Alaaddin Dinçer

Alaaddin Dinçer

Şiddet, Acı ve Trajedi Her Yerde

Siyaset “yumuşama” ve “normalleşme” “barış” tartışması yaşayıp bir karara varamazken, şiddet, acı ve trajedi evde, okulda, kışlada, sokakta, mahallede, kentlerde, köylerde kısacası her yerde. Şiddetin, ölümün, acı ve trajedinin yaşanmadığı gün yok gibi. Bebekler, çocuklar, gençler, kadınlar, yetişkinler, ileri yetişkinler özcesi toplumun büyük bir bölümü kendini güvende hissetmiyor, hissedemiyor. Toplumsal çözülme, yozlaşma ve çürüme, yoksulluk, işsizlik gelir adaletsizliği ve ekonomik kriz nedeni olan neo liberal politikalarla yeniden harmanlanıp yapay gündemlerle görünmez kılınmaya çalışılmakta. Hakim güç (Siyasal İktidar)bütün bu yaşanan zehirlenmelere karşı baskın kimliği, dini ve dini eğitimi panzehir olarak topluma dayatmakta ısrar ediyor. Oysa şiddetin türlerine ve nedenlerine bakıldığında sorunun sadece din ve din eğitimi ile çözülmeyecek kadar çok boyutlu bir olgu olduğunu görmekteyiz. Yankı Psikolojinin internet sitesinde şiddetin türleri olarak fiziksel, cinsel, duygusal, ekonomik, dijital, ısrarlı takip ve takıntı, flört şiddeti olarak sıralanmaktadır. Aynı sitede nedenlere ilişkin,

-Daha önce şiddet davranışlarına maruz kalmak

-Öfke, düşmanlık ve intikam duyguları

-Empati becerisinin eksik olması

-Kendisinin haksızlığa uğradığını düşünmesi

-Çocukluk döneminde yaşanan travmalar

-Aile içinde sevgi ve yakınlığın eksikliği

-Ailenin disiplin yöntemlerindeki hatalı yaklaşımlar

-Öfkenin sonucunda ödüllendirilmek veya kişiye kazanç sağlaması

-Sorun çözme becerilerindeki eksiklikler

-Olumsuz bilişsel yapı

-Psikiyatrik hastalıklar

-Sosyal medyanın etkisi

-Diğer ekonomik ve sosyal sorunların etkisi bilgisi yer almakta.

Eğitim Düzeyi Artıyor. Şiddet Durmak Bilmiyor

TÜİK İstatistiklerinde toplumun eğitim düzeyinin artmakta olduğu 2023’te yayımlanan haber bülteninde yer almakta. Bu verilere göre,

“25 yaş ve üzerindeki ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora mezunlarının söz konusu yaş içindeki oranı 2008 yılında %9,8 iken, 2023 yılında bu oran %24,6 oldu. İlgili yaş grubu için ortaöğretim ve üzeri eğitim seviyelerinden mezun olanların oranı 2008 yılında %26,5 iken, 2023 yılında bu oran %48,3 olarak gerçekleşti. 25 yaş ve üzeri nüfusun ortalama eğitim süresi 2023 yılında 9,3 yıl oldu. 2008 yılında 6 yaş ve üzeri nüfusta okuma yazma bilenlerin oranı %91,8 iken, 2023 yılında bu oran %97,6 olarak hesaplandı.”

Sonuç Olarak, okullarda akran zorbalığı artık zorbalık olmanın ötesine geçerek çeteleşmeye ve sonu ölümle biten saldırganlığa/cinayetlere dönüşmüş durumda. Bebekler güvende olmaları gereken sağlık kurumlarında rant ve çıkar uğruna Hipokrat Yemini yapmış doktorlar tarafından ölüme terk edilirken, çocuklar aile bireyleri tarafından organize bir biçimde istismara uğramakta, yaşamlarına son verilebilmekte. Ortaya çıkan olaylar özel ve kamu sağlık ve eğitim kurumlarının daha yoğun ve nesnel denetlenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bütün bu yaşananlara karşı yönetenlerin çıkarması gereken sonuçlar/dersler ve almaları gereken önlemler konusunda yetersiz kaldıkları görülmektedir. Aşağıda sıralanan öneriler ilk planda yapılabilecekler olarak dikkate alınmalıdır.

*Uluslararası örgütlerin, devlet politikalarının ötesinde toplumun her yetişkin bireyine kendine üzerine düşen sorumluluklar olduğunu bilince çıkaracak psiko-sosyal destekler sunulmalıdır.

*Şiddetin bir iletişim aracı ve biçimi olarak kullanılmasının önüne geçmek ve sağlıklı iletişim kültürü oluşturulması için şiddet eğilimli bireylere yönelik kendi hiddetini kontrol etme, öfke, stres ile başa çıkacak ve sorumluluğunu geliştirecek eğitimlere öncelik verilmelidir.

*Kadınların eğitim ve iş hayatında desteklenmesi, bilinçli ve güçlü olması ekonomik şiddetten korunmaları açısından gereklidir.

*Ebeveynler ve eğitimciler, herkesin tepki ve öfke duyacağı anların olabileceği ancak bunu şiddete dönüştürmemesi ve kontrol çabasının olması gerektiği çocuklara öğretilmelidir.

*Ebeveynler arasında yaşananları erteleme ya da yok sayma yerine çatışmaların çözümü hedeflenmeli, yapıcı, onarıcı ve anlayışlı tutumlar geliştirilmelidir.

*Özellikle uzun süreli ve sorunlar yaşanan evliliklerde “Evlilik Yorgunluğu/Yıpranması” dikkate alınarak ve “Nitelikli Beraberlik” açısından gerektiğinde profesyonel destek alınmalıdır.

*İlgili kurumlar tarafından toplumda bireylerin empati yapabilme ve sağlıklı iletişim kurabilme yöntemleri konusunda bilinçlendirme etkinlikleri gerçekleştirilmelidir. .

*İnsani değerleri ve toplumsal cinsiyet eşitliği ile cinsel eğitime çocukların yaş ve sınıf düzeylerine göre ders programlarında yer verilmelidir. Alaaddin Dinçer/Eğitim Uzmanı

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alaaddin Dinçer Arşivi