Erhan Erkut
Üniversite ve Staj
İki gün önce Hürriyet’te “Stajyer Sisteminde Devrim” başlıklı bir yazı gördüm. Yazıda “devrim” denilen şey Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisinin hazırlamış olduğu merkezi başvuru sistemi ile stajyer seçiminde torpilin sonlandırılması. Buna devrim demek biraz abartılı olmuş, olsa olsa küçük bir düzeltme diyebilirim. Bu problem üniversite öğrencilerinin staj çilesinin parçalarından sadece birisi ve özel sektörde kamudan daha az rastlanıyor.
Stajlar çok önemli
Günümüzde sadece eğitim alarak mezun olmuş bir gencin iş bulma şansı çok düşük. İşverenler mezunların kaç staj yaptığına, nerelerde staj yaptığına ve stajlarda neler öğrendiğine büyük önem veriyorlar. Durum böyle iken maalesef sadece bazı bölümlerde staj bir mezuniyet şartı olması sorun yaratıyor ve sonuç olarak birçok bölüm bir gün bile bir kurumda çalışmamış mezunlar veriyor. Bence tüm üniversite öğrencilerinin mezun olmadan önce mutlaka en az iki farklı kurumda staj yapması gerek.
Eğitim Fakülteleri
Eğitimde staj tabii ki zorunlu. Fakat birçok eğitim fakültesi öğrencisi sadece son yılın son döneminde haftada bir gün okullara gidip eğitimi izliyor, sadece 5 saat sınıfın önünde ders verip staj zorunluluğunu yerine getirebiliyor. Buna karşılık MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde uygulanan “Okulda Üniversite” modelinde ise öğrenciler ilk iki yıl akademik desteğe ihtiyacı olan öğrencilere birebir ders çalıştırıyor. Üçüncü sınıfta haftada iki gün öğretmen yardımcısı olarak, son sınıfta ise haftada üç gün aday öğretmen olarak staj yapıyor. Böylece adaylar mezun oluncaya kadar toplam 1500-2000 saat arasında staj yapmış oluyorlar. Kanımca bu tüm eğitim fakültelerinde uygulanması gereken bir model.
Hukuk Fakülteleri
Hukuk eğitiminde zorunlu staj yok, çünkü mezun olduktan sonra baro veya bakanlık stajı yapılıyor. Yani bugün bir hukuk fakültesi mezunu bırakın bir hukuk firmasını, herhangi bir kurumun içini görmeden mezun olabiliyor. Bunun çok büyük bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. MEF Hukuk mezunlarının çok kolay iş bulabilmelerinin en önemli nedenlerinden birisi birçoğunun zorunlu olmamasına rağmen birkaç staj yapmış (ve karşılığında ders kredisi almış) olması. Hukukta stajın büyük sorunlarından birisi de staj yapmaya çalışan öğrencilere bazı hukuk firmalarının (kanuna aykırı olarak) ücret ödemeyi reddetmesi.
Ortak sorunlar
Ülkede öğrenci sayısı çok, staj olanağı sayısı ise az. Şirketler meslek lisesi öğrencileri için stajyer kontenjanı oluşturmak zorundalar fakat üniversiteler için staj olanakları çok kısıtlı.
Merkezi bir düzenleyici olmadığından stajlarda kazanımların ne olacağı belirgin değil. Bazı kurumlar işi çok ciddiye alıp stajyeri gerçekten mesleğe hazırlıyor, fakat bazıları stajyere sadece getir-götür işleri veriyor.
Zorunlu staj için sigorta ödemesini üniversiteler yapmak zorunda. Fakat öğrenci deneyimini artırmak için fazladan (yani “gönüllü”) staj yapmak isterse (ki bu artık iş dünyasının beklentisi), sigorta ödemesini üniversite yapmıyor, birçok şirket de yapmayı reddediyor. (MEF’te bulduğumuz basit bir çözüm öğrencinin vakfa sigorta miktarı kadar bağış yapması ve sigortayı üniversitenin ödemesi.)
Maalesef birçok şirket zorunlu staj dışındaki stajlarda ücret ödemeyi reddediyor. Mezunlardan staj deneyimi isteyip, bu deneyimi kazanmaya çalışanlara ücret vermemeleri epey yaman bir çelişki…
Çözümler belli: tüm programlara staj zorunluluğu getirilmeli, tüm kurumlardan staj için kontenjan istenmeli, stajlar için asgari kazanımlar belirlenmeli, tüm sigorta ödemelerini devlet karşılamalı ve ücretsiz stajyer çalıştırılması engellenmeli. Ancak tüm bunlar gerçekleşirse bir devrimden söz edebiliriz. Torpilin engellenmesi çabasına ise ülkenin ahlaki durumunu ortaya koyduğu için ancak acı acı gülümseyebiliriz.