Uğur Temel
DAVACI GÜZENGE, DAVALI ATAŞ
Değerli Gazete Pencere okuyucuları bilirler, Uğurlu Futbol’da hakem konusuna girmiyorum. Bu sayfada futbolun pozitifliği, gülen yüzü olsun istiyorum. Ancak hafta içinde, yine hakem camiasından, çok ilginç bir olay duydum. Çok ilginç geldi ve Uğurlu Futbol’da paylaşmak istedim.
Efendim, konumuzun kahramanları, iki İstanbul Bölgesi hakemi. Biri, 2000 yılında hakemliğe başlayan ve birkaç yıl önce hakemliği bırakan Burcu Ataş – ki kendisi devrem olur-, diğeri de halen Süper Lig kadrosunda görev yapan Mert Güzenge. İki hakemimiz mahkemelik olmuşlar. Hem de çok ilginç bir biçimde…
Burcu ile çok maça çıktık. Hakemliği bıraktıktan sonra, yorumcu olarak bir programda ekrana çıktığını duymuştum. Açıkçası, programını baştan sona izleme fırsatım hiç olmadı. Bizim devre, sivri dillidir biraz… Bir programında, geçtiğimiz sezon Trabzon’da oynanan Trabzonspor- Gaziantep maçının VAR hakemi Mert Güzenge’ye biraz fazla yüklenmiş. Söylediği sözü ben burada yazmayacağım ancak, hakaret olmamakla beraber birazcık (!) fazla ağır. Eh, dilinde kemiği yok, Burcu’da da dur durak yok… Söz, canlı yayında ağızdan çıkmış bir kere. Mert Güzenge hocamız da, bu söz üzerine Burcu Ataş aleyhine dava açmış. Davanın ilk celsesi de geçtiğimiz haftalarda görülmüş. Karar duruşması da önümüzdeki aylarda olacakmış. Açıkçası, çıkacak kararı merak ediyorum.
Mert Güzenge’yi, hakemliğe başladığı dönemden bu yana tanırım. Yanlış hatırlamıyorsam, iki ya da üç kere yardımcı hakemliğimi yapmıştı. Talihi yaver gitti, Süper Lig’e kadar yükseldi. Sevgili hocam; hakem olarak siz, gazeteci olarak bizler kamuya yani topluma açık işler yapıyoruz. Hakaret boyutunda olmayan eleştiriye açık olmak zorundayız. Yaptığımız işte hiç kimseyi, ağzımızla kuş tutsak, memnun edemeyiz. Geçen sene Cebelitarık Milli Maçı sonrası, Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz’un futbolcu tercihleri konusundaki açıklamalarını “samimi” bulmadım ve maç sonu basın toplantısında bunu söyledim. Yediğim küfürün haddi hesabı yoktu sosyal medyada. Ekşi Sözlük’te bile adıma konu açıldı. Kimseyi mahkemeye vermeyi düşünmedim. Seni eleştiren bir hakem eskisini, mahkemeye vermek tercihindir, eyvallah. Ancak, bundan sonra her seni eleştiren yorumcuyu, gazeteciyi, kulüp yöneticisini de mahkemeye verecek misin? Sahada kararlarına aşırı itiraz eden oyuncuya uygulaman gereken disiplin cezasını uygulayamadığın maçlar var. Uygulamalarının standart olması için önce saha içinden başlaman gerekmez mi değerli hocam?
BU DA MI GOL DEĞİL?
Yeni yıl gelirken, bir futbol sevdalısına alınabilecek en güzel hediyelerden biri de kitap olacaktır. Uğurlu Futbol’da tavsiye ettiğim bir kitabı, yılbaşı hediyesi olarak bir kez daha tavsiye ediyorum sizlere. Ağabeyim, ustam Atilla Türker, “Futbolun Arka Bahçesi” adını taşıyan bir kitap çıkardı geçtiğimiz Ağustos ayında. Araştırmacı gazeteciliğin son şövalyesi Atilla ağabey bu kitapta, kulüplerin nasıl soyulduğunu, hem de kendi yöneticileri tarafından, belgeleri ile aktarıyor. Temiz ve adil futbol için bu kitabı okumanızı bir kez daha tavsiye ediyorum. Ağabeyim, ustam kalemine sağlık.
Aralık’ın son haftası ve yeni yılın ilk haftasında, hafta içi maçları oynanacak. Bize de fazla mesai düşüyor bu yüzden… Uğurlu Futbol’a hoş geldiniz efendim…
BEŞİKTAŞ – ADANA DEMİRSPOR (Perşembe 20.00)
Bu maç, bence, haftanın maçı olmaya aday. Beşiktaş, Antep deplasmanından, bir puanı zor kurtardı. Kurtarıcı olarak takıma gelen Şenol Güneş, oyun sistemini henüz takıma ezberletememiş. Birkaç seri galibiyet, takıma hava ve moral getirecektir. Adana Demirspor; ısıran, üreten, devamlı arayan, iştahlı görüntü çiziyor. Takımda, kolej takımı havası var. Başarının sırrı da, bence, buradan geliyor. Yılın son maçı, sürprizlere gebe bir maç olacaktır.
GİRESUNSPOR- GAZİANTEPSPOR (Perşembe 17.00)
Giresunspor, iyi oynamasının karşılığını almaya başladı. Geriye düştüğü maçlardan, 2 galibiyet ve 3 beraberlik çıkartmış olması bunun kanıtı. Nedendir bilemiyorum, çok sempati duyuyorum Giresunspor’a karşı. Beşiktaş karşında öne geçmesine rağmen berabere kalan Antep, çok pozisyon yakaladı. Bunları değerlendirebilse, sükseli bir galibiyet elde etmesi, işten değildi. Bu maç, haftanın altı puanlık maçı.
ANKARAGÜCÜ - ÜMRANİYESPOR (Salı 17.00)
Deplasmanda Antalyaspor’u 2-0 yenip puanını 16’ya çıkartan Ankaragücü, lig sonuncusu Ümraniyespor’u ağırlayacak. Ankara deplasmanına gidecek olan İstanbul ekibi, ligdeki kötü gidişine dur demek için puan arayacak. Kora kor bir mücadele olacağını tahmin ediyorum. Ümraniye, deplasmanda puan ya da puanlar bulursa şaşmamak lazım.
BAŞAKŞEHİR - ANTALYASPOR ( Salı 17.00)
Ümraniye galibiyeti ile puanının 27’ye yükselten Başakşehir, bu maç öncesi 4.sırada. Farklı Galatasaray mağlubiyetine rağmen ligin en keyifli futbol oynayan takımların birisi Emre Hoca’nın takımı. Kazanıp rakiplerinin maçını rahat rahat seyretmek isteyeceklerdir. Antalyaspor ise bu sezon istediği futbolu bir türlü oynayamıyor. İstikrarsız gidişatına dur demek zorunda Nuri Şahin’in öğrencileri. Başakşehir maçının dönüm maçı olabilmesi için, Antalyaspor’un kırılgan futbol anlayışını terk etmesi gerekir.
FENERBAHÇE - HATAYSPOR ( Salı 20.00)
Trabzon deplasmanında mağlup olmasının yanı sıra Crespo’nun da kırmızı kart cezalısı olması Sarı Lacivertli takımın en büyük eksiği. Crespo, sezon başından beri, takımın itici gücüydü. Evinde Giresunspor’a puan kaybeden Hatayspor, taraftarı ile bütünleşecek Fenerbahçe’ye ne kadar direne bilir bilemiyorum…
ALANYASPOR - KAYSERİSPOR (Çarşamba 17.00)
Ligin istikrarsız takımlarından birisi de Alanyaspor. Oyunu tam oturdu derken, sahada tel tel dökülebiliyorlar. Kadro yapısı iyi olmasına rağmen, sonuç alınamıyor. Haftayı maç yapmadan geçen Kayserispor yeni kulüp başkanına, deplasman galibiyeti hediye etmek isteyecektir.
İSTANBULSPOR - KASIMPAŞA ( Çarşamba 17.00)
İstanbulspor Galatasaray karşısında, özellikle her iki devrenin son 10 dakikasında, üstün top oynadı. Can yakıcı bir takım haline gelmesi için, çok çalışılması lazım. Umut var mı, elbette var… Ancak ligin süresi yeter mi, bu süre içinde öndeki takımlarla puan farkı ne kadar açılır, sıkıntılı nokta burası. Kasımpaşa, yeni teknik direktörü Selçuk İnan ile çıktığı ilk maçta puan alamadı. Yeni hocaların her zaman için kredisi vardır ama puan durumu, Kasımpaşa için çok iç açıcı değil. İstanbul derbisi, sert geçeceğe benzer.
KARAGÜMRÜK- TRABZONSPOR ( Çarşamba 20.00)
Bu maç, Pirlo’nun kader maçı bence. Ümraniye maçından bu yana dört haftada sadece bir puan alınabildi. Aslında kötü oynamayan bir takım Karagümrük. Ben Andre Pirlo ile olmayacağını düşünüyorum. Bu maçtan puan alınsa bile, şiddetli geçimsizlikten ayrılık kapıda. Trabzonspor, Fenerbahçe galibiyeti ile moral kazandı. Her ne kadar deplasman takımı olsa da Olimpiyat stadının, Akyazı’dan farkı olmayacağı kesin. Eğer, Abdullah Avcı, sahaya entresan bir on bir sürmezse kazanma olasılığı çok yüksek.
SİVASSPOR- GALATASARAY (Perşembe 17.00)
Rıza Çalımbay, lidere karşı… İlginçtir Rıza Hoca, Galatasaray maçlarına farklı bir duygu ve hırsla hazırlıyor takımını. Kasımpaşa karşısında alınan üç puan, ilaç gibi geldi Sivasspor’a. Kadro derinliğinin olmaması, Rıza Hoca’nın şansızlığı. Galatasaray için en zor deplasman, Sivas deplasmanı. Sivas’a karşı en son Kasım 2020’de 3-2’i kazanmış Sarı Kırmızılı takım. Çok pozisyona giren ve çok pozisyon heba ediyor Galatasaray. Lider gittiği Sivas’tan lider dönebilmesi için girdiği pozisyonları iyi değerlendirmesi lazım.