Reha Tartıcı
Tarihi doku ve modern mutfağın eşsiz buluşması
İstanbul’un tarihi dokusunu koruyan Karaköy, son yıllarda gastronomi dünyasının önemli adreslerinden biri haline geldi. Bu semtin büyüleyici atmosferinde yer alan The Galata Otel İstanbul çatısı altındaki Abdibey Lokantası da konuklarını bu etkileyici geçmişin izlerini taşıyan bir binada ağırlıyor. Tarihi yarımadaya bakan eşsiz manzarası, ferah dekorasyonu ve zarif ambiyansı ile misafirlerine etkileyici bir yemek deneyimi sunuyor. Mekânın şık ama bir o kadar da sıcak atmosferi, geçmişin mirasını modern bir dokunuşla yaşatıyor. Minimal mobilyalar ve soft renkler, ferah bir ortam yaratırken, her detayın özenle tasarlandığı hissini uyandırıyor.
Abdibey Lokantası, Anadolu mutfağını modern gastronomi teknikleriyle birleştirerek ayrıcalıklı bir deneyim sunuyor. Şef Onur Kutluca coğrafi işaretli ve mevsimsel ürünlere öncelik veriyor. Yerel üreticilerden temin edilen bu ürünler, sürdürülebilirlik ilkesine uygun olarak yaratıcı ve estetik sunumlarla lezzet tutkunlarına ulaştırılıyor. Mekânın iddiasını yalnızca yemeklerinde değil, hizmet kalitesinde ve misafir memnuniyetine odaklanan yaklaşımında da görmek mümkün.
Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğim Abdibey Lokantası’nda yaşadığım deneyim mekânın kurucusu Mahir Gündüz’ün sıcak bir karşılamasıyla başladı. Masaya ilk gelenler mezelerden biri olan “Abdibey Special” damakta bıraktığı uyumlu tatlarla oldukça başarılıydı. Sunumundaki şıklık ve kullanılan malzemelerin tazeliği, bu mezenin hafızamda kalıcı bir yer edinmesini sağladı. Mezelerin ardından servis edilen ara sıcaklardan “Sakatat İkileme,” özellikle Humuslu Kuzu Böbrek ve Altı Ezmeli, Narlı, Kuzu Yürek sunumuyla hem görsel hem de tat açısından oldukça etkileyiciydi. Böbrek ve yüreğin pişirilme seviyesi ile kullanılan baharatların dengesi iyi ayarlanmıştı. Bu ikilemenin ardından masaya gelen “Yöresel İkileme” tabağı, mutfağımızın klasik tariflerine saygılı bir yaklaşım sergileyerek modern dokunuşlarla zenginleştirilmişti. Bu tabakta yer alan “Kıymalı Mücver” ise sade ve lezzetli bir yorum olarak öne çıkıyordu.
Yemeklerin ardından tatlılara geçiş bu lezzet dolu deneyimin en keyifli anlarından biriydi. Hurma, kırık ceviz ve bal ile hazırlanan “Adana Atomu”nun sade ama oldukça lezzetli bir tercih olduğunu söyleyebilirim. Ama Şef Onur Kutluca’nın kavun, Ezine peyniri, taze nane, rakı ve zeytinyağıyla masada bizzat hazırladığı “Çilingir” isimli spesiyalinin alışılmış tatlılara farklı bir bakış açısı kazandırdığını özellikle belirtmek istiyorum. Kısacası farklı tatları birleştiren “Çilingir” böylesi lezzetli bir geceye oldukça sade ama bir o kadar da sofistike bir nokta koydu.
Bu eşsiz deneyimin ardında büyük bir özveriyle çalışan şef Onur Kutluca ve ekibi bulunuyor. Her bir detayın özenle düşünüldüğü yemeklerde, Anadolu mutfağının derin mirası modern gastronomi anlayışıyla buluşturulmuş. Ekibin emeği, her tabağın sunumunda ve lezzetinde kendini hissettiriyordu.
Anadolu’nun zengin mutfak kültürünü deneyimlemek ve kendini özel hissetmek isteyenlere Abdibey Lokantası’na gitmek için fırsat yaratmalarını öneriyorum.
İSTANBUL’UN HİNT RÜYASI
İstanbul’un eşsiz gastronomi sahnesine farklı bir soluk getiren Swissôtel The Bosphorus, dünya çapında ün kazanmış Hint restoran zinciri Madhu’s ile damaklarda unutulmaz tatlar bırakmaya devam ediyor. Londra’daki şubeleriyle geniş bir üne sahip olan restoran, geleneksel Hint mutfağını modern tekniklerle buluşturan yaklaşımı ve zarif iç mimarisiyle dikkat çekiyor.
Mekânın dekorasyonu, Hint kültürünün görkemini yansıtan detaylarla dolu. Girişte yer alan Buddha heykeli ve Boğaz’ın serin esintisini hissettiren geniş bahçesi, misafirleri zarif bir atmosferde karşılıyor. Bu şık mekân, hem gastronomik hem de estetik bir deneyim sunuyor. Madhu’s sunduğu otantik lezzetleri haftanın belirli günlerindeki Hint dans şovları ve canlı performanslarla zenginleştirerek misafirlerine çok boyutlu bir deneyim yaşatıyor.
Madhu’s geleneksel Hint tariflerini dört kuşaktır devam eden modern gastronomi yaklaşımlarıyla harmanlayan mutfak anlayışıyla, Hint mutfağının zenginliğini ve baharat dengesini ustalıkla yansıtıyor. Menüde yer alan “Punjabi Samosas” gibi atıştırmalıklar, “Robata Chops” ve “Masaledar Kuku” gibi yemekler, Hint baharatlarının etkileyici aromalarını çağdaş sunumlarla bir araya getiriyor. Bu yemekler, baharatın gücünü lezzeti boğmadan yansıtan bir dengeyle hazırlanıyor.
Geçtiğimiz hafta Madhu’s’u bir kez daha ziyaret ettiğimde, yine bu mutfak felsefesinin kusursuz bir örneğiyle karşılaştım. Chef de Cuisine Yüksel Yılmaz’ın tavsiyesiyle denediğim “Nyamah Choma” karabiber ve limonla marine edilmiş kuzu kaburgasıyla damakta sofistike bir lezzet izi bıraktı. Etin dokusu ve baharat dengesinin kusursuz uyumu, yemeği unutulmaz kılan unsurlardan biriydi. Tatlı olarak seçtiğim “Gajar Ka Halwa Baklawa” ise Hint mutfağının baharatlı tatlı karakterini ve Türk baklavasının zarafetini bir araya getirerek, lezzet yolculuğumu hem göz hem de damak için etkileyici bir finalle tamamladı.
Madhu’s, gastronomiye yaklaşımıyla yalnızca yemek sunmaktan çok daha fazlasını vadediyor. Her detayı incelikle planlanan menüsü, estetik sunumları ve kusursuz hizmet anlayışıyla misafirlerini ağırlıyor.
7 ÖNERİ / 7 yorum
PRİMİ – BALAT
Birbirinden lezzetli makarna çeşitleriyle adından söz ettiriyor.
VERTİCAL – CADDEBOSTAN
”Food Hall” konseptiyle farklı mutfakları bir araya getirerek farklı seçenekler sunuyor.
THE RUA – SUADİYE
Lezzetli yemekleri ve imza kokteylleriyle dikkat çekiyor.
BLENDED GREENS – MAÇKA
Güne sağlıklı bowl’larla başlamak isteyenler için ideal bir mekân.
KAVANOZ – ARNAVUTKÖY
Bohem havası ve samimi ortamı ile vazgeçilmez bir adres.
PİTA – KUZGUNCUK
Sağlıklı atıştırmalıkları ve ev yemekleriyle ünlü bir lezzet durağı.
PETRA – TOPAĞACI
Kahve çeşitlerinin yanı sıra sağlıklı sandviç çeşitleriyle öne çıkıyor.