
Emre Özpeynirci
Bu iyimserliğin sebebi nedir?
Üretim ve ihracat düşüp, kapasite kullanımı %65’e, iç pazarda yerlilik oranı ise %30’a inmişken, Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu’dan önlem alma adına sert açıklamalar bekliyorduk. Ama Eroldu, sanayinin rekabetçiliği bu kadar zayıflamasına rağmen, “Karamsar bakmıyoruz, daha iyi olacağını düşünüyoruz” diyerek herkesi şaşırttı, iyimserliği merak uyandırdı.
OSD Başkanı Eroldu, sanayi bu kadar zor durumdayken karamsar olmadığını söylüyor
Geçen hafta bu sayfada, “Bu yıl sanayinin işi çok zor!” manşetini atmıştım. Sebebi çok açıktı; hem üretim, hem ihracat hem de iç pazar yıla kayıplarla başlamıştı. Bunun da ötesinde 2.2 milyon adedin üstündeki otomotiv üretim kapasitemiz 2024’te yüzde 65’lere kadar inmiş, iç pazarda yerli oranı yüzde 30’lara gerilemişti. Özellikle bu yılın ilk 2 ayında hafif ticari araçta yerlilik payı yüzde 25’e kadar düşmüş, ekonomideki gidişatı net gösteren kamyon üretimi de yüzde 67 gerilemişti. Sanayinin maliyetleri ciddi artmış, rekabetçiliği zayıflamıştı. Romanya’dan Sırbistan’dan bile daha pahalı işçilik maliyetleri konuşulmaya başlamıştı.
Ortada yılın geri kalanı için bu kadar vahim bir tablo varken, Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu’dan önlemler alma adına sert bir açıklama bekliyorduk. Çünkü Eroldu, 2024 yılı sonunda yaptığı açıklamada, 2025 yılında Avrupa pazarlarındaki daralma ve atıl üretim kapasitesinin Türk otomotiv sanayisinin ihracatında düşüşe neden olarak üretimi olumsuz etkileyeceği uyarısında bulunmuş, “İhraç pazarlarında yaşanan bu dalgalanmaların etkisini azaltmak için muhakkak iç pazarda yerli araçların payını artırmamız gerekiyor” demişti.
YATIRIMLAR DEVAM EDİYOR
Ama 19 Mart düzenlenen OSD Olağan Genel Kurulu’nda bir kez daha başkanlığa seçilen Eroldu’nun bir gün sonra katıldığı bir TV programında yaptığı açıklamalar izleyenleri şaşırttı. Yerlilik oranının düşmesi ve rekabetçiliğin zayıflamasının bu kadar endişe verici olmadığını söyleyen Eroldu, tüm olumsuzluklara rağmen yatırım yapılmaya devam edildiğini hatırlıyordu. Yatırımdan kasıt, başka şans bırakılmayan Çinlilerin büyük imtiyazlar alarak açıkladığı ve açıklayacağı yatırımlar ile mevcut markaların eğer yapmazlarsa ihracat şansının kalmayacağı model yatırımlarıydı. Sanayinin içinde bulunduğu zor sürece rağmen Eroldu’nun şu açıklaması ise sektörde büyük tepki çekti; “2025 yılına karamsar bakmıyoruz, daha iyi olacağını düşünüyoruz.”
Şimdi sanayinin durumu ortadayken, kapasite kullanımı dibe vurmuş, yerlilik oranı iyice düşmüşken karamsar olmamak gerçekten şaşırtıcı. En basitinden Cengiz Eroldu, sadece başında olduğu Tofaş’ın durumunu düşünerek, bunu söylememesi gerekirdi. Egea’nın ihracatı dibe vururken, ÖTV matrahları güncellenmediği için iç pazardaki satışları hızla düşüyordu.
NEGATİFLİK BEKLENMİYORMUŞ
Ama bununla da yetinmeyen Eroldu, 2025’e ilişkin ise şu açıklamayı yaptı: “2025 yılı üretim ve iç pazar 2024’e paralel gider. İhracat açısından daha da iyi olabilir. Biz OSD planlarımızı 2024’e paralel bir şekilde yaptık. Negatiflik beklemiyoruz.”
Buradaki açıklama da çelişkili çünkü üretimde kapasite kullanımın yüzde 65’e inmişken, 2024’e paralel bir beklentinin negatif olmadığını söylemek biraz yanıltıcı geldi. Eroldu, Türk otomotiv sanayinin iş gücü maliyetleri olarak zayıfladığını, rakip ülkeler Fas’tan, Romanya’dan ve Sırbistan’dan daha pahalı olduklarını söylüyor ama iç çözüme gelince, bu konuda bir adım atmadıklarını belirtiyor. Aynı şeyi ÖTV matrah güncellemesi için de dile getiriyor ama yine hükümetin ekonomiye soğutma politikaları nedeniyle Ankara’ya bir talepte bulunmadıklarını yineliyor.
Ama son cümlesi daha da etkileyici; “Bizim avantajımız bu döneme yatırımlarla girmemiz oldu. Şanslı bir dönemde bu fırtınaya yakalandık.” Cengiz Eroldu’nun burada anlatmak istediği, eğer yatırım kararları daha önce verilmeseydi, bu dönem verilmezdi. Şimdi nasılsa yatırımlar yapıldı veya açıklandı, o yüzden 2027-2028’e kadar rahatız.
Ben Eroldu’nun aksine eğer otomotiv sanayi büyük bir dönüşüm geçirmezse, ülke olarak çok önemli bir ihracat kalemizi kaybedeceğimizi düşünüyorum.
Yorum sizin…
LÜKSÜN KARANLIK YÜZÜ 1 MİLYON EURO
İlk tam yılı olan 2024’te satış ve talep olarak Avrupa’da en çok, dünyada ise ikinci sırada yer alan ilk elektrikli Rolls-Royce modeli Spectre, özel Black Badge versiyonuyla daha da güçlendi. 1075 Nm tork ve 485 kW (659 hp) güçle tarihin en güçlü Rolls-Royce modeli olan Black Badge Spectre’yi Barselona’da hem yollarda hem de pistte test etme imkanı buldum. Mevcut Spectre Türkiye’de 780 bin Euro ile 850 bin Euro arasında değişen fiyatlarla toplamda 75 adetten fazla satılırken, bu tarihin en güçlü Rolls-Royce modeli Black Badge Spectre’nin Türkiye fiyatı ise 1 milyon Euro civarında olacak. Sonuçta elektrikli olduğu için yüzde 60’lık ÖTV dilimine giriyor ve bu sayede Cullinam, Phantom, hatta Ghost’tan daha uygun fiyata ulaşıyor. Rolls-Royce yetkilileri 2025 yılında bu seriden toplamda kaç adet üretileceğini söylemese de, Türkiye’ye sadece 2 adet ayrıldığını öğrendim. Yani yanlızca 2 Türk bu en güçlü modele sahip olabilecek. Daha genç bir kitleyi hedef alan Black Badge serisi Rolls-Royce modellerinin daha güçlü ve talepkar olan ikinci kişiliği (alter ego) olarak açıklanıyor. Daha önceki tüm Black Badge modellerinde olduğu gibi, Black Badge Spectre’nin koyu ton detayları, aracın güçlü ve karanlık karakterini ön plana çıkarıyor.