Aytuna Tosunoglu
Trump çok özel
Amerika Birleşik Devletleri halkı durumun ciddiyetinden haberdar mı, bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz şeyleri “müttefikimiz” olan ülkeyle ve bu yazı aracılığıyla paylaşarak bir iyiliğimiz dokunsun istedik. Konu elbette Donald J. Trump. On gün önce ABD Başkanı seçildi. Her ne kadar ABD’de kafası çalışan liberaller ve demokratlar, “Bizi iyi şeyler beklemiyor” kıvamında yazsalar da konuşsalar da üstlerine doğru gelmekte olanın pek farkında olmayan halka daha açık ve net anlatmak lazımdır.
Ey ABD Halkı!
Trump da bir narsistir (“Da” derken… Çeşitli ülkelerde gittikçe yükselen narsist yönetici “trend”ine istinaden… Bizimle bir ilgisi yok. Olur da bulursanız, sorumlusu sizsiniz. Suda batmamak için oturduğunuz minderi kullanın). Trump sizin imkanlarınızı kullanarak size kötülük etmek üzere iktidara gelmiştir ey Amerika halkı! Narsistik kişilik bozukluğu, bencilliği, kibri ve bu ikisinin harmanlandığı bir düşünce sistemini, bir davranış örüntüsünü işaret eder. Ve aşırı bir hayranlık görme talebini… İkinci defa seçilmiş bir başkan olarak daha manipülatif, daha bencil, daha ukala, daha talepkâr bir Trump var karşınızda. Anladığımız kadarıyla bu özelliklerin hepsinin bir arada olması bir gereklilik. Bundan sonra bakın, dikkat edin: Diyelim onun yüzünden yaşanan bir sorun, problemli bir durum var. Normal olarak geri adım atıp, gerekiyorsa özür dilemesi beklenirken tam tersi direnç gösterecek, yanıldığını asla kabul etmeyecek. En ufak, minicik bir eleştiriye bile, kötü tepki vermeye devam edecek. Çünkü kişisel saldırı olarak alacak.
Daha Ne Cevherler Var
Trump ve benzerlerinin etrafındakileri pek önemsemediğini biliyoruz. Çünkü o, bir başkası için asla empati duymayıp, kendi çıkarına göre hareket etmeye devam edecek. Olay her zaman kendisi olacak. Dolayısıyla sizi, bizi rahatlıkla satar. Üstelik temiz bir vicdanla mis gibi uyuyabilir, geceleri. Sakın unutmayın, Trump herkesi dolandırabilir. Sadakatsiz olabilir. Pişmanlık duymadan yapabilir bunları. Gençliğinde dahil olduğu emlak işinde, inşaat işinde kamuyu nasıl dolandırdığını anlatan medya külliyatı var. Trump’ı New York büyükşehir belediyesine sorun, ayrıca.
Özet Olarak
Narsistler büyük, özel ve benzersiz olduklarına inanırlar. Trump da pek çok kişi tarafından kıskanıldığına inanıyor. Narsistler her zaman insanların onları hedef aldığını düşünürler. Evet, Trump da asla huzur bulamıyor. Huzur hissinden habersiz.
Üstelik her zaman tetikte. Gerçek dünyayla kendisinin bozulmuş düşünce dünyasını aynı anda ve uyanıkken yaşamaya devam edecek. Doğru algılama ve yorumlama biçimleri ondan bir hayli uzakta duruyor. Kendi gibi düşünenleri de kabinesine ekliyor, farkındaysanız. İşe aldığı arkadaşlarının vücutlarının görünmeyen yerinde gamalı haç dövmesi vardır, iddiaya girerim.
Kurtarıcı
Son yıllarda, dünyanın farklı bölgelerinde sağcı, popülist ve narsistik liderlerin yükselişi ne acayip bir durum, değil mi? Bu liderlerin ortak özellikleri arasında, güçlü otoriteye vurgu, milliyetçilik, popülizm ve çoğunlukla kendilerine atfedilen bir “kurtarıcı” figürü bulunuyor. Bu eğilimler, toplumlarda belirli sosyo-ekonomik ve kültürel koşulların sonucu olarak ortaya çıkıyor. Megaloman ya da narsistik liderlerin aynı anda yönetimde olduğu bir dünyanın ne hale geleceğini beraber düşünelim, değerli ABD halkı. Bir kere, uluslararası ilişkilerde çatışmalar artarak devam edebilir. İkincisi, demokratik kurumlar kaşla göz arasında zayıflamaya başlayabilir. Bu da otoriterleşmenin artmasıyla taçlanır! Derken, toplumsal kutuplaşma derinleşir.
Değerleri Koruma
Narsistik, sağcı ve faşist eğilimli liderlerin iktidarda olduğu bir dünya, küresel iş birliği, demokratik değerler ve toplumsal barış açısından tehlikeli bir sürece doğru ilerlemektedir. Bu liderlerin seçimleri, halkların artan endişeleri ve kaygılarıyla yakından ilişkili olmakla birlikte, bu tür bir yönetişim anlayışının devam etmesi, önümüzdeki yıllarda toplumları daha fazla kutuplaştırabilir, çevre krizini derinleştirebilir ve ekonomik istikrarsızlıkları artırabilir. Bugün küresel toplum, bu eğilimlere karşı demokratik değerleri koruma ve iş birliği kültürünü güçlendirme sorumluluğuyla karşı karşıyadır.
Halk oturduğu yerden hayıflanmaya devam etsin, diyerek bitirelim.