Ayşe Naz Hazal Sezen
Gündem karanlık, kış uzun
Dünya gündeminin karanlık perdelerinden sızan kötü haberler, insan zihninin naif köşelerinde ince ince çatlaklar açıyor. Süratle değişen gündemin sık ve sert darbeleri psikolojik sağlamlığımızı yıpratırken kış mevsimi de bu çatlaklardan soğuk bir rüzgâr gibi içeri sızmaya hazır. Mevsim değişiminde gecenin erken çöken karanlığı ve gri sabahları, umudu baltalayan haberlerle birlikte ruhu bir sis gibi sarıyor. Kışın karanlığı ve dünya haberlerinin ümitsizliği, birbirine dolanan iki umutsuzluk ipi gibi güçleniyor, sağlamlaşıyor ve insanı ruhsal denizinde derinlere doğru çeken bir halata dönüşüyor.
Her haber, yeni bir hayal kırıklığını, yeni bir kaygıyı, korkuyu, acıyı da beraberinde getirir. Sanki insan, kendi felaketini seyretmekte olan sessiz ve çaresiz bir seyirciye dönüşür. Aralıksız karşımıza çıkan bu kasvetli haberlerin bombardımanı, insan ruhunu derinden etkileyebilir ve kişi için beklenmedik psikolojik değişimlere kapı aralayabilir.
Dünya gündeminin karanlık perdelerinden sızan kötü haberler, insan zihninin naif köşelerinde ince ince çatlaklar açıyor. Süratle değişen gündemin sık ve sert darbeleri psikolojik sağlamlığımızı yıpratırken kış mevsimi de bu çatlaklardan soğuk bir rüzgâr gibi içeri sızmaya hazır. Mevsim değişiminde gecenin erken çöken karanlığı ve gri sabahları, umudu baltalayan haberlerle birlikte ruhu bir sis gibi sarıyor. Kışın karanlığı ve dünya haberlerinin ümitsizliği, birbirine dolanan iki umutsuzluk ipi gibi güçleniyor, sağlamlaşıyor ve insanı ruhsal denizinde derinlere doğru çeken bir halata dönüşüyor.
Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu
Güneşin nadiren yüzünü gösterdiği bu soğuk mevsimde, her şey biraz daha ağırlaşır. Bilhassa, güneş ışığının azaldığı bölgelerde yaşayan insanların ruh halinde hem biyolojik hem psikolojik sebeplerle daha yoğun değişimler olabilir. Zira gökyüzünde parıldayan güneşin yerini gri bulutlara bırakması, mutluluk ve huzur hislerini destekleyen serotonin seviyelerini düşürebilir. Serotonin seviyesindeki düşüşler insanı çökkünlüğe ve karamsarlığa sürükleyerek depresyon benzeri belirtileri ortaya çıkarabilir.
Kış mevsiminde gündüzlerin kısalması ve gecenin erkenden çökmesiyle birlikte melatonin hormonu artar. Melatonin hormonunda artış insanı daha uykulu hissettirebilir ve uyku ritminin bozulmasına neden olabilir. Bedende ve zihinde yükselen bu uyuşukluk, insanın enerjisini emer ve ruh halini karartır. Soğuyan hava ve kısalan günler, kişinin azalan enerjisiyle birleştiğinde, insanın dış dünyadan kopması kolaylaşır. Evlere kapandıkça sosyal etkileşimden uzak kalan ruhlarda yalnızlık hissi artarken, depresyon belirtileri derinleşebilir. Dışarıdaki kış, farkında olmadan insanın ruh halini de etkilemeye başlar. Kış mevsiminin çizebildiği bu hüzünlü tablo, "Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu" (Seasonal Affective Disorder- SAD) adıyla psikoloji literatüründe karşımıza çıkıyor olsa da sıklıkla “Kış Hüznü” olarak kendinden söz ettirir.
Olumsuz Haber Bombardımanı
Gri bir sabahın serinliğinde yataktan kalkar kalkmaz, dünyanın acı dolu fısıltılarını; çatışmaları, ekonomik krizleri, çevresel felaketleri, salgınları ve daha nice yürek burkan olayları çeşitli ekranlarda gördükçe karanlık bir günde umut dolu bir şeyler bulmak zorlaşabilir. Olumsuz haberlerin bombardımanı, bireyin umudunu yavaş yavaş çürütür. Her haber, yeni bir hayal kırıklığını, yeni bir kaygıyı, korkuyu, acıyı da beraberinde getirir. Sanki insan, kendi felaketini seyretmekte olan sessiz ve çaresiz bir seyirciye dönüşür. Aralıksız karşımıza çıkan bu kasvetli haberlerin bombardımanı, insan ruhunu derinden etkileyebilir ve kişi için beklenmedik psikolojik değişimlere kapı aralayabilir.
Sürekli olarak savaş, doğal afet ya da ekonomik belirsizlik gibi olumsuz haberlere maruz kalıyor olmak, anksiyete ve stresi doruk noktasına çıkartabilir. Zira, bu haberler insana bir sonraki anın hep belirsiz olduğunu hatırlatırken, yaşanabilecek sonsuz sayıda ihtimaller arasından sadece olumsuzların gerçekleşeceği hissi verir. Artan belirsizlik duygusu ve sürekli tekrar eden kontrol kaybı hissi, insanın derununda bir kaygı yumağının büyümesine neden olur; tıpkı kışın erkenden sessizce çöken karanlığın yarattığı his gibi.
Öğrenilmiş çaresizlik
Çözülmesi imkânsız gibi görünen sorunları karşısında sürekli bir çaresizlik ve acizlik duygusunun peydah olması olağandır. Lakin bu hissin yerleşik bir hal alması, insanın hem dünyayı hem de kendi yaşamlarını değiştirme gücünü kaybettiği inancına kapılmasına yol açan "öğrenilmiş çaresizlik” kavramını köklendirir. Olumsuz haberlerin kesintisiz akışı, insan zihninin karanlığa daha fazla odaklanmasına, umudunun yeşeremeyeceği bir içsel çölde kalmasına ve iyimserliğinin önüne bir set kurmasına istemsizce neden olabilir. Ayrıca, bu ruh haline eklenen kışın soğuk nefesi ve gökyüzünün grilere bürünmüş tonları genel ruh halini kolayca kötümser bir çizgiye yöneltebilir; zamanla umut dolu bir şeyler bulmak zor gelebilir. Böylece, kışın getirebildiği içsel karanlığın ve dünya çapındaki olumsuzlukların birleşerek kuvvetlendirdiği depresif halat, dayanağı kalmadığını hisseden, ruhsal denizindeki dalgaları daha da kabarmış olan insanı bu dalgaların arasında kolaylıkla savurur.
Kış mevsimine girerken, dünya gündemindeki olumsuz haberlerin ruh hali üzerinde her zamankinden daha çok etkisi olabileceğinin farkına varmak değerli olacaktır. Dışarıdaki hava ile gündemimizdeki haberlerin ilişkisi derin görünmese de her iki faktörün de ruhsal etkileri yüzeyin çok altında birbirine temas ediyor. Olumsuz haberlerin ve kış hüznünün yarattığı kasvetli tablonun etkisi kişide artan stres seviyesi, kaygı düzeyi ve depresyon riski olabiliyor. Bu etkileri hafifletmek için mevsimsel değişimlerin ve çevresel faktörlerin etkilerini fark ederek, kişisel ihtiyaçlara uygun şekilde önlemler almak, profesyonel ve sosyal destek aramak önemlidir.