Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

AŞK VE PANDEMİ

Pandemi nedeniyle son iki yıldır çiftlerin birlikte geçirdiği zaman artınca ortaya iki durum dökülmüş, New York Times’ın demesine göre. Aynı gök kubbenin altında, aynı tür canlılar olarak ve hatta akrabalar olarak benzerliklerimiz olmaz mı?
Diyorlar ki, bazı çiftler birlikte geçirilen zamanın artmasının daha derin bir bağ kurmalarına yaradığını söylemişler. Bazısı içinse artık partneriyle/eşiyle aralarında bir uyum kalmadığı gerçeği ortaya çıkmış. Pandemi süresince (ki süreç devam ediyor, ne zaman biteceği, bitip/bitmeyeceği belli değil) pek çok ilişkide köklü değişiklikler meydana geldi, gerçekten. Koşullarımızın değişmesiyle gördüğümüz rüyalar bile değişmişken…

Makaleye göre, bekarların flört ortamı büyük ölçüde değişmiş ve bu değişimi kabul etmişler ister istemez. Daha önceleri çevrimiçi buluşmaya karşı olanlar, artık flörtleriyle sanal ortamda bağlantı kurabilmenin faydalarını görüyormuş, anlıyormuş. İnsanın en büyük özelliği değişikliğe adapte olması, uyum sağlamasıdır. Hepimiz hızla değişen bir ortama uyum sağlamaya çalışırken bir yandan da iç gözlem yapma fırsatı bulduk, iki yıllık süreçte. Sosyal bir varlık olarak etrafımızda insanlarla ilişki içinde olmanın, bir topluluğa dahil olmanın önemini her zamankinden daha fazla duyumsadık. Buluşma ortamlarımızın, eğlenme olanaklarımızın elimizden alınmasıyla ilişkilerimizi besleme yeteneğimizden uzaklaşmış olduk. Dolayısıyla hayatı birlikte paylaştığımız partnerlerimize daha fazla değer verdiğimiz bir bilinç değişimine uğradık. İletişimin temel öğesi “dinlemeyi” yeniden keşfettik.

New York Times’ın makalesine göre, pandemi maniasının hemen öncesinde tanışmış olan ve birlikte karantina dönemi geçirmiş olan çiftlerin ilişkilerinin aşamalarını hızlandırdıkları ortaya çıkmış. Aralarındaki aşk büyüyünce de evlilik kararı almaları daha kolay olmuş. Pandemi döneminden çıkartılacak en büyük ders zaman dediğimiz şeyin önemi.
Aslında, her şeyi zaman kavramı ekseninde görürüz, anlamlandırırız. Halihazırda var olan şey, zamandaki mükemmel olanın eksik parçası. Henüz zamanın içinde devinen ve bizim onu yaratmamızı bekleyen şey işte o mükemmel olandır. Pandemide aile bireylerine daha fazla zaman ayırmak, hayat şartlarının zorluğuna rağmen ev içinde olumlu ortam yaratmak bize gelecekte bekleyen zamanın mükemmel yapı taşlarını dizdiriyor. Sevdiklerimizle geçirdiğimiz zaman, bizim en önemli yatırımımız.

New York Times’ın yalancısıyım, makalenin kısa mesaj bölümüne pandemide aşkı bulmuş batılı akrabalarımız şöyle şeyler yazmışlar; “Eş bulma sitesinde tanıştık. Sonra bir bira içmek için buluştuk. Her yer kapalı olduğu için biralarımızı kendimiz aldık, açık havada, dondurucu soğuk bir verandada üç saat sohbet ettik. Sonraki buluşmamızda uzun bir yürüyüş yaptık. Arabaya dönerken şöyle dedim, “El ele tutuşmak ister misin? El dezenfektanım var valla!” Daha sonraki buluşmamızda öpüşmedik, maskelerimiz vardı ama birbirimize uzun uzun sarıldık.” İlişkilerinin birinci yılını geçenlerde kutlamışlar.

Bir tane de evli bir çiftin öyküsünü koyayım, şuraya; “Pandemi başladığında eşimle ben birbirine uzak geçen iki gemi gibiydik. İki küçük çocuğumuz var ve 17 yaşımızdan beri beraberiz. Birdenbire kendimizi dip dibe bulduk, o kanepenin bir ucunda ben öbür ucunda. Sonra pandeminin getirdiği ölüm gerçeğinden biraz kaçmak istedik ve her şey birbirimize masaj yapmakla başladı. Çocuklardan arda kalan kısa zamanda, birkaç saatliğine kıkırdayabiliyoruz. Yıllarca uykusuz gecelerin ve stresin altında gizlenmiş duygularımızı ve birbirimize olan sevgimizi yeniden keşfettik. Pandemi, ilişkimiz açısından kesinlikle dönüştürücü oldu.”

Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan son bir araştırmaya göre (sonuçları geçtiğimiz Perşembe yayınlanmış) Netflix platformu izleyicisinde düşüş başlamış. Bizde de öyle mi bilmiyorum. Pandemi döneminin en yüksek profilli yıldızlarından biriydi, Netflix. Televizyon karşısında geçirilen zamanın azalması da aile bireylerine ayrılan zamanın arttığının bir işareti olabilir.

Sevdiklerinizle ve Türkiye gündeminden uzak, sıcak bir pazar günü dilerim. Bugün arada bir yerde bir Sezen Aksu şarkısı mırıldanın derim. Dört yüzden fazla şiir ve bestesi var; kazınmıştır yüreğinize…
Kaynak: The New York Times, “Love in the time of Covid” by Jonathan Wolfe dated Jan. 21, 2022.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi

Narin

28 Eylül 2024 Cumartesi 10:45