereddüt Çizgisi’ sinemalarda. Tülin Özen’e ödülleri, hissettirdiklerini sordum. Bu röportajı okuduktan sonra sinemaya gidin; iyi bir film, iyi oyunculuklar izleyerek siz de kendinizi ‘Tereddüt Çizgisi’ filmini izleyerek ödüllendirin. Herkese güneşli ve umutlu pazarlar dileriz.
İstanbul Film Festivali ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünüz için tebrik ederek başlamak isterim. 27. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Bilge Olgaç Başarı Ödülü de sizin, ne güzel ve mutluluk verici. Ödüller size ne hissettiriyor, anlamı ne?
Hepsinin anlamı aldığım zamana göre değişiyor. İlk aldığım ödül biraz ustalarımdan icazet alma, aileme de ‘Yanlış bir tercih yapmamışım’ı gösterme hissi verirken, yeni aldığım ödüller, ‘Seni ve yapacaklarını hâlâ merak ediyoruz’ gibi bir his veriyor. Bilge Olgaç Ödülü ise bambaşka…
“Bilge Olgaç ismi bile gurur duyma vesilesi”
Özellikle Uçan Süpürge Bilge Olgaç Başarı Ödülü’ne dair neler söylersiniz, bir kadın olarak bu ödülü almanın farklı bir duygusu var mı?
İsmi bile gurur duyma vesilesi. Bilge Olgaç büyük bir mücadelenin, sevginin ve becerinin adı sinemamızda, Uçan Süpürge büyük bir birlikteliğin. Bu sıfatları sizlerle beraber paylaşmak ve bu sıfatlarla takdir edilmek çok gurur verici.
Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nin varlığını bir kadın oyuncu olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz insanlar ilerlemeye, değişmeye, derinleşmeye ihtiyaç duyan, anlamımızı farkımızı orada arayan bir türüz. Bunu yapabilmek için de farklı okumalar yapılması, dilimize, hikâyelerimize başka merceklerden bakılması gerekiyor. Kadın bakışı da hem yaşadığımız sorunlardan dolayı, hem daha zengin detaylar sunmasından dolayı en önemli bakış açısı. Buna çok ihtiyacımız var.
“Bazı zorlukları yaşamadan hayatı tanıyamıyoruz”
Sektörde bir kadın olarak var olmak için verdiğiniz savaşta yaşadığınız zorluklar ve kadın olarak güçlü olmanın size getirdiği ödüller neler?
Herkes için geçerli belki de bu söyleyeceğim ama bazı zorlukları yaşamadan zaten hayatı, kurulan düzeni, o düzen içindeki ilişkileri tanıyamıyoruz. Ben kendimi güçlü hissetmiyorum, hâlâ duyduğum bir öfke ve korku var. Ama azmim olduğunun farkındayım. Onu hissetmek de umut hissini yaratıyor. Umut etmekten daha iyi bir motivasyon da yoktur herhalde.
Kadın hikâyelerini anlatmada geldiğimiz durum ne kadar gerçekçi ve yeterli mi?
Bütün işleri takip edemiyorum, dolayısıyla işleri düşündüğüm bir yerden yeterli ya da değil diyecek cevabı veremem. Yaptığımız işlerin yansımasını insanlarda görüyoruz aslında, geniş ölçeklere yansırsa görebiliyoruz. Sokaklara bakmak gerek, yeterli mi demek için. Haberlere ve etrafımda rastladığım ilişki ve konuşma biçimlerine bakınca bana yeterli gelmiyor, hem kadınların hem erkeklerin ilişkilenme biçiminde ilerlediğimizi düşünmediğim bir hal var. Bu durumda kadın hikâyeleri ya söylemi sloganvari ve sadece kendi içimizde alkış tutabileceğimiz bir kapalılıkta ya da ölçeği çok dar.
Oynadığınız karakterler içinde sizde en çok iz bırakan kadın karakter hangisi ve neden? Ayırt etmek güç olabilir belki şöyle de sorabilirim; bir proje geldiğinde hangi kadın karakterler sizi heyecanlandırıyor ve projeyi değerlendirmelerinizde hareket noktanız ve duygunuz ne oluyor?
Bu çok uzun bir cevabı hak ediyor. Onun için detaysız bir cevap verebilirim. Senaryonun kendine ait bir dünyası varsa, benim altına imzamı da atabileceğim bir tartışma yaratabiliyorsa, güzel insanlarla üreteceğimi biliyorsam, kadın karakterin nasıl olduğu çok ilgilendirmiyor. Bir sürü yanlış davranan ya da bir karizma yaratmayan kadın da var, onlar da herkes kadar kadın. Kadının karakteri şöyle olmalı diyemem onun için. Kendi oynamak istediğim ruh halleri de sürekli değiştiği için kabul edip etmeyeceğim her zaman değişiyor. Yeter ki senaryo sonunda paylaşmaktan utanmayacağımız, doğru ve sert sorabilen bir hikâyeyi anlatsın.
“Tereddüt Çizgisi güzel sorular soran, sert olaylara pencere açan bir film”
‘Tereddüt Çizgisi’ filminde oynadığınız karaktere dair neler söylersiniz?
‘Tereddüt Çizgisi’ güzel sorular soran, sert olaylara pencere açan bir film ve bunu Canan gibi hayatta kendi inadıyla var olmaya, mesleğini idealist bir şekilde yapmaya, ailesine karşı vicdanlı ve sorumlu davranmaya, her şeyin en doğrusunu yapmaya çalışan bir karakterle yapıyor. Bu kadar yükün bocalamasını yaşayan iki gününü anlatıyor film. O anlamda edilgen maruz kalan değil etken bir karakter.