Pahalıyı almama özgürlüğü

Özgürlükleri genişletmek, Türkiye’yi bir özgürlükler ülkesi yapmak vaadiyle iktidara gelen Akape’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan vatandaşa “önemli bir özgürlüğünü” kullanma çağrısı yaptı geçen gün: pahalı ürünü satın almama özgürlüğünü.

Dedi ki, "Pahalı ürün satanları dize getirecek etkili yöntemlerden biri boykottur. Fırsatçılık yapanlara karşı en büyük kozumuz, satın almama özgürlüğünü kullanmaktır."

Cumhurbaşkanı vatandaşa bir özgürlüğünü hatırlatıyor. O özgürlüğü kullanmaya teşvik ediyor. Ürün pahalıysa alma diyor. Domatesi, salatalığı, kıymayı, peyniri alma pahalıysa diyor. Özgürlüğünü kullan diyor.

II. Dünya Savaşı başladığında Amerika Birleşik Devletleri'nde genel olarak savaşa katılmama yönünde güçlü bir kamuoyu vardı. Bu eğilim, 1930'ların sonlarında ABD'yi etkisi altına alan içe kapanmacılık politikasıyla bağlantılıydı. ABD’nin savaşa bir noktada müdahil olmasının kaçınılmaz olabileceğini düşünen Başkan Franklin Roosevelt 6 Ocak 1941 tarihinde yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmasında -biraz da toplumu böyle bir ihtimale hazırlamak için- evrensel değerler olarak dünya çapında korunması gerektiğine inandığı dört temel özgürlüğün savaş yüzünden tehlike altında olduğuna dikkat çekiyordu.

Roosevelt’in konuşmasında sözünü ettiği dört temel özgürlük,

- ifade özgürlüğü,

- ibadet özgürlüğü,

- yoksulluk çekmeme özgürlüğü ve

- korkudan uzak yaşama özgürlüğüdür.

ABD Başkanı bunların ancak binlerce yıl sonra gerçeğe dönüşebilecek bir hayal olmaması gerektiğine dikkat çekiyor, temelini bu özgürlüklerin oluşturacağı bir dünyaya içinde bulunulan dönemde ulaşmanın mümkün olabileceğini savunuyordu.

Roosevelt’in bu dört özgürlüğü daha sonra Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne ilham vermiştir.

Özgürlük kavramı, birçok dünya lideri tarafından tarih boyunca farklı şekillerde dile getirilmiş ve siyasi vizyonlarının temel unsurlarından biri olmuştur.

Mahatma Gandhi şiddetsizlik (ahimsa) ve hakikat (satya) kavramları üzerine kurulu bir özgürlük anlayışı geliştirmişti. Onun özgürlük yaklaşımı, kişisel ve ulusal bağımsızlık arasındaki ilişkiye dayanıyordu. Gandhi, insanların kendi yaşamları üzerinde tam kontrol sahibi olmasını ve sömürge boyunduruğundan kurtulmasını temel özgürlük olarak gördü.

"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" sözünün sahibi Büyük Atatürk, özgürlük kavramını milli egemenlik ve bağımsızlıkla yakından ilişkilendirmiştir. "Tam bağımsızlık" anlayışı, ekonomik, siyasi ve kültürel özgürlükleri kapsar.

John F. Kennedy 1960'taki başkanlık kampanyasında açıkladığı ve "Yeni Sınırlar" adını verdiği vizyonunda ekonomik özgürlük, siyasi özgürlük, bilim ve eğitim özgürlüklerinden bahsetmişti.

Nelson Mandela’nın özgürlük anlayışı, özellikle apartheid rejimine karşı mücadele ile özdeşleşmiştir. Mandela, bireysel özgürlük ile toplumsal eşitlik arasındaki ilişkiye vurgu yapar, "Özgür olmak sadece zincirlerinden kurtulmak değil, başkalarının özgürlüğüne saygı duymak ve onu geliştirmek anlamına gelir" derdi.

Václav Havel "Vicdan ve Düşünce Özgürlüğü"nün öneminin altını çizer, özgürlüğün bireyin kendi vicdanı ile uyumlu şekilde hareket edebilme kapasitesi olduğunu söylerdi.

Woodrow Wilson ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkı olduğu fikrini savunmuş, sömürge yönetimleri altındaki halkların özgürlük arayışına ilham vermiştir.

Ayetullah Humeyni’nin özgürlük anlayışı, İslam devrimi sonrası İran’ın kendi kültürel ve dini değerleri doğrultusunda bağımsızlık ve özgürlük içinde yaşaması üzerine şekillendi. Batı'nın kültürel ve siyasi etkisinden kurtulmayı "hakiki özgürlük" olarak gördü.

Franklin D. Roosevelt’in eşi ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin baş mimarlarından biri olan Eleanor Roosevelt, özgürlükleri 1) ifade özgürlüğü, 2) ekonomik ve sosyal haklar, 3) barış içinde yaşama hakkı olarak ifade etmişti.

Turgut Özal da Türkiye’nin demokratikleşmesi yolunda üç özgürlüğün geliştirilmesini savunur, bunları düşünce ve ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, teşebbüs özgürlüğü olarak sıralardı.

Bu liderlerin özgürlük kavramları, dönemin siyasi ve toplumsal bağlamına göre şekillendi ve halklarına veya tüm dünyaya ilham kaynağı oldu.

Ama “Pahalı malı almama özgürlüğü”nü hiçbiri akıl edememişti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi