Alaaddin Dinçer

Alaaddin Dinçer

Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklikler

MEB’in Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde yaptığı değişiklikler ve yeni düzenlemeler yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından yürürlüğe girdi. Yönetmeliğin pek çok maddesi değiştirildi ve geçici madde eklendi. Bu düzenlemeler arasında yeni eklenen bazı maddeler özellikle dikkat çekmektedir. Yönetmelikte işlevleri tanımlanan yeni üç merkez açılmasına karar verilmiş. Açılacak bu merkezler yönetmelikte var olan ilgili maddenin “öğrenci etkinlik merkezleri”nden sonra gelmek üzere eklenen düzenlemedir. Yeni düzenleme kapsamında, MEB’e bağlı faaliyet gösterecek üç yeni kurum türü tanımlanıyor.

“Öğrenci Etkinlik Merkezleri”

Birinci kurum türü, ilkokul çağındaki öğrencilere ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda sosyal, kültürel, sanatsal, sportif alanlarda eğitim verilen ve bireysel olarak ödev ve projelerinin yapılmasında destek sunulan "öğrenci etkinlik merkezleri" oldu. Öğrenci etkinlik merkezlerinde bu kurum türü için MEB tarafından onaylanan yabancı dil, kişisel gelişim, bilgisayar, müzik, gösteri sanatları, el sanatları, spor, ahlak ve değerler gruplarındaki programlar uygulanacak. İlkokul öğrencileri, programlara hafta içi okul saati dışında ya da hafta sonu devam edebilecek.

"Psikolojik Danışma Merkezleri"

İkinci olarak, bireylerin kendilerini tanımalarına, karar verme ve problem çözme becerilerini geliştirmelerine, psikolojik iyilik hâllerini artırmalarına yönelik bireysel ya da grup olarak profesyonel psikolojik desteğin sunulabileceği; rehberlik ve psikolojik danışmanlık alanında bireylerin kendilerini geliştirmelerine, mesleki bilgi ve becerilerini artırmalarına dönük eğitimlerin verilebileceği rehberlik ve "psikolojik danışma merkezleri" adı altında yeni açılabilecek kurum türü tanımlandı.

"Dil, Konuşma ve Ergoterapi Merkezleri"

Yönetmelikte yapılan değişiklikle tanımlanan üçüncü kurum türü, "dil, konuşma ve ergoterapi merkezleri" oldu. Bu kurumlarda bireylerin iletişim becerilerinin ve konuşma akıcılığının geliştirilerek yaş, cinsiyet ve kültüre uygun ses özelliklerinin kazandırılması, bulundukları çevreye yönelik uyumlarının artırılması, toplumsal katılımlarının sağlanması amacıyla dil ve konuşma ile ergoterapi alanında bireysel ve grup eğitimi verilecek. Her üç merkezin program içerikleri için yönetmeliğin ek 16-17-18-19 nolu tablolarına bakılabilir.

Milletlerarası okullara yeni dönemde "Türkçe" dersi

Türk programı dışında program uygulayan milletlerarası özel öğretim kurumlarında Bakanlıkça onaylanan haftalık ders çizelgeleri doğrultusunda 1 Eylül 2025 itibarıyla Türkçe ve Türk tarihine ilişkin dersler okutulacak. Kültürlerarası öğrenci değişim programları çerçevesinde veya öğrenimlerini yurt dışında yapmak isteyen öğrencilere ya da öğrenimlerini Türkiye'de yapmak üzere yurt dışından gelen öğrencilere danışmanlık ve sınav hizmeti sunmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, bu faaliyetlerini MEB tarafından belirlenen usul ve esaslara göre yapacak.

Düzenlemenin eleştirisi ve içerdiği riskler

Yönetmelikte yapılan yeni değişiklikler ve getirilen düzenlemeler kurumların yönetilmesi ve denetimlerin sağlıklı yürütülmemesine yönelik kaygılar nedeniyle tartışmaya ve eleştiriye açık riskler barındırıyor. Bunlardan bazılarını sıralayacak olursak,

*Türkiye’de var olan milletlerarası okullarda okuyan ve TC vatandaşı olmayanlar içinde yani Amerikalı, İngiliz, Fransız, Arap ve varsa diğer uluslardan çocuklarda Türkçeyi ve Türk tarihini zorunlu ders olarak okuyacaklardır. Türkçe ve Türk tarihi üzerinden asimilasyonde (özümleme) olunca artık ülke sınırları ve TC vatandaşı olmak yetmiyor. Yeter ki söz konusu olan Türkçe ve Türk tarihi olsun gerisi teferruat.

*Kamusal bir hizmet serbestleştirilerek özeleştirilmekte dolayısıyla ücretli yapılarak piyasaya açılmakta, bunun yanında paralel RAM’lar oluşturulmasının,

*Pedagoji ve psikoloji biliminin evrensel normlarına mesafeli duran kişi, kurum ve yapıların bu alanda açacakları merkezlerde belirlenen programların dışında faaliyetler yürütülecek olmasının,

*Özellikle “psikolojik danışma merkezleri” için üretilen program içeriklerinin bütün eğitim süreçlerinde olduğu gibi maneviyatın, manevi değerlerin ve adabı muaşeret kurallarının yani bir tür ÇEDES programlarının kurumlara dayatılmasının risklerini taşımaktadır.

*Bahsi geçen kurumlarda görev yapacaklara ilişkin her ne kadar lisans mezunu olma zorunluluğu getirilmiş olsa da çoğu zaman pedagojik formasyonu bulunmayan özel ya da kamu kurumlarının sertifika programlarından alınan belgeler yeterli görülmektedir. Bu durumun yaratacağı pek çok sorunla karşılaşma riski bulunmaktadır.

Sonuç olarak, MEB yaptığı hemen hemen bütün düzenlemelerde el yükselterek hem neo liberal politikaları hem de “Siyasal İslamcılığı” önceleyen adımlar atmaktadır. Bugüne kadar yapılan düzenlemeler böyle olunca bu yönetmelik düzenlemelerinde de haklı olarak yapılan değişikliklerin arka planını ve gerçek niyeti sorgulayan bir yerde duruyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alaaddin Dinçer Arşivi