Kaya Türkmen
İçlerine sinmiş
Winston Churchill 13 Mayıs 1940 tarihinde Birleşik Krallık Başbakanı olarak göreve geldikten kısa bir süre sonra, Avam Kamarası'nda yaptığı ünlü konuşmada, “Size kan, emek, gözyaşı ve terden başka vaat edebileceğim bir şey yok” demişti.
Bizimkilerse durup durup Bakara Suresi’nin 155. ayetini okuyor, “Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele” diye fetva veriyor.
Churchill, İkinci Dünya Savaşı koşullarında bütün bir milletin fedakârlık yapmak zorunda olduğunu anlatıyordu. Bizim Diyanet fakirliğin faziletlerini anlatır durur fakirlere. “Cennette peygambere komşu olacaksınız” filan der.
“Çalışanlarımızı asgari ücrete ezdirmeyeceğiz” dedi cumhurbaşkanı.
“Ezdirir mi ezdirmez mi” diye aramızda konuşurken, “Çatlasanız da patlasanız da biz adımlarımızı sağlam atarız. Yüzde 30 içimize sinen rakam” dedi.
“Neden çatlayalım, patlayalım ki?” diye düşünürken, “Çalışanları enflasyona ezdirmeme sözümüze sadık kaldık” filan dedi. Doğru değildi söylediği. Enflasyon TÜİK’e göre bile %45 iken asgari ücrete yaptığı zam %30’du. Ve “Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyiz, ezdirmeyeceğiz” sözü havada kalıyordu.
Ayakta alkışladı Akape grubundaki kalabalık. “Bravo” dediler. “Yaşa” dediler. “Şam fatihi” filan dediler. Öyle ya Şam’ı fethetmişti. Açlıktan söz etmek nankörlük olurdu...
Ardından ekledi: "Faizi kesinlikle indirmeye başlayacağız. 2025 bunun işaret yılı olacaktır. Faiz inecek ki enflasyon da insin. Bu, bizim olmazsa olmazımız" dedi.
“Bu millet seninle gurur duyuyor” filan dedi tribündeki güruh.
Memleketin ekonomisini iflasa sürükleyen bu faiz/enflasyon sanrısını özlemiş olacak, “Faiz inecek ki, enflasyon da insin” dedi. Vallahi de dedi. Billahi de dedi.
Maliye Bakanı da konuştu. “Bizde asgari ücret Hindistan’dan daha iyi” filan dedi. Mısır’dan da daha iyiymiş. Meksika’dan da.
“Yılda 680 bin istihdam yaratıyoruz” dedi. Çalışma çağına giren nüfusun yılda bir milyon arttığından söz etmedi.
Asgari ücrete %30 zam yaptılar, gelecek yıl için bekledikleri %25 enflasyondan daha yüksek diye kandırıyorlar 85 milyonu. Zam oranını geçmiş enflasyona göre değil de gelecek enflasyona ilişkin beklentiye göre saptayacaklarmış artık.
İyi de... 2024’ün %45’lik enflasyonu ne olacak?
TÜİK ülkemizde 18 milyon yoksul olduğunu açıkladı.
İnsanlar akşam saatlerinde pazara gidiyor. Yerlere dökülen meyve ve sebzelerin sağlamlarını seçip torbasına atıyor.
Yumurtayı eşiyle yarım yarım yiyor. Yüz liralık kıyma alıyor, yemeklere katıyor azar azar. Pazarlarda börek yaparlar diye satılan kırık peynirleri alıyor.
Kadınlar el işi ürünler yapıyor ve satmaya çalışıyor. Bazıları evde yemek hazırlayıp satıyor.
Emeklilerin önemli bir kısmı, çocuklarından veya diğer yakın akrabalarından maddi destek talep ediyor. Birçoğu sahip olduğu mülkü kiraya veriyor ya da oda/ev paylaşımı gibi yöntemlere yöneliyor. Çoğu aile bireyleriyle aynı evde yaşayarak kira ve diğer masrafları paylaşıyor.
Bazıları büyük şehirlerden daha ucuz yaşanan küçük kasabalara veya köylere taşınarak yaşama masrafını düşürüyor. Bahçe veya tarla ekip kendi gıda ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliyor.
Milyonlarca insan sosyal yardım fonlarından destek almaya, yakacak yardımı, kira yardımı gibi imkanlardan faydalanmaya çalışıyor. Yerel yönetimlerin sağladığı ücretsiz veya indirimli ulaşım, sağlık hizmetleri ve erzak yardımlarını kullanıyor.
Genellikle kısa vadeli nakit ihtiyaçları için düşük faizli kredi veya emekli maaşına uygun borçlanma yöntemlerini kullanıyor.
Ve başımızdaki iktidar utanmıyor çalışanını, emeklisini bu hallere düşürmekten.
Bizi kıskandığı söylenen Almanların asgari ücretlisi de emeklisi de İspanya’ya gidiyor tatile. Portekiz’e gidiyor. Tayland’a gidiyor.
Bizimkinin Büyükada’ya gidecek hali yok…
Ama iktidarın içine siniyor…
Yeni yılınız kutlu olsun.