Uğur Temel
On kişi ile bu kadar
Derbi için en felaket senaryodur, bir kişi eksik kalmak. Trabzonspor’un “en nihayetinde” prangalarından kurtulduğu, genlerinde olan “dikine” futbolu sahaya yansıtacak iken; Visca’nın bir anlık zamanlama hatası, bordo mavililerin hevesini kursağında bıraktı. Oyunun başlangıcından, Visca’nın kırmızı kart gördüğü dakikaya kadar, işler yolundaydı Trabzonspor için. Ve hatta kırmızı kart sonrası gelen gol, Beşiktaş üzerinde soğuk duş etkisi bile yaptı. Ancak; derbide Beşiktaş gibi takıma karşı, bir kişi eksik oynamak hiç kolay değil. Hele ki, kırmızı kart gören oyuncu Visca ise…
Şenol Güneş’i tebrik etmek gerekir. Trabzonspor; sezon başından bu yana, oynadığı üç maçın, en kişilikli oyununu sahaya yansıttı dün akşam. Eğri oturup, doğru konuşalım; sezona 5-0 Galatasaray galibiyeti ile başlayan, Avrupa Ligi’nde gruplara kalan, ligde oynadığı maçlarda seyir zevki veren Beşiktaş’a karşı – hem de on kişi kalıp- berberliği almak kolay iş değil. Trabzon oyunu Beşiktaş’a verse de, Trabzon maçı kendi sahasında kabul etse de Trabzon kalesinde gol tehlikeleri yaşasa da, Uğurcan kalesinde devleşse de, bu maç gösterdi ki, “kan değişikliği” Bordo Mavili takıma yaramış. Bu maç, ilerleyen haftalarda, “fırtınanın” sert eseceğinin garantisidir…
Eksikler yok mu? Var elbette… Örneğin; ne oynadığı, sahada olup olmadığı belli olmayan Bardhi ile başlamak yerine, Muhammed Cham ile oyuna başlamak daha doğru olabilirdi. Özellikle kırmızı kart sonrasında – ve gol de gelince- Beşiktaş’ın oyunu Trabzon yarı sahasına yıkacağını tahmin etmek hiç de zor değil. Topu daha düzgün kullanan ve ayağına daha hâkim olan Cham’ı tercih etmeliydi Şenol Hoca. İkinci yarının başında Bardhi çıkarken giren Cham olmalıydı, Draguş değil. Draguş, bence Trabzonspor’un ileri ucunda oynayacak bir oyuncu değil. Visca’nın ihracı sonrası, hem Mendy hem de Okay Yokuşlu, çift altı oynadılar. Zaten bir kişi eksik takımın, tank gibi iki ön libero ile oynaması, oyunu kendi sahasında iyice kabulü anlamına geldi. Oysaki iki tank ön liberodan birisi sekiz numaraya kayabilse, Beşiktaş bu kadar rahat yerleşemezdi Trabzon yarı sahasına.
Sezon başından beri gol atma sıkıntısı çeken Trabzonspor, ilacını Simon Banza ile bulmuş gibi gözüküyor. Bordo Mavili, Kongolu forveti iyi beslerse gol sıkıntısı çekmez. Beşiktaş’ın nerdeyse tek kale oynadığı maçta bile, kalitesini ortaya koydu. Kumaş iyi, takımla uyum sorunu da çözüldüğünde Onuachu etkisi yaratacağına düşünüyorum.
Yazılarımda genelde hakemle ilgili eleştiri, eski bir hakem olmama rağmen, yapmam. Ancak; dün akşamki maçı yöneten Ali Şansalan kardeşime ayrı bir paragraf açmasam olmaz… Ali Hoca dua etsin, sahadaki oyuncuların iyi niyetine. Hem Beşiktaşlı hem de Trabzonlu oyuncuların amacı top oynamak olmasaydı, dün gece hakemliği biterdi. Maçın başında, “top oyunda” fazla kalsın hevesi ile çalmadığı düdükler, başına çorap örerdi. Visca’nın ihraç edildiği pozisyonda, oyuncu bile “eyvah atıldım” dercesine jest yaparken, kart kullanmamak en hafif tabirle ayıp hocam. Hayalin çok iyi yerlerde maç yönetmek, ülkenin “bir numaralı” hakemi olamak olabilir. Bu tekmeyi, kartsız geçiyorsan, bırak bu işi… Ha, aynı sözler; maçın kıdemli yardımcı hakemi ve dördüncü hakemi için de geçerli. Gözünüzün önündeki pozisyonu nasıl VAR’a bırakırsınız?
Derbi on bire on bir oynansa Trabzon kazanır mıydı, bilinmez. Ancak oyun olarak bu kadar ezilmezdi. “Yenemiyorsan, yenilmemek de” bir kazanımdır Bordo Mavili takım için. Ganita’ya “güneş, ufuktan doğdu.” Trabzonspor için şimdi, yürüme zamanı.