Aytuna Tosunoglu
ON DÖRT MAYIS
Ortam gergin.
Herkesin morali bozuk, sinirler akordu fazla kaçmış gitar teli gibi. Ufak bir pena darbesinde boyink! diye kopacak, suratımıza şlak! diye çarparak saçımızla kıvrılacak sanki.. Bu durumda bugün için biraz hafif, mutedil ve yumuşak ilerleyelim istedik ve şöyle bir yazı çıktı ortaya. Baştan hakkını verelim; gazete arkadaşım, zekâ küpü, yaratıcı insan Anıl Özgüç’ün Muhalif Takvimi köşesini kopyalamak gibi bir niyetim yok, Özgüç gibi yapamam zaten. Ama onun fikrinden faydalanıyorum bugünlük.
Zat-ı şahaneleri hepimizin aklına bir on dört Mayıs’ı soktu. Kimimiz bahar sevinci gibi almış olabilir diyeceğim ama Ocak ayının ikinci haftasında hava sıcaklığı 20 derece olunca Mayıs’ta bizi bekleyen hava durumunun omuza alınan ince hırka tadında olmayacağını söyleyebiliyoruz. Eski Demokrat Parti şeysi söyleminin de üzerinde dolaşmayacağım: Ortada ciddi bir iletişim hatası var. Biz önümüze bakalım: On dört Mayıs tarihinin önemli olayları arasına girebilecek bir durumu bu sene yaratabiliriz inancıyla eski -hem de bayağı eski- on dört mayıslarda yaşananları merak ettim, araştırdım.
1796 yılının on dört mayısında doktor Edward Jenner (olimpiyatlarda altın madalya sahibi Bruce Jenner sonrasında ilk adını değiştirip hayatına kadın olarak devam eden Caitlyn Jenner onun soyundan gelmiyor, karıştırmayalım) ilk çiçek aşısını bulmuş ve hastasına uygulamış. Hasta iyileşince bu tarih önemli bulunarak kenara not düşülmüş. Aşı sayesinde pek çok hayat kurtulmuş. Osmanlı biraz geç davranmış; kayıtlarda ilk “çiçek aşısı üretim evi”nin 1892’de İstanbul’da kurulduğunu görüyoruz. Hep bir 100 yıllık gerilik diyoruz ya işte başka bir kalemden teyidi size…
1948 yılının on dört mayısında Ben Gurion dedi ki, “İsrail artık bağımsız bir devlettir!” Yani, buralar bizimdi, şimdi de bizimdir, siz çok oluyorsunuz mealinde alınız. Gurion’un bu çıkışı bugün bile sonuçsuz kalacak bir Arap, Mısır, Suriye, Ürdün çekişmesini doğurdu ama olsun. On dört Mayıs tarihi İsrail’in kuruluş günü olarak kutlanıyor. Biz kendi İstanbul’un fethi kutlamalarımıza bakalım.
1973 yılının on dört Mayıs’ında ABD’nin ilk uzay istasyonu olarak bilinen Skylab yörüngeye fırlatılmış. Bu tarih neden önemli; uzayda bulunduğu altı yıl boyunca skylab’in laboratuvarında birçok biyomedikal ve teknolojik deney ve sonuçları sonraki yıllara yön verecek şekilde bilgi edinilmesini sağlamış, ondan önemli.
Başka kutlamalar da yapılıyor on dört Mayıs’ta. Mesela Mark Zuckerberg’in doğum günü. Kendisini bilmeyen yok ama kısaca bizim jenerasyonun (bize boomer diyorlar) sosyal medyacısı olarak tanımlayalım (Facebook, ayol). Şimdilerde metaverse’le oynuyor mu, batırıyor mu anlamıyorum. Çok parası olunca insan, merhem diye kullanıyor tabi. On dört Mayıs Cate Blanchett’in de doğum günüymüş! Bol Oscar’lı, bol Bafta’lı, bol Altın Küre’li sinema oyuncusu. Hem güzeldir hem başarılıdır.
Bu sene on dört Mayıs’ta Malawi’de “Kamuzu günü” kutlanacakmış. Onlar kutlamalara başlarken biz oy kullanmak üzere sandığa gideceğiz. En azından şimdilik öyle görünüyor.
Merak ediyorum, dünya tarihine 14 Mayıs 2023’ü zat-ı şahanelerinin demokratik yolla, yumuşacık indirilmesi günü olarak hediye eder miyiz diye… Ayrıca Guinness’e de geçeceğimiz kesin: Düşünsenize kimi cumhurbaşkanı seçeceğimizi ilk defa oy kabininde ve oy pusulasından öğreniyormuşuz! Altılı Masa isim açıklamama konusunu beklentileri yükseltmek için yapıyormuş! Ve de hiç tahmin etmediğimiz, duyduğumuz zaman sevinçle havaya sıçrayacağımız biriymiş!
Şuursuz muymuşuz, neymişiz…
Hava izin verirse ağırlıksız, cep telefonsuz, cüzdansız, çantasız yürüyüş yapın, bugün. İyi gelecek.