Ayşe Naz Hazal Sezen
PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK
Psikolojik sağlamlık kas gibidir, güçlenmesi için egzersiz gerektirir. Dinamiktir; geliştirilebilir, kişilik özelliklerine, kişisel geçmişine, bireyin çevresine, uyum becerisine, yaşamının diğer alanlarında edinimlere göre değişebilir. Tek boyutta açıklanması mümkün olmayan psikolojik sağlamlık; zamanın yoldaşlığını yaptığı bu seyahatte düştükçe kalmayı, yeniden devam etmeyi ve yine düşmeyi içerir. Psikolojik sağlamlığı arttırmak ise düştüğümüzü kabul etmekle başlar.
Endişenin yoğunlaştığı zamanlarda öfke, yas ve hayal kırıklığını, umut, inanç ve amaçla dengelemek gerekir.
Bugünlerde kime sorsan yorgun, kime yanaşsan gergin, kime dokunsan kırılgan. Çoğunluğun derununu griden siyaha çalan bir ton bürümüş, zihinlerine sisli bir hava hâkim olmuş. Zihnin berraklığını maskeleyen yaşam mücadelesinin hararetli koşuşturması, günü gününü tutmayan ekonomik dalgalanmalarda sığınılacak limanların kayba uğraması, global çaptan bireysel adacıklara kadar müdahale gerektiren pandemi, nefesimizi söndüren yangınlar, kapımızı söken seller derken yorgun düştü bedenler ve zihinler…
Psikolojik Sağlamlık Nedir?
Küçük mutlulukların varlığının orman perileri ile aynı inanılırlık seviyesine geldiği, kontrol dışı krizlerin, travmatik yaşantıların arttığının hissedildiği dönemlerde, bireyin bu yaşam deneyimlerini nasıl yönettiği, yaşanacakların öngörülmesi mümkün olmayan belirsizlik denizi içinde nasıl yolunu bulabildiği kişinin psikolojik sağlamlığıyla ilgilidir. Latincede esnek ve elastik olmak anlamına gelen resilire kökünden türeyen psikolojik sağlamlık terimi, yaşanan olumsuz duygusal tecrübelerine karşı ayakta durabilme, kendini toparlayabilme, kötü yaşam tecrübeleri ardından iyileşme yeteneği olarak açıklanabilir. Çetin yaşam mücadelelerine rağmen bireylerin içinde bulundukları koşulların üstesinden gelerek, uyum sağlama becerileridir. Takip edilmesi gereken ömür rotasının ceplerimize konmadığı yaşam, mücadele edilmesi gereken günlük zorluklar, sevdiklerimizin kaybı, düşüncesinin bile göğsümüzü dağladığı hastalıklar, finansal güçlükler, kontrolsüz düşünce selinin yarattığı kaygılarla dolu olsa da yaşanacak ömrün yönünü belirlemek bireye bağlıdır.
Psikolojik sağlamlık göstermek, yeniden ayağa kalmak, esnek olmak bireylerin zorluk yaşamayacağı ya da sert darbelerle karşılaşmayacağı anlamına gelmez. Aksine, insanın nefes borusunu soluksuz bırakan satvet deneyimler, çaresizliğin tini kelepçelediği travmatik yaşam tecrübeleri psikolojik sağlamlığa giden çetin yolun birer parçasıdır. Psikolojik sağlamlık kas gibidir, güçlenmesi için egzersiz gerektirir. Dinamiktir; geliştirilebilir, kişilik özelliklerine, kişisel geçmişine, bireyin çevresine, uyum becerisine, yaşamının diğer alanlarında edinimlere göre değişebilir. Tek boyutta açıklanması mümkün olmayan psikolojik sağlamlık; zamanın yoldaşlığını yaptığı bu seyahatte düştükçe kalmayı, yeniden devam etmeyi ve yine düşmeyi içerir. Psikolojik sağlamlığı arttırmak ise düştüğümüzü kabul etmekle başlar.
Psikolojik Sağlamlık Nasıl Gelişir?
İnsanın içinde bulunduğu an zor ve acı dolu olsa da andan kaçmadan, anın içinde kalarak yaşadıklarını kabullenmesi, bu ızdıraplı deneyimini iyileşme yönünde kullanabilmesini ve sürecin içinden zihinsel ve ruhsal güçlenerek çıkabilmesini sağlar. Sorunların olgunlukla, değiştirilemeyeceği gerçeğiyle olduğu gibi kabulü, yaşanan zorlu olaylar karşısında bulunabilecek çözümleri de çeşitlendirir ve yönlendirir. Aynı zamanda, empatik ve anlayışlı insanlarla kurulan bağlar, bireylerin bu süreçlerin içinden güçlenerek çıkma potansiyelini arttırır. Duyguların yansıtılabileceği bağlar kurmak, iletişim halinde olmak, bireye güçlüklerin içinde yalnız olmadığını hatırlatabilir. Travmatik yaşantılar karşısında bireylerin kendini izole etme isteği yükselse de yardım ve desteği kabul etmek güçlenerek ayağa kalkmak için oldukça önemlidir. Özellikle umut duygusunu perçinleyen, sosyal destek sağlayan sivil toplum kuruluşları gibi gruplarda yer almaya başlamak, başkalarına yardım etmek öz değeri geliştirdiği gibi psikolojik sağlamlığı arttırmaya yönelik değerli bir hamle olacaktır.
Hedefler ve kendini keşif
Deneyimlenen an asla kapanmayacak bir yara gibi acı dolu hissedilebilir. Bu aşamadan sonra geri dönüş yok, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, denebilir. Sorunlar ve acıyla boğuşulduğu böyle anlarda edinilen gerçekçi küçük hedefler bireyleri ulaşılamaz sandıkları amaçlara yaklaştırır. Destek almaya karar vermek, gruplara katılmak gibi hedefe giden adımlar sürecin içinden sağlamlaşarak çıkılmasına yardımcı olur. Bazen bireyler içinden çıktıları vetire boyunca kendilerini savunmasız ve çaresiz hissettiklerinden sonunda ne kadar güçlendiklerini anlayamayabilirler. Mücadele gerektiren, stresli durumların ardından psikolojik gücün arttığının farkına varılması, kazanımların idrak edilmesi ve büyümenin görülmesi öz-değer duygularını artırabilir. Öz-değer duygularını pekişmesi, hayata bakarken takılan karamsar gözlüklerin yerini daha gerçekçi perspektiflere bırakmaya yardımcı olacaktır. Stresli durumlarda bilişsel çarpıtmalarımızın hızla devreye girerek olayları felaketleştirmesi, ya hep ya hiç diyerek algımızı sadece ak ve kara içinde tutması, müneccim gibi davranarak geleceği sadece olumsuzluklarla okumaları muhtemeldir. Böyle anlarda olayları değiştiremeyeceğimizin farkına varıp, olaylara karşı yorumumuzu ve tepkimizi yeniden düzenleyebileceğimizi hatırlamak önemlidir.
Umut ve Geçmişin Bilgisi
Kalbin atmaktan yorgun düştüğü acı koşullarda veya hayatın istenilen rotadan uzaklaştığı anlarda umutsuzluğa kapılmak kolaydır. İyi şeylerin olacağına karşı inanç, gönlü terk etmeye hazır ve nazırdır. Endişenin yoğunlaştığı zamanlarda öfke, yas ve hayal kırıklığını, umut, inanç ve amaçla dengelemek gerekir. Geçmiş deneyimlerde kimlerin, nelerin yardımcı olduğunu hatırlamak, uygun yanıtları bulmaya ve dengeyi kurmaya destek olur. Geçmiş, kendi deneyimlerimizin öğretmeni olarak gelecekteki bize ders vermek için gerekli bilgileri sunar. Ve bu bilgileri psikolojik sağlamlığımıza yaptığımız yatırım olarak yaratıcılığımıza ve spontanlığımıza emanet eder.