Kaya Türkmen
Utananlar, utanmayanlar
İkinci Dünya savaşı bittiğinde CHP’ye muhalefet edenler çocuklarını İnönü’nün karşısına çıkartıp “Sen bizi aç bıraktın” diye bağırttılar. Utanmadılar. Hiç utanmadılar. Hâlâ da utanmıyorlar. “Ekmeği karneye bağladı” filan diyorlar.
İsmet Paşa da çocuklara hitaben tarihe geçecek o sözünü söyledi:
"Evet doğrudur. Sizi ekmeksiz, şekersiz bıraktım, ama babasız bırakmadım".
Bu sözü söylemek her babayiğidin harcı değildir. O büyüklüğe ulaşamamış olanda eğreti durur o laf. Bu söz ülkenin yetiştirdiği en büyük devlet adamlarından birine aittir. Kanunla korunduğu için Büyük Atatürk’e hakaret edemeyenlerin hınçlarını çıkarttıkları İnönü’dür o devlet adamı. Büyüklüğüne rüyalarında bile ulaşamayacakları İnönü.
Milli şefliği, tek adamlığı elinin tersiyle itip çok partili demokrasiye yol açan İnönü kim, demokrasimizi şahsım devletine dönüştüren bunlar kim?
Şimdi onu taklit etmeye çalışıyorlar bir de. “Evet sizi soğansız bıraktım ama SİHA’sız bırakmadım” demeye hevesleniyorlar. Sırıtıyor üstlerinde. Bol geliyor. Gülünç oluyorlar.
Ama onlar söylüyorlar. Kitleleri de dinliyor ağzı açık. “Soğansız bıraktık ama ezansız bırakmadık” anlamında laflar ediyorlar. Kitle coşuyor, alkışlıyor. İyice bileniyor muhalefete karşı...
Yalan söylüyorlar, iftira ediyorlar. Muhalefeti suçlamak için sahte görüntüler kullanıyorlar. “Ama montaj, ama şu, ama bu...” diyorlar. Utanmıyorlar.
Gittiler Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımlayan bütün niteliklere düşman olan iki siyasi partiyi, Yeniden Refah’ı ve Hüdapar’ı gazi meclise soktular. Utanmadılar. MHP bile, BBP bile isyan etti. Onlar utandı. Aynı listede olmak istemedi.
Neymiş bu partilerin fazileti? Bir getirisi mi varmış Akape’ye?
Bu iki partinin Türkiye’nin ekonomik sorunlarına ne çareler ürettiklerini duyan oldu mu? Ülkesini terk etmek için sıraya giren gençleri planlarından vaz geçirmek için ne düşündüklerini bilen var mı? Ya yüzüncü yılına giren cumhuriyetimizi yüceltmek için neler tasarladıklarını işiten?
14 Mayıs’ta milletimiz TBMM’nde çoğunluğu Cumhur İttifakına verdi. Yasamayı Cumhur İttifakına teslim eden seçmen yürütmeyi Millet İttifakına vererek bir denge kurabilir.
Ama halkımız 28 Mayıs’ta Erdoğan’ı tekrar cumhurbaşkanı seçerse berbat ettiği ekonomi iyice dibe batacak. Baksanıza faizi düşürmeye devam edecekmiş. Öyle dedi yabancı basına.
Halkımız 28 Mayıs’ta Erdoğan’ı tekrar cumhurbaşkanı seçerse yurt dışına kaçmayı seçim sonuna kadar erteleyen genç beyinlerimiz çekip gidecek, yatağa aç giren yavrularımız yatağa aç girmeye devam edecek, ülkeyi yönetenler 1150 odalı saraylarında saltanat sürerken işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin, esnafın öğünleri her gün biraz daha küçülecek.
Halkımız 28 Mayıs’ta Erdoğan’ı tekrar cumhurbaşkanı seçerse hiçbir suçu olmayan Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman parmaklıklar arkasında kalacak, mahkemeler partili cumhurbaşkanından talimat beklemeye devam edecek, devletin tarafsız olması gereken kurumları Akape’nin maşası olmayı sürdürecekler. Utanmıyorlar. Utanmayacaklar.
Ve hepsinden önemlisi, halkımız 28 Mayıs’ta Taliban ittifakının adayı Erdoğan’ı tekrar cumhurbaşkanı seçerse, kadınları zor günler bekliyor demektir.
Çünkü bunların dünyasında seçim otobüsünde kadın adayın yüzü gösterilmiyor. 6284 sayılı kanuna göre şiddet gören kadının beyanına itibar ediliyor olması bunları rahatsız ediyor. Kadını iftiraya teşvik ettiğini, erkeği “itibarsızlaştırdığını” söylüyorlar. Utanmıyorlar.
Çünkü bunların dünyasında, kadın, fıtratına uygun işlerde çalışmalı, eğitim ve sağlık başta olmak üzere kadınlara hizmet veren kurumlarda sadece kadınlar istihdam edilmeli, karma eğitimden vazgeçilmeli, eğitim sistemi, ahiret öncelikli, Allah korkusu olan nesiller yetiştirmeli.
Çünkü bunların dünyasında kadın mirasa bile ortak olmamalı, “sahibinin” evinde oturmalı, konuşmamalı, gülmemeli, bağırmamalı, şarkı söylememeli, karnı burnunda sokağa çıkmamalı, saklanmalı... Yalnız yaşayanlar bir an önce “sahiplendirilmeli”.
Bunların dünyasında kadın birey filan değil, mal. Erkeğin malı.
Bu ülke kadınları, çoğuna cumhuriyet sayesinde sahip olduğu, kalanını da tırnaklarıyla kazarak elde ettiği hak ve kazanımlarını tehlikeye atmamalı, cumhuriyet düşmanı, devrim düşmanı, Atatürk düşmanı bu Taliban ittifakına oy vermemelidir.
28 Mayıs’ta vereceğimiz oyla ülkeyi bu kabustan çıkarıp yeniden aydınlanma yoluna sokmak bizim elimizde.
Yarın kızlarımızın gözlerinin içine utanmadan bakabilmek için kime oy vermemiz gerektiği de açık.
Ha bir de Sinan Oğan var utanmayan... O da hiç utanmadı.