Yaşar Seyman
Bir Cumhuriyet Öğretmeni
Atatürk, gündüz cephede savaşırken akşam ise çadırında Çalıkuşu’nu okurdu. Çalıkuşu’nu okuyup bitirdiğinde, “Biliyor musunuz dün gece Reşat Nuri Bey’in Çalıkuşu romanını okudum, çok beğendim. İhmal edilmiş Anadolu’yu genç bir hanım öğretmenin yaşadığı zorlukları ne güzel anlatmış. Bitirince İsmet’e vereceğim. (İsmet İnönü) Sonra da sizler okuyun” demişti…
Bu da bizim Altındağ’ın efsane Feride Öğretmeni…
Onun da Çapa Öğretmen Okulu’nda lakabı Çalıkuşu Feride’ydi…
Mustafa Kemal Atatürk’ün tanımadığı ama tanımladığı tam bir Cumhuriyet Öğretmeni Feride…
Feride Erten’i tanıdığımda artık emekli bir öğretmendi. Arkadaşım Şule Bucak Erten’in annesiydi. Şule, beni şöyle tanıttı; “Anne bak! Yaşar Altındağlı, oranın kitabını da yazdı” deyince o gün başladı sıcak ilişkimiz. Çünkü Altındağlıları seviyordu. Orada öğretmenlik yapmış, çamurunda yürümüş, Anadolu’dan göçle gelen o güzel insanları tanımış, o derin yoksulluğa tanık olmuş, yüzlerce öğrenci yetiştirmek için yıllarca koşmuştu.
Feride Öğretmen 1960’lı yılların genç bakanlarından Muammer Erten’in eşiydi. O yıllarda bırakın bakan eşini sıradan bir bürokratın eşi bile Ankara’nın Çankaya semtindeki ilkokullarda öğretmenlik yaparken; Feride Öğretmen, Ankara’nın yoksul dilimi Altındağ’a kendi isteği ile atanır.
Ülkesini seven, Cumhuriyet ruhu ile okuyan, yaşama bakan, yetişen Feride Öğretmen akşam eşiyle İsmet İnönü ve dostları ile buluşuyor, sabah giyinip eşinin makam otosu ile değil dolmuşla öğretmen olduğu Ankara’nın yoksul tepesi Altındağ’daki okuluna gidiyor.
Onun güzelliğini, evlat sevgisinden tüm öğrencilerine uzanan çocuk sevgisini, çevresi ve dostları ile sıcak ilişkilerini, kadife yumuşaklığındaki sıcaklığını, insanlarla ilişkilerindeki uyumunu hâlâ tanıyanlar yâd ederler.
Dönemin Gazetecisi Nimet Arzık’ın Kaleminden Feride Öğretmen
27 Kasım 1968 Akbaba dergisinde De Gaulle’ün ziyareti nedeniyle Fransız Büyükelçiliği’nde verilen daveti kaleme alan usta gazeteci Nimet Arzık, Feride Öğretmen’i şöyle yazar: “Bazı çiftler kalabalığa karşın birbirlerinden ayrılmıyorlardı. Eski CHP’li bakanlardan Muammer Erten’in eşini tanır mısınız? Uzun boylu, yumuşak bakışlı, çocuksu gülüşlü, bir yarı-tanrıça... Mürdüm eriği rengi kadifeden, bir omuzu kapalı, bir omuzu açık bir gece elbisesi giymişti. Hoca olduğu mektepte talebe olmak isterdim.”
Kaldı ki Nimet Arzık’ı okuyanlar kitaplarından bilir, o dikenli usta kalem bile Feride Öğretmen’in güzelliği karşısında büyüleniyor ve kaleminin ucundan bu büyülü sözcükler dökülüyor.
Feride Öğretmen ile siyaset adamı eşi Muammer Erten büyük bir aşk sonucu evleniyorlar. Eşinin kaybından sonra da iki oğul, bir kız annesi olarak evlatları ve torunları ile mutlu bir yaşam sürüyor.
O onurlu, dürüst, Denizlerin idamına ‘Hayır!’ oyu veren siyaset adamı Muammer Erten’in, Feride’si… Muammer Bey’in, Feride Öğretmen’e aşk mektupları, sevginin, bir kadına verilen değerin ölümsüz belgeleri olarak Şule’nin yadigârlar sandığında gün ışığına çıkmayı bekliyor…
Onun ölümünden yıllar sonra sosyal medyada fotoğrafını bulan öğrencisi Gülru Mumcu, kızı Şule’ye bakın neler yazıyor:
“Ben ikinci sınıftayken ağır bir böbrek ameliyatı geçirdim. Uzun bir süre hastanede yattım. Sonrasında evde yattığımda neredeyse okula hiç gidememiştim. Annem, Feride Öğretmenime: “Gülru bu sene hiç okula gitmedi, sınıfta kalsın, sonrasında siz de o da çok zorluk çekersiniz” demiş. Öğretmenim, “Ben kızımı bırakmam, gerekirse teneffüste eksiklerini tamamlar ama asla bırakmam” diye bir anneyi gönül huzuru ile uğurlamış bir eğitimciydi. Böyle bir öğretmen unutulur mu, Şule Hanım, biricik anneniz, unutulmaz öğretmenim ışıklarda uyusun…”
Brad Henry diyor ki:
“İyi öğretmen hayal gücü ve öğrenme sevgisi aşılar.”
Öğretmenlerdir yolumuza ışık tutan, bizlere biçim veren, yaşama hazırlayan. Cumhuriyet’in 101. yılında böyle bir öğretmeni yazma gereksinimi duydum. Binlerce öğretmen atama beklerken, aldığı ücretle zor geçinirken, bazı öğretmenler de evine yakın yerlere atanıyor, eşinin konumundan yararlanıyor, onun makam otosuyla okula gidiyor.
Atatürk’ün dediği gibi: “Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir. Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister…”
Feride Öğretmen yaşamı boyu böyle gençler yetiştirdi ki hiçbiri onu unutmuyor...
Feride Anne, yaşarken; o mübarek ellerinden öpmenin onuruyla…
Toprakta çiçek, gönüllerde örnek Feride Öğretmen, sevginin, onurlu yaşamın, Cumhuriyet’in unutulmazlarından bir saygın eğitimci...
Yazımı Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın dizeleri ile noktalıyorum:
“Bir ışık, bir ışık daha,
Gecelerin içindeki ejderlerle dövüşür
Nice istemeseler de, nice önleseler de,
Uyandırır toplumunu
İyiye, doğruya, güzele öğretmen...”