Ne hocası ne de başkanı var!

“Bu Hoca ile uzun sürmez” diyorduk, başkan da gitti. Vay başımıza gelen. Ne umutlarla gelmişti o koltuğa. ‘Darbe’ diyen de oldu, ‘sağlık sorunları var’ diyen de. Gülümseyerek ayrıldı. Ayrılmadan da vatzaptan getirdiği kimi isimlerin de biletini kesti.

Başkansız, hocasız Beşiktaş. İlk akla gelen isim Sergen Yalçın, haklı gerekçelerle kendisine sunulan teklifi kabul etmedi, bu da ayrı bir moral bozukluğu. Hatay zor deplasman. Haftaya Fener maçı var, biraz akıllar da orada.

Ne ilginç tesadüf ki geçen sezon Rıza Çalımbay görevden el çektirildikten sonra Serdar Topraktepe’ye bırakılmıştı takım ve Serdar Hoca ilk Hatay karşısında takımını yönetmişti, dün olduğu gibi. Ve ne tesadüf Serdar Topraktepe’nin karşısında Rıza Çalımbay vardı.

Beşiktaş’ın Hatay karşısında elbette kolu kanadı kırıktı.

Salih 11’de başladı. Radikal bir değişlikti. Beşiktaş tüm moralsizliğine rağmen istekli başladı. Birbiri ardına ataklardan bir türlü sonuç alamadı. Hele Rafa Silva’nın nefis vuruşunun filelerle buluşmaması jenerik hazırlığındaki televizyonları mağdur etti.

Atamayana atarlar. Beşiktaş bastırdı ama golü bir türlü toparlanamayan Beşiktaş defansının hatasında Hatayspor buldu. Görkem perdeyi açtığında dakika 29 idi. Kartal’ın eski santraforu Aboubakar da yarattığı hareketliliği, Emirhan yanlış vuruşu ile Görkem’in ayağına uzatınca maçın ilk asistini yaptı.

Bu gol Hatay’ı kendine getirdi Beşiktaş sahasında daha sık görülmeye başladı. Ancak dakikalar 41’i gösterdiğinde Masuaku’nun kullandığı kornerde boş bırakılar Immobile kafasıyla cezayı kesti Hatay defansına. Golün ardından Hatay biri kaleci Mert ile karşı karşıya olmak üzere iki net pozisyonu cömertçe harcayınca soyunma odasına beraberlikle gidildi.

İkinci yarıya gelirsek bir istatistik ile başlayalım. Maçın sayın hakemi Kadir Sağlam, 12 dakika içinde cebinden 7 sarı çıkarttı. Sanki dersin sihirbaz Mandrake! Toplamda da 12 sarı kart çıkardı ki 9’u Hatayspor’a. Tek kırmızı yok.

Yani demem o ki ikinci yarı sertlikle geçti. Beşiktaş’ın şuursuz atakları sertlikle sonlandırıldı. Kartal’ın ilerici uçta da defansta da akort bozukluğu, şuursuz bir futbolu izletti kalbi kırık Beşiktaşlılara…

Kendisinin bile beklemediği topu direkten döndü Fernandes’in. Orta yapacaktı ama Mert’i direk kurtardı. Hatay kalecisi Erce Kardeşler de günündeydi. Immobile’ye Rafa Silva’ya geçit vermedi. Ama takımın gizli santraforu Gedson Fernandes’in yakalayıp değerlendiremediği pozisyonlar yürek yaktı.

Takımın bu kadar şuursuzlaşmasını anlamak mümkün.

Ama unutmamaları gereken taşıdıkları forma. O forma her topçuya nasip olmaz. Esas şimdi kim gerçek Beşiktaşlı, kim forma aşkıyla oynuyor onu görmek lazım. Misal maç sonu kaleci Mert’in açıklamaları o kadar önemli ki. Son beş maçında iki beraberlik üç mağlubiyet alan takımın kaptanı diyor ki, “Her maç sonrası buraya çıkıp taraftarlarımızdan özür dilemek doğru değil. Çözüm bulmalıyız ve bu zor süreçten çıkmalıyız.”

Beşiktaş bunları aşar. Haftaya önemli bir fırsat var. Sezona Galatasaray’a 5 gol atarak başlayan Kara Kartal, Fenerbahçe’yi İnönü’de ağırlayacak.

Hoca arayışlarını bir kenara koyarak yönetimin Serdar Topraktepe’nin yayında olması, futbolcuları motive etmesi önemli. Zira gerilimi yüksek o maçın sonucu herkes için yöneticisinden malzemecisine, teknik adamından doktoruna kadar birçok ismi bağlar.

Merak etmeyin otobüsler kaza yapar ama firmalar yaşar. Haydi Beşiktaş kalk ayağa.

Niko

2 Aralık 2024 Pazartesi

Önceki ve Sonraki Yazılar
Niko Arşivi