Mehmet Şandır
Anayasa ve muhalefet
BENCE; Toplumun Anayasa diye bir gündemi yok.
Sözün özü; Muhalefetin Anayasa tartışmasına katılması halka hakarettir!
Halkın sorunlarını ülkenin gündemine yeterince taşıyamayan, bu sorunlardan gündem oluşturamayan, iktidarın belirlediği alanlarda ve konularda polemik yapan ve çözüm olarak erken seçim öneren yani yükü, çözümü yine halkın sırtına yükleyen muhalefet partileri, Türkiye demokrasisinin temel sorunudur; her geçen gün toplumsal güveni kaybediyorlar; toplumu hızla yeniden AKP’nin kucağına atıyorlar.
31 Mart yerel seçimlerinde bu iktidarı sandıkta değiştirmek iradesini ve cesaretini gösteren seçmen, CHP’den yana kullandığı tercihinden dolayı pişman olursa ve yeniden AKP’ye mahkum ve muhtaç duruma düşerse; bu sonuç demokrasimiz açısından çok büyük handikap olacaktır.
Geçen hafta boyunca, Anayasa’nın ilk dört maddesini tartıştık;
Cumhur İttifakı üyesi HÜDA PAR Genel Başkanı’nın sözlerini özellikle muhalif yayın yapan televizyonlar, köşe yazarları ve yorumcular ısrarla gündemde tuttular. Buna CHP Genel Başkanı da katkı verdi; meydanlarda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile polemiğe girdi; aklınca muhalefet siyaseti yapmış oldu.
Hayat pahalılığı altında bunalan vatandaşların umudu olması gereken muhalefet, özellikle de CHP, siyasetinin merkezine erken seçimi yerleştirerek ve toplumun önünde yaptıkları Cumhurbaşkanı adayı tartışmaları ile inandırıcılığını hızla kaybediyor.
AKP’nin gündeme getirdiği “Yeni Anayasa Yapmak” konusu bir temenni, bir iyi niyet beyanı olmanın ötesinde gündemi meşgul etmek ve yaşanan sorunları gözden uzak tutmak gayretidir. Bu konuya karşı çıkmak veya destek vermek muhalefete halk nezdinde hiçbir şey kazandırmayacaktır. Çünkü halkın gündemi Anayasa değil geçim meselesidir.
AKP’nin yeni anayasa ile neyi amaçladığını biliyoruz; Adalet ve Kalkınma Partisi'nin eski Dış İlişkilerden ve İnsan Haklarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, TBMM 25. ve 26. dönem AKP Siirt Milletvekili olan Prof. Dr. Yasin Aktay, 18 Eylül’de Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde “başlangıç” kısmı ilk 4 madde ve tabii ki onların “değiştirilemez” ile “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” hükümleri için “Bu maddelere dokunmayacak bir yeni Anayasanın bunların dışında ne yapacağını insan gerçekten merak eder” diye sormaktadır.
AKP’nin TBMM’ye taşıdığı HÜDA PAR’ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar. Biz anayasanın 4’üncü maddesi olmasın diyoruz. Bir daha söylüyorum, altını çizerek söylüyorum. İlk 4 madde değil, 4’üncü madde, tamam mı?" diyor.
Bu Millet AHMAK değil! Bu sözün anlamını, amacını ve sahibini anladı!
“Demokrasi içinde üretilen etnik bölücü siyaset” HÜDA PAR mı?
Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olarak 2005 yılı Mayıs ayında Diyarbakır meydanında yaptığı konuşmada, “Kürt kimliğini tanıyorum. Kürt sorununu demokrasi içinde siyaset üreterek çözeceğim" demişti. HÜDA PAR’ı bunun için mi Meclis’e taşıdılar?
CHP’nin böyle bir Anayasa tartışmasına paydaş olması stratejik yanlışlıktır.
Anayasa bir toplumsal sözleşmedir. Bu sözleşme Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunda 1924 Anayasa’sında Türk Milleti ile yapılmış ve dünyaya ilan edilmiştir.
“Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda” hazırlandı.
Anayasa’da devletin tanımı şudur;
“Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı ‘İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara'dır.
Anayasanın Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”
SÖZÜN SONU; “Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği” bilinmeli!
NOKTA... Tüm ahmaklara duyurulur!