Uğur Temel
PlayStation
Commodore64 ile büyüyen bir kuşaktanım ben. Bilgisayar oyunları ile olan samimiyetimiz, atari salonlarından ibaret… PlayStation ile tanıştığımda nasıl oynanacağını çözememiştim işin doğrusu. Hele ki, PES (PlayStation’da oynanan bir futbol oyunu) atmaya çalıştığımda, bayağı çuvallamıştım. Daha da geliştikçe iyice oynayamaz oldum.
Abdullah Avcı, geçtiğimiz hafta St. Gallen ile oynanan Konferans Ligi ilk maçı sonrası basın toplantısını bitirirken; "Bu oyun, PlayStation'da bile çabuk gelişen bir oyun değil.” dedi, bir anlık sinirle… Maç yazısını yazdığım için o dakikalarda, açıklamayı sıcağı sıcağına dinleyemedim. Yoksa Avcı Hocamın, bu nefis ara pasını kaçırmazdım. Kısmet, bu haftayaymış artık…
Abdullah Hoca, bu sözü Trabzonspor’a ilk geldiği dönmede söyleseydi, inanın, “hoca haklı” derdim. Bir teknik direktörün yeni başladığı takımda oyun sistemini ve felsefesini oturtması zaman alır. Oyuncuların, teknik direktörün istediklerini sahada yapabilmesi için alışma devresi, bol tekrar gerekir. Bu dönemde de takımda iniş ve çıkışlar olması normaldir. 2020’den 2023’e kadar takımın başında olan, 2023 senesinde kısa bir ayrılıktan sonra ikinci kez takımın başına gelen bir teknik adam bu sözü kullanıyorsa, PlayStation’daki oyun gelişimlerinden haberi yok demektir…
Sezona Avrupa Ligi’nde başladın Abdullah Hocam. Hadi; sezon başıydı, takım fiziksel olarak hazır değildi, eyvallah… Ruzomberok maçlarının en iyisi kaleci Uğurcan. Kaptan kelde ve gününde olmasa, Avrupa macerası o maçlarda bitmişti. Rapid Wien maçlarında, Trabzon’un kaç şutu var hocam? Kaç kere kaleyi yokladın Avrupa Ligi’nden elenirken? Takımın, sezon başından bu yana oynadığın maçlarda, dün akşamki maçta dâhil, sadece 4 gol atmış hocam. En fazla gol pozisyonuna girdiğin maç, geçen haftaki St. Gallen maçı… O maçta, 0-0 bitmiş. Yani takımın gol yollarında bir sorunu var. Bunun iki sebebi olabilir; ilki hücum bölgesine top gelmiyordur, ikincisi de takımında golcü yoktur. Eşsiz futbol bilginizle yarışamasam da gördüğüm ve görünen forvet eksikliği… Ve siz; bu eksikliği bildiğiniz ve gördüğünüz halde, takımınıza stoper ve altı numara takviyesi yapıp durdunuz… Bu işte, bu planda bir yanlışlık yok mu hocam?
St. Gallen maçının ilk yarısında takım yine sahada yok. Yeni prensiniz Ozan Tufan, kontenjan senatörü gibi, kendi kafasına göre takıldı durdu koskoca 45 dakika boyunca. Eski gözdeniz Bardhi, zaten hep kayıp… Bu ikiliye, Mendy de eklenince, çok değerli 45 dakika heba oldu gitti. İkinci yarı, sanırım PlayStation’da oyun gelişmiş olacak ki, doğruyu yaparak, sahada kendi kafasına göre takılan Ozan ve Bardhi’yi çıkartıp, Malherio ve Cihan ile başladınız. Bu küçük dokunuşunuz golü getirdi, beş dakika içinde. Çok kıymetli 45 dakika ellerinizden kayıp giderken, hiç mi fark etmediniz Ozan ve Bardhi ile bu işin olmayacağını? Ah be hocam; zamanında değişikliği yapsanız, maç penaltılara gitmez Konferans Ligi biletini cebinize koyardınız.
Yazımı, yine, sizin basın toplantınız öncesinde yazıyorum. Maç sonu ne söyleyeceğinizin çok da önemi yok benim için. St. Gallen geldi, Trabzon’u uyutarak turu aldı gitti. Bor’un pazarı geçti Abdullah Hocam, kara bitti deniz göründü… Bu saatten sonra ne yapsanız ne deseniz hepsi boş… İstifa etseniz bile…