Emre Özpeynirci
Ya paylaşacağız ya yürüyeceğiz!
Tüm dünyada çevresel kaygılar, trafik ve artan akaryakıt fiyatları ile ulaşımda paylaşımlı mikro mobilite tercihi hızla artarken, Türkiye’de ise bunlara ek olarak kişisel araç sahipliğinin imkânsız hale gelmesiyle de kullanımı yaygınlaşıyor. Türkiye’de özellikle 16-30 yaş arası gençler 70 binden fazla elektrikli scooter, bisiklet ve mobileti paylaşarak ulaşımlarını sağlıyor. Aksi takdirde yürümek zorundalar.
SON yıllarda Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinde hızla yaygınlaşan 25 km’nın altında hıza sahip elektrikli scooter, bisiklet, mobilet ve moped gibi taşıtların yer aldığı ulaşım şekline ‘mikro mobilite’ deniyor. 2020 yılında 41,2 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan paylaşımlı global mikro mobilite pazarı 2021 yılında 48,11 milyar dolara çıkarken, 2030 yılına kadar ise 200 milyar doları aşması bekleniyor. Kuzey Amerika büyüme potansiyeli en büyük pazar olarak öne çıkarken Asya-Pasifik bölgesi ve Avrupa ise hemen arkasından geliyor. Türkiye’de ise düşen satın alma gücüne bağlı olarak paylaşımlı mikro mobilite pazarının 2026 yılında 20 milyar doları aşması bekleniyor.
NEDEN HIZLA BÜYÜYOR?
Dünyada mikro mobilite pazarının hızla büyümesinin temel sebepleri olarak; artan petrol ve gaz fiyatları, yoğun trafik, otomotiv endüstrisindeki doygunluk ve park kolaylığı sıralanıyor. Ama özellikle gelişmiş ülkelerde sera gazı emisyonlarındaki artışa ve iklim değişikliğiyle mücadele yönelik hayata geçirilen çok sayıda düzenleme de mikro mobilite pazarına olan ilgiyi artırdı. Temiz enerjiye yapılan artan yatırımlar ve hükümetin CO2 emisyonlarını azaltmaya yönelik girişimleriyle pazar hızla büyüyor. Ayrıca, dünya çapında birçok önemli işletme ve hükümet, mikro mobilite ulaşım seçeneğine yatırımlarını artırıyor.
2019’DA İLK KEZ TANIŞTIK
Elektrikli scooter girişimleri 2017 yılında Bird ve Lime sayesinde önce ABD şehirlerinde hızlı bir şekilde yayılırken, kısa bir süre sonra ise Avrupa merkezli Voi ve Tier dâhil diğer girişimlerin çoğalmasıyla birlikte uluslararası şehirlerde hızla çoğalmaya başladı. Türkiye’de ise ilk elektrikli scooter girişim olan Martı, 2019’un mart ayında faaliyete başladı. Martı’nın faaliyete geçişi, kullanıcı talebi, gençler arasında yaygınlaşan kullanma alışkanlığı ve pandemi şartları eklenince sektörde faaliyet gösteren marka sayısı bugün 10’a yaklaştı. Ama Türkiye’de mikro mobilite pazarının bu denli hızlı büyümesinin en temel sebebi, dünyadaki etkilerinin dışında, satın alma gücünün düşmesine paralel kişisel araç sahipliğinin imkânsız hale gelmesi, yetersiz toplum taşıma ve taksi ağından da kaynaklanıyor. Yani otomobil satın almak ve kullanmak öyle pahalandı ki, insanlar çözümü e-scooter, bisiklet ve moped gibi ucuz ulaşım alternatiflerinde bulmaya başladı. Sonuç olarak toplu taşımanın da zayıf olduğu ülkemizde, özellikle gençlere ulaşımda başka alternatif kalmadı.
ELEKTRİKLİ SCOOTER FİLOSU 70 BİNİ AŞTI
MOBİL uygulaması (app) 8 milyon kişi tarafından indirilen, araçları yılda ortalama 27 milyon (70-100 milyon km yol) kez kullanılan Martı şirketi bugün yüzde 70’e yakın pazar payı ile Türkiye’de açık ara önde durumda. Kendini bir ulaşım şirketi olarak tanımlayan Martı’nın araç filosu 46 bine ulaşırken, toplam cirosu 23 milyon doları bulmuş durumda. Martı’nın pazar payı ve araç filosundan yola çıkıldığında bugün Türkiye’de paylaşımlı mikro mobilite pazar filosu 70 bin adedi aşıyor. Elektrikli scooter, bisiklet ve mopedlerle yılda yapılan toplam kilometre ise 150 milyona yaklaşmış durumda.
TÜM ARAÇLAR ELEKTRİKLİ VE PAYLAŞIMLI OLACAK
TEKSAS’ın Austin şehrinde düzenlenen uluslararası mobilite ve start-up fuarı ‘Move America’nın da sponsorlarından olan Martı’nın kurucusu ve CEO’su Oğuz Alper Öktem ile kurucularından Sena Öktem ile sohbet imkanı buldum. Türkiye’den kazandığını Türkiye’ye yatıran bir şirket olduklarını söyleyen Alper Öktem, “Türkiye dışına çıkmayı düşünmüyoruz. Biz bir elektrikli ulaşım şirketiyiz. Scooter bizim başlangıç noktamızdı. Yakın gelecekte, tüm ulaşım araçlarının elektrikli; tüm elektrikli araçların da paylaşımlı olacağına inanıyoruz. Ayrıca geleceğin şehirlerinin daha sessiz olacağı kanaatindeyiz. Bu vizyon ile dünyanın en büyük mikro mobilite filolarından birini kurduk. Bugün dünyada ilk 4 içindeyiz, yakın zamanda ilk ikiden biri olacağız” diye konuşuyor.
530 MİLYON DOLARA ULAŞTI, 1 MİLYAR DOLARI HEDEFLEDİ
YIL sonunda New York Borsası’nda halka açılmaya hazırlandıklarını aktaran Oğuz Alper Öktem, “Türk bayrağını New York Borsa’sında dalgalandıracak olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Ağır sorumluluğunu da hissediyoruz o yüzden harıl harıl çalışıyoruz. Şu anda ABD’nin SPK’sı tarafından inceleniyoruz. Bu halka arzda Martı’nın şirket değerinin 532 milyon dolar olmasını, brüt 280 milyon dolarlık kaynağın da bilançomuza girmesini bekliyoruz. Bu hem şirket tarihimiz hem de ülkemizin ulaşım ekosistemi için çok önemli bir dönüm noktası. 3 yıllık bir şirket için önemli bir gelişme. Endonezya, Brezilya ve Hindistan gibi gelişmekte olan G20 ülkelerindeki lider mikro mobilite uygulamalarının değerlemeleri ise milyar dolarlar mertebesinde. Martı’nın amacı da bu noktaya ulaşmak. Bu hedefle çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
TÜRKİYE'NİN SÜPER UYGULAMASI OLACAĞIZ
TÜRKİYE’nin G20 ülkelerinin arasında ulaşım alanında süper uygulaması (SuperApp) olmayan tek ülke olduğunu da hatırlatan Alper Öktem, “Martı’nın 8 milyon kullanıcısı 46 bin araçlık filosu var. 8 milyon kişinin mobil uygulamamızı indirmesi bizi ulaşımda bir numara yapıyor. Biz önümüzdeki dönemde bilançomuza eklenen kaynakla araç filomuzu 100 bin adede çıkartmak ve sadece 2 teker değil dört tekerli hizmet de sunmak istiyoruz. Yakın gelecekte Türkiye’nin aynı Uber gibi ulaşımda SuperApp’i olmak istiyoruz” dedi.
TEKSAS'IN KALBİNDE MOBİLİTE KONUŞULDU
TEKSAS’ın Austin şehrinde düzenlenen ‘Move America 2022’ isimli uluslararası mobilite ve start-up fuarında tüm dünyadan 388 konuşmacı, 200’den fazla mobilite şirketi, 150 start-up ve 5000’in üzerinde katılımcı yer aldı. Gazete Pencere’nin de yerinde izlediği fuarda Martı şirketi stant açarken, CEO’su Alper Öktem ise birden fazla oturumda dikkat çeken konuşmalar yaptı. Bir başka Türkiye adına önemli katılım ise Amerika merkezli Adastec şirketiydi. Kurucuları Türk olan şirket Karsan’ın otonom (sürücüsüz) otobüslerini geliştiriyor. Fuarda ayrıca Afrika’dan Bulgaristan’a kadar bir çok mobilite ve start-up şirketi de yer aldı.