Mehmet Şandır
TARİH TEKERRÜR ETMESİN
Yeni bir ateş topumuz oldu; Madde 29.
Öncelikle icad edeni yakacak!
“Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle, gerçeğe aykırı bir bilgiyi alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır”
Halkın bir kısmı (muhtemel yüzde ellisi), “Bir biz varız bir de karşımızda malum düşmanlar” diyen AKP Genel Başkanı ve de Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın her sözünden “korkar, endişelenir, paniğe kapılır”.
Mesela;
“Vatandaşımızın en önemli sıkıntı ve şikayetinin hayat pahalılığı olduğunu biliyoruz. Hayat pahalılığı vardır, vatandaşın zorlandığının farkındayız…” sözleri Sayın Cumhurbaşkanı’na ait;
Vatandaş olarak bu açıklamadan “korktuk, endişelendik ve paniğe kapıldık”
Sonuç; daha kötüsü olacak diye borçlanarak tüketime koştuk; enflasyonu patlattık…
Sayın Cumhurbaşkanı, 21 Mart 2022 tarihinde “Hayat pahalılığının önüne geçmek, vatandaşımızı enflasyona ezdirmemek boynumuzun borcudur” demişti.
7 ay doldu, hayatımızda iyiden yana bir şey değişmedi.
Korkmakta haklı değil miyiz?
Mart ayında enflesyon yüzde 61.14, dolar 14.65 Tl idi.
Eylül ayında tüketici vatandaşın enflasyonu yüzde 83,45 üretici vatandaşın enflasyonu yüzde 151,50 oldu… Daha da artacak…Akaryakıta, elektriğe, doğalgaza sürekli zamlar geliyor.
“Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz” demiş atalar…
10 yıl önce, 2012 yılı Eylül ayında tüketici enflasyonu yıllık yüzde 9.19 dolar fiyatı 1.80 liraydı; Nereden nereye geldik…10 katı fakirleştik.
Daha kötü olacağından “korkuyoruz, endişeleniyoruz”
Vatandaş bu gün dese ki; bu sonucun sebebi bu iktidar tarafından uygulanan politikalardır ve sorumlusu başta Cumhurbaşkanı olmak üzere AKP kadrolarıdır.
Dese ne olur?
Bunu televizyon ekranında söylese, gazete köşesinde, internet ortamında herhangi bir mecrada yazsa veya böyle bir yazıyı beğense alıntılasa ve paylaşsa ne olur?
Meşhur 29. Madde’ye muhatap olur mu?
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre 2022’in ilk çeyreğinde Türkiye’nin brüt dış borç stoku yaklaşık 451,2 milyar dolar, GSYH’ye oranı ise yüzde 56,8. Hatta 2021 sonu itibarıyla iç ve dış borçlardan kaynaklı döviz cinsi borçların toplamı 608.4 milyar doları aşmış. Bu borçları ödemek için yüzde 7,5 faizle uluslararası tefecilerden borç alınıyormuş. 2003-2021 yılları arasında Türkiye, faize 515,7 milyar dolar ödemiş.
Ayrıca, 2022 yılı sonunda cari işlemler açığının 36 milyar 585 milyon dolara ulaşacağı ve dış ticaret açığının 100 milyar doları geçeceği ifade edilmektedir. Bunlar Devletin resmi rakamları…
Bunu okuyan vatandaş, “satacak/özelleştirecek atalar emaneti bir şey de kalmadı, bu borç, bu faiz nasıl ödenecek, bu açıklar nasıl kapatılacak, Eyvahlar olsun, Devlet iflas etmiş derse…”
Bunu yazar, birileri ile paylaşırsa, ne olur?
Meşhur 29. Madde’ye göre cezalandırılacak mı, hapse atılacak mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan “yolsuzluğun olmadığı, yoksulluğun olamayacağı Türkiye’yi biz yaparız” diyor.
Korktuk; devri iktidarınızda toplumun yüzde 80’i yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşıyor.
30 milyon insan sosyal yardıma muhtaç…aramızda borçlu olmayan var mı?
Yolsuzluk konusunda ise sabıkalı duruma düştük…
Türkiye, FAFT tarafından 21 ekim 2021 tarihinde “gri liste”ye alındı. Uluslararası Yolsuzluk Algı İndeksi’nde 2011 yılında 54. sıradaydı bugün 96. sıraya düştü.
Devlet ihale Yasası 200 den fazla değişmiş, imar affı kaçıncı defa çıkarıldı, unuttuk!
Kur Korumalı Mevduat, Kamu Özel İşbirliği ve Hazine garantili Yap İşlet Devret Projeleri ile Milletin/gelecek nesillerin sırtına ne kadar yük yüklendi, aranızda bilen var mı?
Vatandaş “soygun var, soyuluyoruz” derse veya diyeni beğenir paylaşırsa hapse atılacak mı?
Milli Savunma Bakanı, 9 milyon Suriyeli’ye bakıyoruz demişti, Afganlar, Afrikalılar, Pakistanlılar, Iraklılar v.s 12-15 milyon yabancı insan ülkemizde misafir edilmekte(!) ekmeğimize, toprağımıza ortak edildi…
Vatandaş, ülkemiz işgal altına atıldı derse “kamu barışını bozmaktan” cezalandırılacak mı?
Dezenformasyonla Mücadele Yasası’nın 29. Madde’sini ne yapacaksınız?
BENCE
İktidar partileri bu yasayı çıkarmakla veya böyle tanzim etmekle yanlış yapmıştır.
Gerekçesinde haklı olablirsiniz amacınızda toplumsal faydayı gözetebilirsiniz ancak bu yasa uygulamacıların uygulama ve yorumlarında bir “sansür yasası” haline gelecektir.
Özellikle seçim öncesinde çok sıkıntılı bir istismar alanı açılmış oldu.
Uygulanması bir problem uygulamazsanız daha büyük bir problem.
“Fiili durumu hukukileştirmek” gerekir diye milletin egemenliğini sınırladınız, şimdi “hukuki durumu fiiliyata geçirmek” gerekir derseniz (ki demeniz gerekir) insanımızın özgürlüklerini sınırlayacak ve Türkiye’yi bir açık hava hapishanesine çevireceksiniz!
Bunu daha önce deneyenleri hatırlatırım…
Korkutarak korkularınızdan kurtulamazsınız!
Dilerim ki tarih tekerrür etmesin!.