Kaya Türkmen
Emekli arkadaşıma açık mektup
Bir ay sonra seçim var ve bütün ülke seni konuşuyor; biliyorsun değil mi?
Herkes seni konuşuyor. Kimi “Bu emekliler yüzünden oylarımız düşecek” diye titriyor tir tir. Kimi de “Bunlar Akapenin oy deposuydu. Şimdi o kadar kötü bir durumdalar ki Akapeye kaybettirecekler inşallah” havasında…
25 yılını, 30 yılını belki daha fazlasını alınteri dökerek geçirdin. Geceni gündüzüne kattın. Çalıştın, çabaladın. Zor günler geçirdin. Ekmek aslanın ağzındaydı hep.
Sonunda emekli oldun. Üç kuruş ikramiye tutuşturdular eline. Eskiden ev alınırdı o ikramiyeyle, bugün araba alamıyorsun. Ne arabası? Belki beyaz eşyayı yenilersin ancak. Kredi kartı borcunu kapatırsın belki. Belki de kapatamazsın.
Bir de maaş bağladılar. Açlık sınırının altında. Açlık sınırı 19 bin lira olmuş. Senin maaşın 10 bin. İşe yeni giren 17 bin asgari ücret alıyor. Sen o kadar çalıştın, aldığın 10 bin. Açlık sınırı 19 bin. Yoksulluk sınırı 52 bin…
Bizi kıskandığı söylenen ülkelerde yaşayanlar emekli maaşlarıyla başka ülkelere tatile gidiyor. En yoksulu Türkiye’ye geliyor, ülkesinde yaşamaktan daha ucuz olduğu için. Senin rüyanda göremediğin Antalya’da tatil yapıyor bir ay her şey dahil.
Sen tatile çıkıyor musun? Tatilden vazgeçtim, bir lokantaya götürebiliyor musun aileni? Bir balıkçıya gidebiliyor musunuz? Veya kebapçıya en azından? Şöyle birer porsiyon iskender yiyebiliyor musunuz ailece ayda bir kez olsun?
Ucuz kıyma alabilmek için kuyruğa giriyorsun sabahın seherinde. Kıyma. Pirzola filan değil. Kıyma…
Oradan da belediyenin ekmek kuyruğuna.
Pazara gidiyorsun. Ne domatesin, ne patlıcanın yanına yaklaşılmıyor. Hıyar bile ateş pahası…
Bak önümüz Ramazan. Ne koyacaksın sofrana iftarda? Pastırma? Sucuk? Onlardan vazgeçtim. Peynir alabiliyor musun? Bildiğimiz beyaz peyniri?
Pide 15 lira oldu, duymuşsundur.
Oylarınla seçtiğin cumhurbaşkanı sana manda yoğurdu, Medine hurması, kestane balı karışımını tavsiye ediyor. “Şifa” diyor. Ardından da 50 arabalık konvoyuyla cumaya gidiyor Allah kabul eder umuduyla…
Sevgili emekli arkadaşım,
Sen bu gidişe dur diyebilirsin.
Bugüne kadar iktidar partisini sen ayakta tuttun. Sen boca ettin ona oyları. Kendine göre nedenlerin vardı.
“Alnı secdeye değiyor” dedin. “Öteki gelirse bayrak iner, ezan susar” yalanına inandın. Belki yürüyüşünü sevdin adamın.
“Biz ekonominin kitabını yazdık” sözüne güvendin. “Durum kötü ama ancak o düzeltir” sanrısına kapıldın.
Öyle değil işte. Görüyorsun artık değil mi?
Bak söyledi cumhurbaşkanı. “Size verecek paramız” yok dedi. “Biz paraları beşli çeteye, maden katillerine çıkarttığımız vergi aflarına, tarikatlara, uçaklara, arabalara tahsis ettik, size kalmadı” demeye getirdi.
Bize kalmadı. Bize sabır diledi, metanet diledi.
22 yıldır iktidarda ve sabır diliyor hâlâ.
Türkiye yüzyılının ilk yılında, kendi ifadesiyle “Emekliler yılında” emeklilere sabır ve metanet dileğinden fazla bir şey vermedi, vermeyecek, veremez.
Sevgili emekli arkadaşım,
Gel artık bunlara oy verme.