Arşiv

Avrupa Ligi’nden elenip, Konferans Ligi’ne tutunmaya çalışan Trabzonspor’u seyrederken, biraz arşiv taraması yaptım. Abdullah Avcı hocanın, çok uzak olmayan, geçmişte söylediklerinden iki farklı demecini buldum. İki demecin arasında, sadece iki ay var. Demeçlerden ilki; Şubat 2024 tarihinde Gençlerbirliği ile oynanan ve Trabzonspor’un güç bela turu geçtiği kupa maçı sonrası… Buyurun beraber okuyalım:

…''Ben de istiyorum 7-8 tane iyi oyuncu alalım. Farklı oyunlar oynayalım. Şimdi 8 tane oyuncu alıp kulübü mü borçlandıralım, yoksa bu süreci doğru mu geçelim. Trabzonspor aldığı oyuncuyu iki sene bekleyemez.''…

Bunu söyleyen Abdullah Avcı’nın Trabzonspor’da görev yaptığı süre içerisinde, 44 oyuncu transfer edip bu transferler için kulübe 50 milyon 750 bin Euro (yaklaşık 1.883.354.363 lira ) maliyet yüklediğini hatırlatarak, ikinci demece geçelim. Bu demeç Nisan 2024’te, Başkan Ertuğrul Doğan ile olan basın toplantısından. Buyurunuz;

…”Avrupa kupalarında sahne almanın ekonomik olarak katkı sağlamak gibi bir farkı var. Yoğun bir şekilde transfer için çalışıyoruz, görüşmeler devam ediyor. Buradaki amacımız, Trabzonspor'u anlatmak ki herkes Avrupa'da da Trabzonspor'un ne olduğunu çok iyi biliyor. Çok net geri bildirimler alıyoruz. Tecrübeli ve genç oyuncu olacak ama şunu söyleyebilirim, oyun felsefesi oturuyor, bunu daha hızlı ve daha agresif hale getirecek bir takım oluşturmaya çalışıyoruz."…

Bu, agresif ve daha hızlı oynayan takım ne zaman oluşur Abdullah Mucib Avcı Hocam, deyiver bakalım? Ya da yönetiminizdeki Bordo Mavili takım; yırtıcı ve hızlı mı oynuyor da biz mi göremiyoruz? Kulübü borçlandırmamak için (!) için süreci doğru geçen Abdullah Hoca, 2024 yılı yaz transfer döneminde bakalım kaç oyuncu aldırmış başkana; Pedro Malheiro, Ozan Tufan, Cihan Çanak, Arseniy Batagov, Denis Draguş, Okay Yokuşlu, Stefan Savic, Borna Barisic, John Lundstram, Anthony Nwakaeme. Zahmet edip gözlerinizi yormayın, ben söyleyeyim; bu yaz döneminde Trabzonspor 10 oyuncu transfer etmiş. Hoca, St. Gallen maçı öncesi; “ 1-2 oyuncu daha alacağız.” diyordu. E tabii, düzineyi tamamlamak lazım değil mi?

Lafı dolandırmadan söyleyeyim; hiçbir Türk takımının Avrupa maçlarında yenilmesine- elenmesine sevinmem. Edirne ötesi, olay değişir. Büyük takım hocası olmadığını olamayacağını düşündüğüm Abdullah Hoca’nın, takımın başından gitmesi için, Trabzonspor’un elenmesini hiç istemem. Şu da bir gerçek ki; Abdullah Avcı yönetimindeki Bordo Mavili takım, el freni çekili araba gibi; gitmiyor… Aynı yerde dönüp dönüp duruyor, “çabalama kaptan ben gidemem” misali. Avrupa Ligi’nden, Konferans Ligi’ne düştü takım. Elendiği takım da Barcelona, Real Madrid, PSG, Bayern Münih falan da değil hani… Rapid Wien. Gidişat odur ki; Konferans Ligi için de durum çok içi açıcı değil. St. Gallen, Trabzon’a; Akçaabat köftesi yemeye, Hamsiköy sütlacı tatmaya, Sümela Manastırı ile Uzun Gölü görmeye gelmeliydi.

“Dere geçerken, at değiştirilmez” derler. Belki de at dereyi geçecektir de, binicinin değişmesi gerekiyordur…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Temel Arşivi