Kaya Türkmen
Yüz yüze…
- Gel bakalım Özgür Efendi!
- Bir dakika Sayın Cumhurbaşkanı. Beni davet ederken ‘Sayın Özel’ demiştiniz. Devlet terbiyesini bozmayalım. Ben de seçim kampanyasında veya partimin grup toplantısında size ‘Sen’ diyorum icabında. Ama burada makama saygıda kusur etmeyeceğim gibi seçimden birinci çıkmış bir partinin genel başkanı olarak da bu hitap şeklini kabul edemem.
- İyi tamam anladık. Sayın Özel. Buyurun oturun Sayın Özel. Çay? Kahve? Sayın Özel? Ejder meyveli smoothie Sayın Özel?
- Ben bi su alayım.
- Karnınız açsa pataşur içerisinde Çerkez tavuğu filan da var yani. Ama ıstakoz yok. Biz halkın içinden geldik. Bak sen söylemeden ben söyleyeyim: O ıstakoz resmi paylaşan milletvekilimiz aslında sizden. Beyaz Türk. Biz İzmir’den daha fazla oy almak için milletvekili yaptık onu. Arkadaşlar ‘lejyoner’ filan diyor onun gibilerine. Ben bilmez miyim onun nasıl biri olduğunu? Bir ara hiç inmezdi bizim uçaktan. Geçen gün geldi, sırnaştı, hiç yüz vermedim.
- Neyse biz konularımıza geçelim.
- Kurultayda Bay Kemal’i yendiğinizde ‘Bu kez kaset çıkmadı’ diye düşünmüştüm. Kaset yokmuş ama balya balya paralar varmış meğer, delegelere dağıtmışsınız.
- Yok efendim, o sizinkilerin yalanı. Beş yıl öncesinin görüntüleri. İl başkanlığı binasının satın alındığı zamandan kalma. Sizin troller yalan ve iftiralarla tedavüle soktular o görüntüleri. İddialar doğru değil.
- Canım ha montaj, ha şu, ha bu. Zaten PKK’nın uzantılarıyla da demlendiniz bi güzel.
- DEM Parti TBMM’de temsil edilen, legal bir siyasi parti. Milyonlarca seçmeni var. Siz de görüşüyorsunuz icap ettiğinde.
- Biz konuşmuyoruz. Devlet konuşuyor. Neyse. Bak şimdi. Yerel seçimi kazandık diye havalara girmeyin sakın. Biz Cumhur İttifakı olarak %40’tan fazla oy aldık. İktidar, cumhurbaşkanı ve kabinesinde. Daha on ay önce bu millet bize yetki verdi. Zaten biz ‘Bitti’ demeden bitmez.
- Sayın Cumhurbaşkanı size harita getirdim. Bakın kırmızı. Sarılar bayağı çekilmiş Anadolu içlerine. O da şimdilik. Gelecek seçimde kırmızının iyice ülkeyi sarmasını sağlayacağız. Siz istediğiniz kadar ‘Bitti’ demeyin. Halk ‘Bitti’ deyince ne olacak? ‘Seçim sonuçlarından dersimizi çıkarırız, gereğini de yaparız’ filan dediniz ama söylediklerinizden hiç de öyle olmadığı anlaşılıyor. Yargıya da emir vermeye devam ediyorsunuz. Hatay seçimiyle ilgili itirazımızın sonucunu YSK’dan üç saat önce siz açıkladınız. Sizden talimat var diye itirazın kapağını bile açmadılar. Bunu vatandaş da görüyor. Ters tepiyor bu oyunlar.
- Bırakın şimdi şunu bunu. Sizinle Anayasa konuşmak istiyorum. Biz şimdi diyoruz ki bu Anayasa’yı bir elden geçirelim. Aksayan tarafları var. Onları değiştirelim. Sayın Bahçeli de ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin aksayan yönlerini tamir edelim’ diyor. Sizin de el vermeniz yerli ve milli bir duruş olur. Biz de hangi tarafta olduğunuzu anlarız.
- Nedir Sayın Bahçeli’nin önerisi? Anayasa Mahkemesini kapatmak filan mı?
- O da var tabii. Siz muhalefet bol keseden atıp tutuyorsunuz. Sırtınızda yumurta küfesi yok. Bizim var. Ülkeyi idare eden biziz. Bu Anayasa Mahkemesi ayak bağı oluyor.
- Doğru. Bir o kaldıydı keyfi tek adam yönetiminizin fren mekanizması. Onu da yok etmek istiyorsunuz. Bizim duruşumuz bellidir. Güçler ayrılığı içeren bir teklifle gelinirse incelemeye hazırız. Yoksa Anayasa’yı çiğnemeyi adet edinmiş bir siyasi kadroyla anayasa çalışmasına girmeyiz. Onu açık ve net bir şekilde söylemiş olayım. Nedir ki zaten Anayasa yüzünden yapamadığınız? Neye engel oluyor ki Anayasa? Uymuyorsunuz ki zaten Anayasaya. Ekonomi de konuşacak mıyız Sayın Cumhurbaşkanı?
- Hayır konuşmayacağız. Ben ekonomistim. Bir eczacıyla ekonomi filan konuşmam. Zaten nass var. Sana bana ne oluyor?
- Ama millet aç geziyor. İnsanlar pazarda çöpten sebze meyve artığı topluyor. Emekli, asgari ücretli et yiyemez oldu. Peyniri, yumurtayı rüyasında görüyor ancak. Bunun için kaybettiniz zaten.
- Bu yılın son çeyreğinde enflasyonun belini kıracağız. Siz anlamadığınız işlere karışmayın. Yararlı oldu bu toplantımız. Arayı soğutmayalım. Anayasa konusunu düşünün. Bir kez olsun yerli ve milli olun.
- Ha unutmadan… Sayın Cumhurbaşkanı Hamas’ı Kuvay-ı Milliye’ye eş tutmuşsunuz. Sizi bu lafı tekrar etmekten men ederiz. Kuvay-ı Milliye bir terör örgütü değildi. Biz bu lafları on binlerce Kurtuluş Savaşı şehidimize hakaret sayarız. Kuvayı Milliye biziz.
- Hadi güle güle, güle güle.