Aytuna Tosunoglu
LİSTEYE EK
Alanım olmamakla birlikte, konuyla ilgili gelişmeleri doktor yakınlarım aracılığıyla ve onların yönlendirdikleri yabancı basın okumalarıyla iki yıla yakın bir süredir takip ediyorum. Pandemiden bahsediyorum, tabi ki. Hele daha üç gün önce bir restoranın önünden geçerken içerde maskesiz/mesafesiz oturanların yanına eklenen bir başka grup insanın hiçbir şey yokmuş gibi birbirleriyle sarılıp öpüşmelerini, yüz yüze ve elli santimden az mesafede hasret gidermelerini görünce yazmaya devam etmeliyim diye düşündüm. Restoranın kapalı mekanındaydılar. Dışarıda hava serindi.
Pandemi bitmedi. Belki bitmeyecek. Belki bitecek. Ancak, an itibariyle aşılama sayesinde lanet virüsten korunmayı başardık görünüyor. Nasıl olsa aşılıyım rahatlığıyla hareket etmenin doğru olmadığını uzmanlar söylüyor. Aşılı da olsak, özellikle kapalı mekânda maske, mesafe ve el temizliği üçlüsü pandeminin ilk zamanlarındaki kadar önemli olmaya devam ediyor. Nereye gidersek gidelim hala bu kurallara uymak durumundayız. Önce kendimizi sonra etrafımızdakileri korumaktan vazgeçmek yok, biliyorsunuz. Bilenler bilmeyenlere söylemeye devam etsin, lütfen.
Bu haftaki yabancı basın takiplerimden birinde CDC’nin (Amerika’nın Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi) web sitesinde Kovid-19’dan ağır hasta olma olasılığını artıran sağlık koşulları listesine yeni bir ekleme/değişiklik yaptığını öğrendim. Her yaştan depresyon ve şizofreni hastaları (da) virüse karşı daha fazla tehlike altındaymış. Akıl sağlığı da devreye girince diğer hastalıklarla birlikte nüfusun yaklaşık yüzde seksen beşinin, aşının koruma süresi dolduğunda yeniden bir uyarıcı niteliğinde aşı yaptırmasını söylüyor, makalede. “Kapı gittikçe genişliyor” da demişler… Demek ki, yaklaşık iki yıldır hastaları, hastalıkları Kovid-19 parantezinde düzenli kayıt altına alıp bir veri havuzu oluşturmuşlar. Konuda yetkin kişi ve kurumlara bu verileri açmışlar. Onlar sayesinde duyuyoruz, biz de. Bizim Sağlık Bakanlığını saygılarımla dürtüyorum. Sağ elimi yumruk yapıp aradan işaret parmağımın alt boğumunu dikleştirip kapı çalar gibi, kafasına…
Minik bir çocuk kafasına yapılmışı var. Oradan bakabilirsiniz.
Konumuza dönelim.
Makalede ayrıca diyor ki, ön araştırmalar, akıl sağlığı bozukluğu olanların Kovid-19 nedeniyle hastane yatışlarında ve hastalığı ağır geçirmelerinde bir ilişki olduğunu ortaya koymuş. Bu yılın Ocak ayında “JAMA Psychiatry”de (Amerika Tıp Derneği tarafından yayınlanan aylık/hakemli tıp dergisi. Psikiyatri, ruh sağlığı, davranış bilimleri ve ilgili alanlarda araştırmaları kapsıyor) yayınlanan bir araştırma, şizofrenili Kovid hastalarının virüsten ölme olasılığının neredeyse üç kat fazla olduğunu söylemiş. Ek olarak, duygudurum ve anksiyete bozukluğu olan kişilerin koronavirüs enfeksiyonundan ölme riskini artırmadığını da söylemiş. Depresyon ve şizofreni hastalarının Kovid’e yakalanma riskini daha yüksek bulan araştırmacı, bulaştığı takdirde Kovid’in şiddetini de arttıracağını ifade etmiş. Kronik zihinsel sağlık sorunlarının fiziksel bir zarara yol açabileceğini dolayısıyla vücudun bağışıklık sisteminde hasar meydana getirebileceğini söylüyor, uzmanlar. Beden, Kovid gibi hastalıklara karşı daha savunmasız bir hale gelebilir diyorlar, yani. Pandemi gelmeden önce de ruh sağlığı sorunları olan kişiler genel olarak diğer hastalıklar açısından yüksek risk altındaymışlar.
Açık kaynakların söylediğine göre Türkiye’de 800.000 şizofreni hastası var (2017 kayıtları). Pandemiden nasıl etkilendiklerini bilmiyoruz. Öldüler mi, kaldılar mı belli değil. Depresyon hastalarının sayısı daha fazla çıkıyor. Onlar nasıl geçiriyorlar bu pandemi sürecini, bilmiyoruz. Öldüler mi, kaldılar mı, bilmiyoruz.
Sağlık Bakanlığı biliyor. Halk, bilmiyor, bilgilendirilmiyor. Sağlık Bakanlığı araştırma yapılmasına izin vermiyor. Ciddiye almıyoruz, pandemiyi.
İnsanın dolaysız kaynağı insani düşünme yeteneğidir. İnsan yapımı sağlıklı bir çevre oluşturmak için bilgi şarttır.
Makalenin orijinali:
“The CDC adds mental health conditions to its high-risk Covid list”