Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

Hafif ticari paniği!

Son yıllarda Avrupa’da emisyon konusunda sadece otomobillere odaklanılırken daha büyük problem hafif ticari araçlarda yaşanacak gibi görünüyor. Çünkü 2025’te Avrupa’da hafif ticari araçlar için emisyon sınırı %17 azalarak 154 gr/km’ye düşecek. Avrupa’da satılan hafif ticari araçların %85’inin dizel, yalnızca %5’inin elektrikli olduğu düşünülürse, kısa sürede bu hedef ulaşmak imkansız görünüyor. Bu durum Avrupa’nın hafif ticari araç üretim üssü olan Türkiye’yi de doğrudan etkileyecek.

Günümüzde karayolu taşımacılığı, Avrupa Birliği'nde (AB) karbondioksit (CO₂) emisyonlarının ana kaynağı olurken, binek araçlar ve hafif ticari araçlar (LCV'ler) toplam emisyonların yaklaşık %15'ini oluşturuyor. Hatırlatmak gerekirse 2025 için AB genelinde emisyon hedefleri binek araçlar için 116 gr/km’den 93,6 gr/km’ye, LCV'ler için ise 185 gr/km’den 153,9 gr/km’ye inecek. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) Başkanı ve Renault Grubu CEO’su Luca de Meo’ya göre eğer elektrikli otomobiller bugünkü düşük satış seviyelerinde kalırsa ki oranları yüzde 13’e kadar indi, Avrupa endüstrisi 15-16 milyar Euro arasında ceza ödemek veya 2,5 milyondan fazla araç üretimini durdurmak zorunda kalabilir. CO2 sınırlarının aşılması, satılan araç sayısıyla çarpılan her fazla gram CO2 başına 95 Euro ceza demek. Bu da büyük otomobil üreticileri için milyar Euro’ları bulan ceza anlamına gelebilir. Ama son yıllarda emisyon konusunda sadece otomobillere odaklanılırken daha büyük problem hafif ticari araçlarda yaşanacak gibi görünüyor. Çünkü Avrupa'da hafif ticari araç satan üreticiler, elektrikli ticari araç satışlarının düşmeye devam etmesi nedeniyle, AB’nin 2025 için belirlediği sıkı yeni CO2 azaltma hedeflerini yakalayabileceklerinden emin değil.

SADECE %6’SI ELEKTRİKLİ

Peugeot, Opel, Citroen ve Fiat gibi markaları bünyesinde bulunduran Stellantis Grubu, 154 grama inecek emisyon hedefini karşılayabilmek için sattığı tüm hafif ticari araçların %20’sinin tamamen elektrikli olması gerektiğini tahmin ederken, Renault ise bu oranı yaklaşık %18 olarak hesaplıyor. Bugün Avrupa Birliği (AB) içinde satılan hafif ticari araçların yalnızca yüzde 5,7’sinin elektrikli olduğu düşünülürse, kısa sürede bu hedeflere ulaşmanın çok zor olduğu görülüyor. Renault, Ford, Stellantis, Mercedes ve Volkswagen, bugün en popüler dizel hafif ticari araç modellerinin elektrikli versiyonlarını piyasaya sürdü veya sürme aşamasında. Ama buna rağmen Avrupa’da ticari araç kullanıcıları için yakıt ekonomisi anlamında dizeller vazgeçilmez bir tercih olarak görünüyor.

fordotosan.jpg

DİZEL TALEBİ ARTIYOR

Uzmanlar elektrikli ticari araçlara olan talebin hâlâ düşük olmasından ötürü 2025 hedeflerine ulaşmanın zor olduğunu belirtirken, markaların elektrikli araç yatırımı yapmasına rağmen satın alan yeterli müşterisi olmamasının büyük handikap olduğunu söylüyorlar. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) verilerine göre, 9 ay sonunda AB'de elektrikli hafif ticari araç satışı %12,8 azalırken, dizel satışları %10,6 artarak toplam satışların %84,6’sını oluşturdu. Avrupa’da elektrikli ticari araçların daha yüksek olan fiyatları ve şarj konusundaki belirsizlikleri alıcıları caydırırken, dizel ve elektrikli araç fiyatları arasında büyük fark değişim yapmalarını engelliyor. Kuşkusuz azalan satın alma teşvikleri, yüksek elektrik fiyatları ve dizel modelleri satın almanın herhangi bir cezalandırma yöntemiyle engellenmemesi, tüketicilerin büyük kısmının elektrikliye geçmesininin önünde engel teşkil ediyor. Bu noktada Avrupa’da üreticilerin emisyondan dolayı ceza ödememek için önünde sadece iki seçenek kalıyor; ya daha fazla elektrikli araç satacaklar ya da daha az içten yanmalı motorlu araç satacaklar.

Avrupa’da gelirlerin yarısı hafif ticarilerden geliyor

Stellantis Grubu, AB’nin CO2 hedeflerine ulaşma konusunda endişeli. Peugeot, Opel/Vauxhall, Citroen ve Fiat markalarıyla Avrupa elektrikli hafif ticari araç pazarında yüzde 35-38 arasında paya sahip Stellantis’in toplam hafif ticari araç satışları içindeki elektrikli payı ise yaklaşık yüzde 12. Stellantis Pro One Başkanı Jean-Philippe Imparato, EV payını %12’den %21’e çıkarmak için toplam AB ticari araç satış hacmindeki elektrikli araç oranlarını %70'e yükseltmeleri gerektiğini belirtiyor. Imparato; “Pazar iki katına çıkmazsa başarılı olabileceğimden emin değilim” yorumunu yapıyor. Stellantis, iş raporlarında hafif ticari araç verilerini ayırmasa da Imparato, hafif ticari araçların Avrupa’daki gelirlerinin yarısını oluşturduğunun altını çiziyor.

5 ülke 2025 emisyon hedefini tutturuyor

Avrupa Çevre Ajansı'na (EEA) göre, 2023’te Avrupa Birliği’nde satılan yeni hafif ticari araçların ortalama CO2 emisyonu 181 gr/km oldu. 2025'teki 154 gr/km hedefinin altında kalan sadece beş ülke vardı; Norveç, Portekiz, İsveç, Kıbrıs ve Malta. Hedefler, 2025'ten sonra daha da zorlaşıyor. 2030'da 91 gr/km'ye, 2035'te ise sıfıra düşecek. Bu tarihten itibaren AB'de satılan tüm hafif ticari ve binek otomobiller sıfır emisyonlu olmak zorunda olacak ve bu düzenleme dizel ve benzinli araç satışlarını yasaklayacak.

Türkiye’yi etkileyecek

Türkiye, Avrupa’nın en büyük hafif ticari araç üretim üstlerinden biri olduğundan 2025’teki sıkı emisyon sınırlamalarından doğrudan etkilenecek. Çünkü bu yeni sınırlamalar Türkiye'nin ihracat odaklı üretim yapısını ve ticari araç sanayisini farklı açılardan zorlayabilir.

  • AB'nin getirdiği emisyon kısıtlamalarıyla 2025 hedefini tutturmak isteyen üreticiler, elektrikli ve hibrit hafif ticari araç üretimine daha fazla ağırlık vermek zorunda kalacak. Bu doğrultuda Türkiye'deki üreticilerin Ford Otosan gibi hem yeni teknolojilere yatırım yapması hem de batarya gibi elektrikli araç altyapılarına yönelik çalışmalarını hızlandırması gerekecek.
  • Türkiye'nin hafif ticari araçlarının büyük bir kısmı AB ülkelerine ihraç ediliyor. Emisyon kısıtlamaları nedeniyle AB’ye ihraç edilen araçların uyumlu olması gerekeceğinden, bu araçların CO₂ normlarını karşılamaması durumunda rekabet gücü azalabilir ve pazar kaybı yaşanabilir.
  • Elektrikli araçlara geçiş maliyetleri yüksek olduğundan, üreticiler için yeni yatırım zorunluluğu ortaya çıkabilir. Batarya teknolojisi, altyapı, yeni üretim tesisleri gibi maliyetlerin karşılanması, özellikle küçük ve orta ölçekli üreticiler için finansman baskısı yaratabilir.
  • AB, 2025 sonrası karbon sınır vergisi mekanizmasını daha geniş kapsamda uygulamaya başlarsa, Türkiye gibi üçüncü ülkelerden gelen karbon salınımı yüksek araçlara ek vergiler koyabilir. Bu durum, ihracat pazarında fiyatların rekabetçiliğini kaybetmesine yol açabilir.

Ford Otosan hazır, Tofaş soru işareti

Ford’u ticari araç satışlarında son 8 yıldır lider yapan Ford Otosan, son 2 yılda 2 milyar Euro’luk yatırımla Gölcük ve Yeniköy fabrikalarını yenileyerek, elektrifikasyon sürecine hazırladı. Bugün 2 fabrikada Transit ve Transit Custom’un hem içten yanmalı hem de elektrikli versiyonlarını üreten Ford Otosan, yıl sonundan itibaren Volkswagen için de Transporter üretimine başlıyor. Bu modelin de elektrikli versiyonlarını üretecek şirket, Avrupa’daki talebe göre hareket edecek esnekliğe sahip. 5 marka için hafif ticari sınıfta yeni model üretimine başlayan Tofaş ise bu modellerin sadece içten yanmalı versiyonlarını üretecek. Bu modellerin elektrikli versiyonları ise Stellantis’in İngiltere fabrikasında üretilecek. Bu noktada 2025’ten itibaren Tofaş’ın ihracatında negatif etkisi olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Özpeynirci Arşivi