Mehmet Şandır
UNUTMAK ÖLMEKTİR
Böyle demiş şair; 6 Şubat depreminde bu gerçeği çok acı yaşadık ve ne yazık ki yeni ölümlere yeniden yelken açıyoruz; deprem gündeminden hızla uzaklaşıyoruz; unutmaya başladık bile…
Ufukta seçim var;
14 Mayıs 2023 tarihinde Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanını ve 28. Dönem TBMM üyelerini seçeceğiz. Gündem siyaset ağırlıklı olacak; 60 gün boyunca siyasi partilerin söylemlerini, tartışmalarını izleyeceğiz, değerlendireceğiz.
Cumartesi günü, Cumhur İttifakı liderleri Ankara’da düzenledikleri toplantılarda muhalefeti ağır sözlerle suçlayarak seçim kampanyalarını başlattılar. Muhalefet liderleri ise deprem bölgesinde “özür dileme” ziyaretindeydi.
Cumhurbaşkanlığı için yeni adaylar, mevcut ittifaklara yeni katılımlar, YSK bildirimleri ve milletvekilliği için adaylık yarışları tekmili birden bir seçim süreci başlıyooor…Gözümüz kulağımız televizyonlarda; geleceğimize karar vereceğiz. Artık sorumluluk bizzatihi toplumun kendisinde olacaktır, kolay gelsin, hayırlı olsun.
Ancak 6 Şubat depremini unutmamalıyız, unutturmamalıyız!
Ülkemizin 11 vilayetini ve milletimizin yaklaşık % 20’sini doğrudan etkileyen büyük deprem afetinin acıları herşeyin üstündedir ve devam etmektedir. Bu deprem felaketi, yalnız enkaz altında hayatını kaybeden ve yaralanan insanlarımızı ilgilendirmiyor, 85 milyon nufüsu ile milletimizi, devlet kurumlarını, sivil toplum kuruluşlarını kısacası tüm ülkeyi derinden yaralamıştır. Bir çarpma sonrasında vucudumuzun bir kısmında hasar oluşmuşsa nasıl bütünüyle hasta olursak bu deprem de tüm Türkiye’yi devleti ile milletiyle hastahanelik eylemiştir. Öncelikle depremzedeler olmak üzere tüm Türkiye’nin özel bir tedaviye ihtiyacı bulunmaktadır. Muhtemel başka çarpmalara/afetlere karşı alınması gereken tedbirlerin alınması, fiziki ve hukuki düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Daha önce yazmıştım; bence, en kısa zamanda bir Acil Müdahele Kurumu hatta AFAD Bakanlığı kurulmalıdır. Afetlere müdahele, emir komuta zincirinden veya ”Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla” anlayışından çıkarılmalı İtfaiye ve 112 Acil gibi otomatik müdahele sistemine dönüştürülmelidir. Ayrıca şehirleşme/imar ve yapı güvenliği hukuku anayasal güvence altına alınmalı; imar affı/barışı adı altında yapılan siyasi yolsuzluğa engel olunmalıdır.
6 Şubat depreminde kayıplar çok yüksektir; muhtemelen yüz bin insanımız hayatını kaybetmiş iki yüz binden fazla insanımız yaralanmıştır. Yetkililerin yaptığı açıklamaya göre 3 milyon 320 bin insanımız deprem bölgesinden tahliye edilmiştir. 800 bin insanımız şehirlerden köylere taşınmıştır. Deprem bölgesinde mukim yaklaşık 1,5 milyon insanımız çadırlarda, 55 bine yakın insanımız konteynerlerde, 125 bine yakın insanımız da kamu tesislerinde hayatlarını sürdürmeye başlamışlardır. Deprem bölgesinde altı yüz elli bin yeni konut yapılması planlanmaktadır. Milyonlarca ton enkaz taşınacak ve bazı şehirler alt ve üst yapısıyla yeniden kurulacaktır. Mesela Hatay’da yüz seksen bin konut yıkılmış veya acilen yıkılması gerekmektedir, İl genelinde hastahane ve devlet binalarının çoğu kullanılmaz durumdadır. Şehir merkezleri, çarşılar, sanayi merkezleri hemen bütünüyle tahrip olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadesi ile bu iş bir yıl içinde tamamlanacaktır. Yani Türkiye’nin değiştirilemez gündemi 6 Şubat depremi yaralarının sarılması ve muhtemel depremlere hazırlık yapılması konusudur. Siyaset konuşalım ancak depremi ve depremzedeleri asla unutmayalım, unutturmayalım!
1999 Marmara ve Düzce depremlerinin sebep ve sonuçlarını yeterince sorgulamadığımız ve alınması gereken tedbirlerin zamanında alınmamış olmasının; yani unutmanın bedelini 2023 depreminde çok ağır ödedik. İnşallah bir daha unutmayız ve unutturmayız!
Öncelikle iki hususu ifade etmeliyim; Bu depremin “Kahramanmaraş Depremi” diye isimlendirilmesini Kahramanmaraş’a haksızlık olarak görürüm; 6 Şubat Depremi denilmeli diye düşünürüm.
Bir diğer konu; siyasi iktidar emrindeki yönetim 6 Şubat Depremine müdahele etmekte 48 saatlik bir gecikme yaşamıştır. (Sayın Cumhurbaşkanı bu gecikmeyi itiraf etmiştir) Ancak bu sürenin sonrasında Milletin ve sivil toplum kuruluşlarının yoğun gayreti ile Devlet kuruluşları ve siyasi iktidar samimi ve gayretli bir çalışma içinde olmuşlardır.
15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Millet, Devleti/Siyasi iktidarı bir defa daha enkaz altında kalmaktan kurtarmıştır.
BENCE
Emeği geçen herkese ve her kuruluşa milletim adına teşekkür ediyorum. Allah, devletimize ve milletimize zeval göstermesin, buna benzer felaketler yaşatmasın.
Deprem bir doğal afettir önlememiz mümkün değil ancak sonuçların felakete dönüşmesini önlemek elimizdedir. Muhtemel yaşanacak afetlerin felakete dönüşmesini önlemek için yaşananları unutmamalıyız, unutturmamalıyız. Bu sorumluluk devleti yönetenlerin üstündedir. Enkazların içinde hatıralarını arayan hatta yakınlarının ceset parçalarını bulmaya çalışan insanımızın unutması mümkün değildir; unutanları da asla affetmeyecek, cezalandıracaktır.
Seçim sürecini değerlendirmeye devam edeceğiz.
“Seçim kampanya dönemi sakin, sabırlı, anlayışlı, sağduyulu, kutuplaşmalardan uzak, demokratik nezaketle yaşanmalıdır” temennisine yürekten katılıyorum.
Bu sözü de “Unutmayalım, söyleyene de unutturmayalım!”