Gıda Tercihlerimiz Neden Önemli?

Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan ve Peter Singer & Jim Mason’ın ortaklaşa kaleme aldığı “Aslında Ne Yiyoruz, Nasıl Yiyoruz? Gıda Tercihlerimiz Neden Önemli?” adlı kitap, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde günümüz gıda endüstrisini ve özellikle hayvan refahı konusunda hayvansal endüstrinin durumunu anlamak için iyi bir kaynak.

Bu yıl yayınlanan kitap, beslenme şekilleri birbirinden tamamen farklı üç Amerikalı ailenin yeme alışkanlıklarını inceleyerek başlıyor ve tükettikleri yiyeceklerin kaynağına giderek bizi de bu yolculuğa ortak ediyor.

Satın alınan ürünlerdeki “organik” ve “adil ticaret” gibi etiketlerin geçerliliğini araştırırken, fabrika çiftçiliği ve ticari balıkçılık gibi meseleleri tüm ayrıntılarıyla ele alıyor.

Sürdürülebilirliğin karmaşık dinamiği, genetiği değiştirilmiş organizmalar, yerel alışveriş gibi konuları da farklı yönleriyle ele alan kitap her ne kadar Amerikan beslenme sistemini işleyen bir yapıda olsa da bugün Amerika’yı her bakımdan taklit ettiğimiz düşünülürse, bizler için de düşünme alanları yaratıyor.

0002122633001-1.jpg

Keşke 2006’da yayınlanmış orijinal eser Türkçe’de aradan geçen 18 yıl sonra değil de daha erken yayınlansaydı. Gündemdeki gelişmeleri daha iyi değerlendirmek açısından bize daha faydalı bir kaynak sunmuş olurdu.

Yine de 21. yüzyılda gıda endüstrisine, etik beslenmeye, organik tarıma ilgi duyan herkes için kolaylıkla okunan ve zihin açan bir kitap olmuş.

DÜNYANIN EN GÜZEL YEMEKLERİ

Bu dönem okunmasını önereceğim bir diğer kitap da Bill François’nın Dünyanın En Güzel Yemekleri adlı Say Yayınları’ndan çıkan çok daha eğlenceli bir eser.

Bill François, mizahi bir üslupla tabaklardaki malzemeleri farklı bir bakış açısıyla ele alıyor ve farklı disiplinleri bir araya getirerek eğlenceli yemek ve doğa hikayeleri anlatıyor.

Mesela sebzeleri renklendiren ispermeçet balinalarından insanlara uyum sağlayan buğdaya ve elmalı turtanın ardındaki Kazakistan’dan gelen ayılara kadar farklı öykülerle gülümsetiyor ve öğretiyor.

Adeta bir menü gibi sunulan ve her yemeğin şaşırtıcı kökenlerini ortaya koyan hikâyesi ile doğanın değişik yönlerini keşfettiren, bilim, doğa, gastronomi ve tarihin buluştuğu keyifli bir kitap, meraklısına…

Karaköy’den bir tavsiye

Karaköy, gerek deniz ulaşımı gerek raylı ulaşım ile o kadar kolay gidilen bir semt ki, Anadolu ve Avrupa yakasında yaşayanların buluşma yerlerinden başlıcası olmasına şaşmamak gerek… Bu civarda denize nazır mükemmel manzaralı bir akşam yemeği için seçeneklerden biri de JW Marriott İstanbul Bosphorus’un üst katındaki Octo.

Şef Şafak Erten yönetiminde deniz ürünleri ağırlıklı bir menü sunan Octo’da gerek lezzetleriyle gerek servisiyle mutlu kalacağınız bir akşam geçireceğiniz kesin.

Bunun yanı sıra, gerçek bir gastronomi tutkusuyla çalışan Şafak Şef’in mevsimsel olarak değişiklikler yaptığı menüsünde istiridyeden kalamara, kalkan balığına birçok deniz ürünü ve balığın farklı yorumlarını deneyebilirsiniz.

octo-1.jpeg

Bakış açısını ürünleri olabildiğince yakın mesafeden temin etmek, mevsiminde tüketmek, kooperatiflerden ve yerel üreticiden almak, sıfır atık hedefine doğru çalışmak üzere bir temele oturtan şef özellikle soslarda fark yaratıyor.

octo-2.jpeg

Altında çiğ enginarla sunulan ada çaylı bebek kalamar ve kekikle lezzetlendirilmiş balık stoğunun ekşiyle birleştiği mükemmel sosun üzerinde sunulan kalkan damaklarda kalan lezzetlerden olacak. Arada damaklarınızı temizlemek için Bodrum mandalinası sorbeyi de mutlaka ve mutlaka tadın, buram buram Bodrum kokusuyla büyüleyici…

KISA KISA

  • Sütaş 2023 Yılı Sürdürülebilirlik İlerleme Raporu’nu açıkladı. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat stratejisine uygun bir örnek ortaya koyan Sütaş’ın çiftliklerden çıkan gübreleri ve organik atıkları işleyerek elektrik, buhar ve sıcak su elde edilen biyogaz tesisleri özellikle ilgi çekici. Bu tesislerde üretilen elektrik enerjisinin üretim tesislerinin elektrik ihtiyacının yüzde 88’i seviyesine ulaşmış. Bu sayede fosil yakıtlara olan bağımlılık azaltılıyor, sera gazı emisyonları düşüyor. Raporda belirtildiğine göre şirket, son 11 yılda yenilenebilir enerji üretimi ile 3,3 milyon ton sera gazı emisyonunu engellemiş, bu da neredeyse Ankara ilinin yüzölçümü büyüklüğünde bir karaçam ormanının bir yılda engellediği sera gazı emisyonuna eşit.

Büyük şirketlerin, özellikle de tarım ve hayvancılık alanında faaliyet gösterenlerin bu olumlu çabalarının devam etmesi şart. Ancak ormanların yaşamımız için ne kadar hayati olduğunun, milyonlarca ağacı maden açmak için gönül rahatlığı ile kesmiyor olmamız gerektiğinin de altını kalınca çiziyor bu bilgi. Biz ilişmesek zaten kendiliğinden devam eden bu doğal döngü, “gölge etme başka ihsan istemem” diyor, adeta…

kisa-kisa-bolumune-2-paragrafa-gorsel.jpg

  • İstanbul’da çocukların arılar ve arıcılıkla ilgili farkındalığını artırmak üzere “Arı Dostum Olur Musun?” adlı bir proje başlıyor. Kartal ilçesinde yürütülecek projenin paydaşları arasında ilgili devlet kurumları ile İstanbul Arı Yetiştiricileri Birliği bulunuyor. Verdikleri bilgiye göre, İstanbul'da 2023 yılı itibarıyla 93.097 arı kovanına sahip 1.527 arıcılık işletmesi faaliyet gösteriyor ve şehirde 792 ton bal üretiliyor. İstanbul’un kendi sınırları içinde miktarları az olsa bile çiftçiliğin, sebzeciliğin, arıcılığın devam etmesi değerli. Çocuklara arıları tanıtacak olan bu proje 24 okulda yürütülecekmiş. Keşke arıların ekosistem için önemini anlatacak olan bu gibi çalışmalar daha çok okula, çocuğa ve ailelerine ulaşsa… Bu arada hakiki bal daha çok üretilse de uygun fiyata tüm çocuklar faydalanabilse.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Esin Sungur Arşivi