Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

Unutmamalı ve unutturmamalıyız!

Ülkemizde daha önceki yıllarda yaşanılan depremler gibi, umarım bu depremi de büyük acısıyla, manevi ve maddi kayıplarımızla bir süre sonra unutmayız ve unutturulmasına da izin vermeyiz. Asıl bundan sonra yapabileceğimiz her bir yardımla depremden etkilenen vatandaşlarımızın hayatlarına dokunarak, onlar için kurulacak yeni ve sağlam bir geleceğe destek olabiliriz.

10 ilimizi her yönüyle etkileyen büyük deprem felaketinin üzerinden yaklaşık bir ay geçti. Hâlâ deprem bölgelerindeki enkazlar temizlenmeye çalışılırken, yüzbinlerce insan çadır kentlerde, konteynerlerde, araçlarında yaşam mücadelesi veriyor. Evlerini, barklarını, iş yerlerini ve birikimlerini kaybettiler. Yani maddi ve manevi zararı ağır olan depremin travmasını yaşarken, bu psikolojiyle hayata yeniden tutunmaya çalışıyorlar. Ama bir çoğunun halen barınma, su, hijyen ve tuvalet sorununun devam ettiğini duyuyoruz.


BUNDAN SONRASI DAHA ÖNEMLİ
Ülkemizde daha önceki yıllarda yaşanılan depremler gibi, umarım bu depremi de büyük acısıyla, maddi ve manevi kayıplarımızla bir süre sonra unutmayız ve unutturulmasına da izin vermeyiz. Çünkü 1999’daki Gölcük depreminden sonra gördük ki, yüzbinlerce insan bir yıla yakın çadırlarda, konteynırlarda çok zor şartlarda yaşamaya devam etti. Evet, tüm milletçe depremin ilk anından itibaren bölgeye yardım ulaştırmak için seferber olduk, herkes elinden geldiğince maddi ve manevi desteğini ulaştırmaya çalıştı. Ama inanın o bölgedeki insanların sıfırdan bir hayat kurtarmak için bundan sonra daha fazla desteğe ihtiyacı var. İşte geçtiğimiz hafta tam bunları düşündüğüm bir günün akşamında Nissan Türkiye’nin Genel Müdürü Charbel Abi Ghanem ile yemekte buluştuk.

HER BİR ARAÇTAN 20 BİN TL
Yaklaşık 1 yıldır Türkiye’de olmasına rağmen ailecek ülkemize duyduğu hayranlığı dile getiren ve yaşanan depremden dolayı büyük üzüntü duyan Ghanem, bu konuda ne yapabilecekleri konusunda kafa yormuş ve sonunda öncü olabilecek bir müşteri bağış programı ile afet yardım çalışmalarına desteği genişletmeye karar vermiş. Ghanem bunu şöyle açıkladı: “AFAD, AHBAP, AKUT veya Kızılay’a 20 bin TL bağış yapacak müşterilerimize, bağış makbuzlarını Nissan yetkili satıcılarına ibraz etmeleri halinde bu meblağı, satın alacakları aracın tavsiye edilen anahtar teslim fiyatından düşeceğiz. Türkiye bizim evimiz ve Nissan olarak, bu felaketten etkilenen binlerce insana sağlam bir gelecek sağlamak ve çözüm sunabilmek için elimizden gelen her şeyi yapma sorumluluğunu hissediyoruz.”

PAZARIN YÜZDE 10’U OLABİLİR
Belki ufak bir adım olarak görünebilir ama diğer markalar için örnek olup onların da benzer bir kampanyaya imza atması, sektör olarak örnek olacak bir dayanışma olur. Düşünsenize 1 yılda satılan yaklaşık 800 bin aracın yüzde 10’u bile bu bağışa dâhil olsa en az 1.6 milyar TL eder ki daha fazlası da olur. Başka sektörlerin de dâhil olmasıyla çok rahatlıkla deprem bölgelerindeki vatandaşlarımızın yaralarına bir nebze olsun merhem olunabilir.


Diğer bayiler onlar adına satıyor
Nissan Genel Müdürü Charbel Abi Ghanem, depremden etkilenen, ağır hasar gören yetkili satıcılarının olduğunu belirterek, “Şu an depremden etkilendiği için herhangi bir satış faaliyetinde bulunmayan, araçlarını satamayan bayilerimiz var. Onların araçlarını diğer bayiler onlar adına satıp, kârın tamamını iletiyorlar. Çok güzel bir dayanışma” dedi.

Ticari bir aktivite olarak algılanmasını istemem
NİSSAN Türkiye Genel Müdürü Charbel Abi Ghanem, Türkiye’nin çok zor zamanlardan geçtiğini belirterek, “Marka olarak veya sektör olarak ne yaparsak yapalım yetersiz diye düşünüyorum. Daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Küresel olarak da bu sürecin zamanla unutulması gibi bir durum oluşabileceği için bunu önlemek adına sürdürülebilir bir şekilde destek vermeyi planladık” dedi. Kampanyanın süresi konusunda ise temkinli hareket ettiklerini belirten Ghanem şöyle devam etti: “Temkinli ilerliyorum derken bu sürecin ticari olarak algılanmasını istemiyorum. Çünkü bizim araç satışı noktasında hiçbir sorunumuz yok, gelen araç zaten anında satılıyor. Şu an itibariyle uygulama mart şeklinde olsa da bunun olabildiğince uzun devam etmesi niyetindeyiz. Reaksiyona ve bunu nasıl kabul edildiğine kabul gördüğüne bakacağız.”


Otomotiv sektöründe 1 haftada 4 bomba!

DEPREMİN yaşattığı acılar ve psikolojik etkileri devam ederken, geçen hafta otomotiv sektörü adına art arda 4 bomba gelişme yaşandı.

1- ALJ Türkiye, Toyota ve Lexus’un sonra dünyanın en büyük elektrikli otomobil markası Çinli BYD’nin elektrikli binek ve ticari modellerinin Türkiye distribütörlüğü için niyet mektubu imzaladığını açıkladı. 14 yıldır Toyota, 2016’dan bu yana Lexus’un Türkiye distribütörlük faaliyetlerini yürüten ve tam 25 yıldır Türkiye otomotiv sektörüne yatırım yapan ALJ Türkiye, bu anlaşmayla birlikte bir çok grubun peşinden koştuğu BYD’nin elektrikli araçlarının satış ve satış sonrası hizmetlerini gerçekleştireceğini duyurdu.

2- Bu haberin hemen ardından akşam saatlerinde uzun süredir merakla beklenen Tofaş’tan KAP’a bomba açıklamalar geldi. Tofaş, 400 milyon Euro’ya Stellantis Grubu’nun Türkiye’deki tüm haklarını aldığını açıklarken, Peugeot, Citroen, Opel ve DS markalarının Türkiye’deki tüm pazarlama, satış ve satış sonrasının kendilerine geçtiğini duyurdu. Bunun kalmadı, 2025 yılı başından itibaren 5 marka için yeni “K0” modelin hafif ticari araç ve “Combi” versiyonlarını Bursa’da üreteceğini açıkladı.

3- Daha Tofaş şokunu üzerimizden atamadan, 2 Mart’ta resmi olarak deprem felaketinin yaşandığı Şubat ayında otomotiv pazarının rekor satış yaptığı açıklandı. Pazartesi günü yine bu sayfada ‘Buruk rekor’ diye tanımladığımız sonuçlara göre toplam pazar %63,43 artışla 81.148 adede ulaştı. Yani en acı ay diğer taraftan tüm zamanların en iyi şubat ayı olarak tarihe geçti.

4- Haftanın son gününe ise bu kez Resmi Gazete ile uyandık. Hükümet elektrikli otomobilde ÖTV matrahlarını güncellediğini duyurdu. Bu bazı modellerde yüzde 6 ile 21 arasında indirim anlamına geliyordu. Ama asıl sürpriz Çin’den ithal edilecek elektrikli otomobillere konulan yüzde 40 ek vergiydi. Bu %10’luk gümrük vergisiyle birlikte yüzde 54’lük yük anlamına geliyordu. Yani Çinlilere gelmeyin çağrısıydı. Düşünsenize daha 2 gün önce ALJ Grubu, BYD’nin distribütörlüğünü aldığını açıklamışken, birden böyle bir şokla karşılaştı. Bu arada hem matrahların güncellenmesi hem de Çin’e yönelik ek vergi bu ay sonu satışa sunulması beklenen Togg için bir hazırlık olarak algılandı. Açıkçası doğruluk payı oldukça fazlaydı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Özpeynirci Arşivi