Mutlu Hesapçı
‘Gittiler, beni unuttular’ yazıyor mezarında ama unutulmadı İsmet Ay
İsmet Ay denince gözümün önüne ilk gelen Erol Günaydın ile birlikte eski yılbaşı skeçlerindeki hali. Herkesin hatırladığı ise Süper Baba dizisindeki Sermet rolü var ama düşününce Tatlı Kaçıklar dizisi beliriyor kafamda; İsmet Ay nasıl canlandırabilmiştir o rolü ve gerçekten o muydu diye izlerken bu soruyu sormuştum. Aslında kendisi bir tiyatro sanatçısı ve keşke kendisini tiyatroda izleme şansım olabilseydi çünkü izleyenlerden dinledim, sahnede devleşen bir oyuncuymuş... Öyle ki Vişne Bahçesi’nde uşak rolünü onun gibi bugüne kadar oynayan da olmamış. Zaten Vişne Bahçesi’ndeki uşak rolüyle, Avni Dilligil Tiyatro Ödülü’ne ve Kültür Bakanlığı En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’ne layık görülmüş. İsmet Ay’ın Şileli olduğunu bilmeyen yoktur ama Şile bugüne kadar sanatçıya yeterince gereken vefayı da göstermedi. Hâlbuki onun yaşadığı yıllarda İsmet Ay’ın varlığından dolayı Şile’ye dönemin bütün sanatçıları giderlermiş ve Şile’de sayısız anılar biriktirmişler. O dönemler Şile, sanatçıların kaçış adresi olmuş.
İsmet Ay’ı 2004 yılında kaybettik. Mezarı Şile’de, yenilenen mezar taşında ise Vişne Bahçesi’nde canlandırdığı ve unutulmaz karakterleri arasında giren Firs’in cümleleri yazıyor;
“Gittiler… Beni unuttular… Yaşam geçip, gitti, hiç yaşanmamış gibi. Yatayım. Gücün de kalmadı; hiçbir şeyin kalmadı, hiçbir şeyin… Beceriksiz!”
Anton Çehov
Usta Tiyatrocu İsmet Ay’a Şile’den vefa: İsmet Ay Sahnesi yeniden hayat buldu ve mezarı yapıldı
Türk tiyatrosunun duayeni; tiyatro, sinema ve televizyon oyuncusu Şileli İsmet Ay'ın adını taşıyan İsmet Ay Sahnesi, 35. Uluslararası Şile Bezi Kültür ve Sanat Festivali kapsamında yeniden canlandı! Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı’nın çabalarıyla yeniden canlandırılan İsmet Ay Sahnesi, geçen hafta festival kapsamında anlamlı bir söyleşi ve Mey/Diageo’nun katkılarıyla sahnelenen muhteşem bir tiyatro oyunuyla uzun bir aranın ardından kapılarını yeniden açtı. Duayen sanatçılar Haldun Dormen, Müjdat Gezen ve Mustafa Alabora, Banu Zeytinoğlu moderatörlüğünde ve Özgür Kabadayı’nın da katılımıyla gerçekleştirdikleri özel söyleşide, İsmet Ay’ın sanatı ve Şile'ye katkıları üzerine sohbet ettiler. Söyleşinin ardından ise Şevket Çoruh ve Günay Karacaoğlu’nun birlikte rol aldığı “Bir Baba Hamlet” oyunuyla İsmet Ay Sahnesi, hak ettiği biçimde yıllar sonra yeniden tiyatroyla buluştu. Beldenin kültürüne, geleneklerine, sanatçılarına gösterdiği vefayla köklerine sahip çıkmaya devam eden Şile Belediyesi, aynı zamanda İsmet Ay’ın Şile’de bulunan mezarını da sanatçıya yakışır şekilde yeniden yaptı. Ben de oradaydım; Haldun Dormen, Müjdat Gezen, Mustafa Alabora ve Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı ile İsmet Ay ve Şile’ye dair sohbet ettim.
İsmet Ay ile tanışıklığınız hangi yıllara dayanıyor?
Mustafa Alabora; Şehir Tiyatroları ve sinema oyuncusu teyzem Melahat İçli sayesinde 4-5 yaşlarındayken tanıdım İsmet Ay’ı. Şile’ye İsmet abiye 4-5 yaşındayken gelmeye başladık hatta Zeki Müren de bu buluşmalarımızda vardı ve sonra Şile’de ev tuttuk. İsmet abiyle yıllarca abi kardeş ilişkimiz sürdü, sonra da ben onun meslektaşı oldum aynı sahneyi paylaştım hatta birlikte bir film de çektik. Önce abi kardeş sonra meslektaş sonra da bir vefalı dostu olarak onun hep yanında oldum.
Haldun Dormen; İsmet Ay ile benim tanışıklığım Mustafa kadar eski değil ama zamanla en yakın dostum oldu. Amerika’daki eğitimimden sonra Türkiye’ye döndüğüm zaman Şile’de tanıştık. Hatta uzun bir süre benim evimde kaldı, evimde onun bir odası vardı ve İstanbul’da olduğu zamanlarda bende kalırdı. Bazen neşeyle kalkardı bazen bir karış suratla kalkardı ama o bir karış surat neşeye dönerdi. Müthiş bir adamdı, evin neşesi haline gelmişti zamanla. Her zaman çok saydığım, sevdiğim ve güldüğüm bir insandı. Bugün çok mutluyum çünkü İsmet Ay’ın sahnesi açılacak ve yıllar sonra mezarı yapıldı. Bu anlamda başkana çok müteşekkirim. İsmet Ay Sahnesi’nin 2002 yılında açılışını yapmıştık ama sonra bu sahne öylece kaldı.
Müjdat Gezen; Şehir Tiyatrolarına 1960 yılında girdim, konservatuar öğrencisiyim ve İsmet Ay ile birlikte oynuyoruz, ilk kez o zaman tanıştım. Demek ki 64 yıl oldu sonra kendisiyle abi ve kardeş olduk, ilişkimiz hiç bitmedi. Çok renkli, çok tatlı, bambaşka biriydi, çok severdim.
Mustafa Alabora: İsmet Abi İstanbul’da kaldığı zamanlarda yıllarca Haldun’da kaldı, biz de oğlumla Cihangir’de bir ev yaparken İsmet Abi’ye de bir oda yaptırdık ama ne yazık ki bizimle kalamadı. Ama kendisine bir oda yapıldığını biliyordu.
İsmet Ay nasıl bir insandı?
Haldun Dormen; Enteresan bir insandı, sağı solu belli olmazdı. Bazen çok sinirli olurdu, bazen de çok keyifli olurdu. Çok sinirli olduğu zamanlarda delirtirdi insanı.
Mustafa Alabora; O kadar çok seviyorsun ama öyle bir şey yapar ki delirtir insanı. Ama gönlünü öyle bir alır ki sonra da pamuk gibi olurdu.
Müjdat Gezen; İsmet abi kadar bonkör çok az insan tanıdım. Çiçek Bar’da yemek yiyoruz eşim Leyla, ben, İsmet abi. Dolmakalemimi çıkarttım bir yazı yazacağım, o da dedi ki ne güzel bir kalem; ona hediye vermek istedim. O da parmağında çok değerli bir yüzüğü vardı, çıkarttı eşim Leyla’ya taktı, ‘Beni hatırlarsınız’ dedi. Çok bonkör, gönlü gani bir adamdı.
Haldun Dormen; Eve her gelişinde çok değerli hediyeler getirirdi. Bana hediye getirdiği değerli resimler hala evimde asılıdır.
“Nasıl oynadım?”
Sanatçı İsmet Ay’dan bahsedebilir miyiz?
Mustafa Alabora; İsmet abi o kuşaktaki oyuncuların çoğu Cahit Irgat, Mücap Ofluoğlu gibi isimler edebiyatçılarla, şairlerle çok yakın ilişkiler kurmuşlardı. Biz de şöyle bir şey yaptık; Memet Ali Alabora’ya dedim ki git, İsmet abi ölüyor, ‘Baba gittim’ dedi, birden bire kafası gitti zannettim, meğerse Vişne Bahçesi’ndeki oynadığı sahneyi oynamış. Hatta o oyunla ödül almıştı. Memet Ali kafası gitti zannediyor ya ‘Nasıl oynadım’ diye sormuş? Oyunlarla yaşayan biriydi. Genç bir kuşağa nasıl oynadığını soracak kadar da mütevazı biriydi. Gerçek bir sanatçıydı.
Haldun Dormen; Ağlatan, güldüren bütün duyguları verebilen bir oyuncuydu. Tiyatro insanıydı. Çok disiplinliydi. Benim oyunlarımda oynamadı ama ben onun oyunlarını sahneye koydum.
Müjdat Gezen: Ben bir anı anlatayım. Savaş Dinçel ve İsmet Ay aynı oyunda oynuyorlar. Savaş Dinçel rakıcıdır, içmeyi sever ama bir adetleri var oyundan önce ağızlarına bir yudum içki almazlar. Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda oynuyorlar Savaş’ın rolü bitiyor, bittikten 20 dakika sonra selama çıkacak o 20 dakika dayanamıyor kuliste masası kuruluyor, mezeleri ve rakısı geliyor. İsmet abi bunu görüyor, ‘Allah cezanı versin 20 dakika sabredemedin, niye böyle yapıyorsun?’ Savaş hiç ses çıkartmıyor ‘Şerefine’ diyerek içiyor. 20 dakika sonra sadece çıkıp selam verecek, oyunu bitmiş. Bir oyun sonrası aynı rakı masasını İsmet abiye de kuruyor, Savaş’ın yanına geliyor yine kızıyor. Savaş ‘Senin de masanı hazırladım’ diyor o anda “Ooo güzel masaymış, oyun bitti nasılsa” diyerek kızmanın yerini gülmeler ve şerefe alıyor. İkisini de çok seviyorum, rahmetle anıyorum.
“Ustalarla aynı masada oturacaksın deselerdi herhalde şaka yapıyorsunuz derdim”
Üç değerli isimle aynı masada oturuyorsunuz neler hissediyorsunuz?
Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı: İlk oturduğumda Müjdat hocama dedim ki öyle bir masada oturuyorum ki şu an 3-5 sene öncesinde böyle ustalarla aynı masada oturacaksın deselerdi “Herhalde şaka yapıyorsunuz” derdim ama kader bizi bir şekilde birleştirdi. Ben çok mutluyum, onurluyum, gururluyum. Bizim için Şile Bezi Festivali Şile’de yaşayan sanatçılarımızı, Şile’nin değerlerini anmak açısından ayrıca çok önemli. Bu anlamda İsmet Ay Sahnesi’nin yıllar sonra açılışını yapıyoruz. 2002 yılında İhsan Çayıroğlu açmıştı ama açılışı oldu bir daha herhangi bir etkinlik maalesef olmadı.
Haldun Dormen; İlk biz oynadık İsmet Ay Sahnesi’nde hatta çok yağmur yağdı ve oyunun ilk perdesini oynayabilmiştik. 2002 yılında sahnenin açılışını Dormenler olarak bir müzikalle ben yaptım.
Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı: Bizim için ahde vefa çok önemli. İsmet Ay zamanında Şile’nin turizm elçiliği görevini yüklenmiş. Dedemden ve babamdan İsmet Ay’ı, Zeki Müren’i çok dinledim. Maalesef İsmet Ay ile tanışma şansım olmadı ama o güzel anıları dinleyerek geçti yıllarım. Şile’nin eski günleri bizim şu anda özlediğimiz günler aslında ve o günlere Şile’yi döndürmek istiyorum. İsmet Ay Sahnesi ve İsmet Ay’ın mezarını düzenleyerek, ustalarımızla burada buluşarak geç de olsa görevimizi yerine getiriyoruz. Eskiden Şile adeta Açıkhava Yeşilçam’ıymış, sanatçıların, film artistlerinin hatta yazarların keyifle yaşadığı bir yermiş. Biz o eski dönemleri tekrar canlandırmak istiyoruz. Şile’yi bir marka haline getiren kendisi aslında bir marka olan İsmet Ay için ne yapsak az kalır! Bizim görevimiz şu İsmet Ay’ın değerini yaşatmak istiyoruz. Şile’nin çocukları olarak biz İsmet Ay’ın çocukları olduğumuzu hatırlatmak istiyoruz.
“Şile demek benim için İsmet Ay demek”
Sizin anılarınızda Şile nasıl bir yer?
Mustafa Alabora; Değirmen Otel’de Yaşar Kemal’in romanlarını yazdığı bir dönem var. Nazım ne diyor; ‘Yurdumdan kalan son mintanım da üstümde parçalandı Şile bezinden…’ Ben 17 yıldır Şileliyim o kadar çok anım var ki burada hangi birisini anlatsam ki!
Müjdat Gezen; Sadık Şendil, Safa Önal gibi çok önemli senaristler senaryolarını Şile’de yazarlardı. Şile şimdi rahatladı, demokratlaştı ben Şile’ye kendimi bildim bileli ilk festivalden bu yana gelirim. İsmet Ay’dan dolayı da çok geldim. İsmet abi çok yaşlanmıştı Mustafa ile hemen her hafta ziyaretine geliyorduk. Hastalık sürecinde buradaki devlet hastanesine aldırdık hatta ben o dönem Cennet Mahallesi diye dizi çekiyordum İsmet abiyi oynatmak istedim fakat konuşamıyordu ama ona çok güzel bir rol yazdım. Ben klarnet çalıyorum o da ustamı oynayacak bütün roman mahallesi ustamızı ziyaret etmek için hastaneye geldik konuşur gibi yaptı dublajını ona benzeyen bir başkasına yaptırdık. Dizi oynadı, İsmet abi vefat etti, çok kötü oldum. Türker İnanoğlu’na dedim ki; yeni bölümde yeniden oynatalım şöyle yazdım; evde oturuyorum klarneti öğrendiğim ustamın öldüğünden haberim yok. Bir çocuk geliyor ‘Sizin ustanızı kaybettik, vasiyetine göre klarneti size emanet etti’ diyor, bana onun klarnetini veriyor. Flashback yapıyoruz onun ziyaretine gittiğimiz sahneyi tekrar veriyoruz. Dizide iki bölüm oynadı, bir bölümünü gördü, diğerini göremedi. Güzel bir veda oldu diyebilirim.
Haldun Dormen; Şile demek benim için İsmet Ay demek. Çok yıl oldu ama boşluğu hala hayatımda çok büyük, bana Şile’yi tanıtan sevdiren kişiydi beni Şileli yaptı ve onun yüzünden buradan ev bile almıştım.
“İsmet Abi’yi gülerek ve neşeyle anmak lazım”
Sizce İsmet Ay’ın değeri yeterince bilindi mi?
Haldun Dorman: Bence bugüne kadar değeri yeterince bilinmedi, bu anlamda başkana çok müteşekkiriz. Çok önemli bir isimdi ve yaşatılamadı ama artık hem sahnesi hem de mezarının yapılmasıyla yaşayacak bundan sonra.
Mustafa Alabora; Başkanımız çok önemli bir şey yaptı İsmet Ay’ın mezarını yaptırdı, şimdi onun açılışını yapacağız bu değerinin bilinmesi açısından çok önemli. Yıllarca uğraştık olmadı, bugüne kısmetmiş.
Şimdi bizi görüyor ve duyuyorsa kendisine ne söylemek istersiniz?
Mustafa Alabora; İsmet abiyi gülerek ve neşeyle anmak lazım.
Haldun Dormen; Gülerek ve neşeyle izliyordur bizi.
Müjdat Gezen: Çok renkli bir adamdı!